(...STAR - Akşam Yıldızı) AYSUN KAYACI: Atletizmde bir yarış türü?... TOPRAK SERGEN: Maraton... AYSUN KAYACI: Yanlış... Maraton bir spor değildir... *** (...SHOW - Pişti) HABER: Tuğba Ekinci asker kıyafetleri ile ödül törenini bastı... REHA MUTHATAR: Tuğba böyle giyinmeye devam ederse önce balans ayarı yapılır, ardından da tanklar üzerinden geçer... *** (...KANAL D - Televizyon Makinesi) OKAN BAYÜLGEN: Afakan nedir Aysun?... AYSUN KAYACI: Afgan savaşçıları... > tebeşir tozu "-Attığınız tokada karşılık vermeyen kişiden sakının: O hem sizi bağışlamaz, hem de kendinizi bağışlamanıza imkan bırakmaz..." (...Bernard Shaw) > SÖZ'ün gelimi... (*Fenerbahçe tarihine eklenen yeri rekorlar...) 1- Bütün kupalara talip olup hiç birini alamama rekoru... 2- Şampiyon takımı iki maçta da yenerek şampiyon olamama rekoru... 3- Derbi kaybetmeden şampiyon olamama rekoru... 4- Son haftaya lider girip şampiyon olamama rekoru... 5- Vagonla para harcayıp şampiyon olamama rekoru... 6- 22 hafta lider kalıp şampiyon olamama rekoru... 7- Elle bile gol atarak şampiyon olamama rekoru... 8- Düşürülme numarası yapıp penaltı kazanarak şampiyon olamama rekoru... 9- En çok gol atıp en az gol yiyerek şampiyon olamama rekoru... (...Emre Artunç'un kendini bağlayan tesbitleri) Temel'in yeri... Temel, Tekel bayisine gitmiş; -Bana bir tane "Az" verir misin?... "-Az mı?"... Hiç böyle bir sigara duymadım... "-Ben de duymadım, ama doktorum bana "Bundan sonra artık Az iç" dedi..." sanatik kritik "-İyi ki, ikinci çocuğu doğurmamışım. Bakın ikincisi geliyor. Ama görün bakın, Kaya ile Feraye, o çocuğa bakamayacaklar. Finalde de bana kakalayacaklar. İş yine bana düşecek bebeğe de ben bakacağım..." (...Hülya Avşar) S.Ö.Z. der ki; "-Taksimetrede olduğu gibi dertleri yaşamakta da gece tarifesi vardır; iki kat yazar..." (...'Bunun üstüne daha ne söylenebilir ki' dedirten müthiş S.Ö.Z.leri) Bizimkiler... DEVLET: Gel gel, kaynanan seviyormuş... MUAMMER YAŞAR: Ne yiyoruz?... DEVLET: Fenerbahçe'den konuşuyorduk... *** NECMETTİN: Çift katlı otobüslerin üst katında telefonla konuşmak yasak mı?... TALİP: Bilmiyorum ama bence yasak olmaması lazım, şoför göremez orda?... *** BİLGEHAN: Kaça aldınız arabayı?... CEM: 12 milyara... Teybi, kılıfları, bir de çekiç bedavaya geldi... BİLGEHAN: Ne çekici yaa?... CEM: Ne bileyim, önde mi, arkada mı ne çekiç varmış... Taşlamalar... Haşlamalar... GÖLGE Kendi güneşinin parıltısından var olan, Herkesin bir gölgesi var... Kiminin büyük, Kiminin çok çok küçük... (osman.yavuz.inal) politik kritik "-Saldırı sizin ve partinizin, laiklik çizgisini zedeleme uğruna yükselttiği gerilimin bir terörist tarafından silahla yorumlanmasıdır. Seçim sizin için bir fırsat, aksi gelişmeler siyasi ötanazi yapmanız demektir..." (...Devlet Bahçeli) sportik kritik "-Doğal olarak şampiyonluğu son günde kaybetmek acı verici ama, Daum'un bunu aşacağına inanıyorum. Çünkü başarılı bir teknik direktör. Ama ona acımıyorum çünkü Daum'un merhamete ihtiyacı yok..." (...Eric Gerets) > Nostalji... Öğretmen ilkokulda fen bilgisi dersinde karıncaları anlatıyormuş... "Çalışırlarken kendi ağırlıklarından beş misli fazla yiyecek taşırlar" demiş, "Bundan nasıl bir ders çıkartıyorsunuz?..." "Bence", demiş öğrencilerden biri... "Anlaşılan bunlarda sendika mendika falan yok...!" sağdan - soldan (...Bolu - Park Kapısı - Mehmet Demirok) "-İLERDE ÇÖP VARİLİ VAR... BURAYA ÇÖP DÖKMEYİN İNSANLARI GÜNAHA SOKMAYIN..." *** (...İstanbul - Reklam Ajansı - Erdal Sarı) "-BÜTÜN PERSONEL ENSE YAPIYOR... BİZİMLE UYUMAK İSTER MİSİNİZ?..." *** (...İstanbul - Bisiklet Tamircisi - Raşit Eker) "-BİSİKLET TAMİRİ YAPILIR, FREN PATİLERİ DEĞİŞTİRİLİR, PATATES SOĞAN BULUNUR..." > Hayata dair... Seni düşünüyorum, güneşin ışıkları denizden aksedince... Seni düşünüyorum, ayın pırıltıları kaynaklara vurunca... Seni düşünüyorum, uzak bir yol üstünde tozlar havalanırken... Karanlık bir gecede, dar bir tahta köprüde bir yolcu ürperirken... Seni düşünüyorum, boğuk uğultularla orda yükselirken dalgalar... Kulak kesilmek için koruluktayım, sık sık her şeyin sustuğu anlar... Uzakta olsan bile ben senin yanındayım, sen de yakınımdasın... Güneş batıyor, biraz sonra, beni ışıtacak yıldızlar ne olurdu burada, Yanımda olsaydın...) > kadınlar & erkekler (...Kadınlara göre erkeklerin avantajları) >> Tüm uzaktan kumandaların hakimisiniz. >> Bavulunuzu hazırlamak, sadece "reklamlar" kadar sürüyor. >> Hayat boyu sürecek, gerçek bir dostunuz var: Futbol. >> Şişmanlamak sizi fazla üzmüyor. >> Sürekli bir sürü lüzumsuz şeyin içinde bulunduğu bir çanta taşımak zorunda değilsiniz. >> Bulaşıkları yıkamayı karınıza bırakabiliyorsunuz. >> Çiçek vererek, her hatanızı düzeltebiliyorsunuz. >> Hamilelikte oluşan çatlaklarla uğraşmıyorsunuz. >> Bir ayakkabı dolabına ihtiyacınız yok. Çünkü sadece iki çift ayakkabınız var. >> "Yeni saçımızı fark eden oldu mu?" diye kaygınız yok. *** (...Erkeklere göre kadınların avantajları) >> 30 yaşından sonra tepenizdeki saçlar dökülmeye başlamıyor. >> Burun ve kulaklarınız kıllarla kaplanmıyor. >> Hem duygularınız var, hem de bunlar hakkında konuşabiliyorsunuz. >> Doğuştan doğru hediyeyi verme yeteneğiniz var. >> Meşrubat kolilerini 6'ncı kata kadar kendiniz taşımak zorunda değilsiniz. >> İstatistiklere göre, siz kocanızdan 7 yıl daha uzun yaşıyorsunuz. >> Otomobilin patlayan lastiğini değiştirmeyi bilmek zorunda değilsiniz. >> Yuvarlak meşin olmadan da hafta sonunun tadını çıkarabiliyorsunuz. >> Sinemada gözyaşlarına boğuldunuz diye utanmanıza gerek yok. >> Ömrünüzün 2 bin 600 saatini tıraş olarak harcamıyorsunuz. > 22.05.1925 > Doğum günü kutlamalarında pastaya, 10 yaşını geçtikten sonra, her on yıl için bir mum dikildi... ** söz market dış haberler servisi (mustafa balkan ingiltere'den bildiriyor): ingiltere'nin başkenti londra'da üç mart bindokuzyüzelli tarihinde postaya verilen bir aşk mektubu, tam ellialtı yıl sonra adrese ulaştı... mektupta, gwen isimli dönemin genç kızı, erkek arkadaşı george green'i öğle yemeğine davet ediyordu... el yazısıyla yazılan mektupta şu ifadeler yer alıyordu: "george, önümüzdeki hafta monty'de buluşalım... saat iki senin için uygun mu?... sevgiler - gwen"... doksan kilometre mesafedeki cambridge şehrinden postalanan mektup, adresin üzerinde yazılı trinity koleji'ne daha birkaç gün önce ulaştı... sekreter patricia kirwan, "mektubun üzerindeki tarihi görünce hepimiz güldük. Belki de mektubun ulaşamaması büyük bir aşkı bitirmiştir" dedi...