(...ATV - Santra) AHMET ÇAKAR: Kendisi programa bağlandığında ona üç tane sorum olacak... İlk ikisini kendisi biliyor zaten... Üçüncüsü sürpriz... *** (...STAR - Lütfen Bu Konuya Girmeyelim) SABA TÜMER: Hani bir şarkıcı vardı, 'Benim Balonlarım Vardı' şarkısını söyleyen... Ne oldu o?... Öldü galiba değil mi?... PAKİZE SUDA: Ay bilmiyorum... Eğer bizi izliyorsa çok ayıp oldu valla... *** (...KANAL D - Ana Haber) MUHABİR: En çok ne çıkıyor bu dönem?... BALIKÇI: Hamsi yağıyor... MUHABİR: Kaça satıyorsunuz hamsinin kilosunu?... BALIKÇI: 5 milyondu, 4 milyona düştü... MUHABİR: En çok hamsi mi satılıyor?... BALIKÇI: Tabii... Hamsi sofraların vazgeçilmez meyvesi... *** (...SHOW - Uçankuş) GÜLBEN ERGEN: Bu taşların hepsi doğadan kopup bizim eve geldi... > Hayata dair... Bir kadın bir erkeği beğendiğinde örümceğe benzer... Sineği gözüne kestiren örümcek gibidir... Avının farkına varmıştır... Ama farkında değilmiş gibi ilgisiz durarak ağlarını örmeye devam eder... Sinek örümceğin ağlarına girdiğini fark ettiğinde artık bir kurbandır ve çıkışı yoktur... (...Bernard Shaw) > S.Ö.Z. der ki; "-Evlenirken erkeğin annesinin, kızın babasının sözü geçer..." (...İstatistiklere bakarken ettiği müthiş S.Ö.Z.leri) > "-Evlenirken erkeğin annesinin, kızın babasının sözü geçer..." (...İstatistiklere bakarken ettiği müthiş S.Ö.Z.leri) (...1950'li yılların kadını ile 2000'li yılların kadını arasındaki farklar) 1950'li yıllar: Yemeği tam zamanında hazırlayın... Önceden plan yapın, hatta bir gece önceden yemeği tam zamanında masaya koymak için her şeyi önceden düşünün. Birçok erkek eve geldiğinde aç olur ve nefis bir yemek ihtiyaçları olan sıcak karşılamanın bir parçasıdır. 2000'li yıllar: Yemek rezervasyonunu önceden yapın. Eğer gün çok yoğun geçiyor ise, eşinizin telefonuna nerde ve ne zaman yemek istediğinizi açıklayan bir mesaj bırakın... ... 1950'li yıllar: Kendinizi hazırlayın... Son 15 dakikayı dinlenmek için ayırın, böylece eşiniz eve geldiğinde kendisine hoş görünebilirsiniz. Makyajınızı tazeleyin, saçınıza kurdale koyun ve canlı görünün... Neşeli ve ilgili görünün. Sıkıcı bir günün ardından biraz keyiflenmeye ihtiyaç dayacaktır. 2000'li yıllar: Kendinizi hazırlayın... Eve dönüş yolu üzerinde kozmetik bölümü olan mağazalardan birine uğrayıp bedava ürünlerle kendinize biraz çeki düzen verin. Bu neşenizi yerine getirecektir ve eşiniz her ağzını açtığında sinir olmanıza engel olacaktır. (O'nun kredi kartını kullanmayı unutmayın!) ... 1950'li yıllar: Dağınıklığı toparlayın... Eşiniz eve gelmeden önce evin her tarafını dolaşın ve kitap, oyuncak, gazete gibi ortalıkta dağınık görünen bir şey varsa düzeltin. Sonra masaların üzerindeki tozları alın. Böylece eşiniz eve geldiğinde, ferahlayacaktır... 2000'li yıllar: Dağınıklığı düzeltin... Temizlikçiyi çağırın; kocanızın ve çocukların ortalıkta bıraktığı her şeyin yardım kuruluşlarına gönderilecek kutunun içine koymasını söyleyin... ... 1950'li yıllar: Gürültü olmamasını sağlayın... Kocanız eve geldiğinde çamaşır makinası, kurutma makinası, süpürge yada mikser gibi gürültü yapan tüm aletleri kapatın. Çocuklara sessiz olmalarını söyleyin. Eşinizi sevinçle karşılayın ve sıcak bir gülümseme ile kapıyı açın. 2000'li yıllar: Gürültüyü azaltın... Eğer eşinizden önce eve gelmeyi başarabilirseniz, kendisini banyoda ve kapı kitli olarak karşılayın... ... 1950'li yıllar: Eşinizi dinleyin... Söylemek istediğiniz yüzlerce konu olabilir, fakat eve gelir gelmez konuşmaya başlamayın... Önce O'nun konuşmasına izin verin... 2000'li yıllar: Eşinizi dinleyin... Ama asla son sözü söylemesine izin vermeyin... ... 1950'li yıllar: Hedefiniz: Evinizi, kocanızın rahat hissedeceği, düzenli ve huzurlu bir yer haline getirmeye çalışın... 2000'li yıllar: Hedefiniz: 'Bencil, sadece kendini düşünen, işe yaramaz bir insan' oluduğunu kafasına bir vazo atarken ifade etmekten kaçınmak ve ilişkinizi mümkün olduğunca dostça tutmaya çalışmak... > Temel'in yeri... Kadın erkek ilişkileri hakkında konuşuyorlarmış; TEMEL: Bana göre kadın ölçüleri 90-60-110 olmalı... DURSUN: Nasıl yani?... TEMEL: 90 yaşında... 60 milyon doları banka hesabında... 110 da nabız... *** Temel, Fadime'den ayrılmış, başkasıyla birlikteymiş; DURSUN: Fadime'yi terketmene hayret ettim... TEMEL: Başkasıyla karşılaşınca yapacak bir şey kalmamıştı... DURSUN: Kız güzel mi bari?... TEMEL: Jennifer Lopez'i ikiye katlar... DURSUN: Yapma yahu?... TEMEL: Valla... Onun iki misli ağırlıkta ve yaşı da en az iki misli... *** Dursun, eczaneden çıkan Temel'e bağırmış; DURSUN: Ne ula Temel, hasta mısın?... TEMEL: Ne hastası?... Ben seni mezarlıktan çıkarken görsem, 'Dursun sen ölü müsün' demem mi lazım?... > Bizimkiler (...Acil durum anlatımları) Sayfaların "filme gitme" saati geçmiştir... Adnan Abi son kontrolünü yapmış operatöre talimat veriyor; "-Tamamdır... Hemen yolla sinemaya..." *** Askerlik günlerinin nostaljisi yapılırken Cem anlatmaya başlıyor; "-Hiç unutmam bir gün çavuş... Ne diyecektim yaa..." *** Necmettin: Daha yeni ilaç içtin, her dakika ilaç mı içilir?... Talip: Olur mu baksana televizyondaki saat 21.45'i gösteriyor... Diyaloğundan sonra durumu fark eder Talip; "-Haa... O maçın saatiymiş yahu..." *** Küçük Hüseyin, Trabzonspor'un Brezilyalı kalecisini beğenmiyor; "-Jefferson Lopez ligin en kötü kalecisi bee..." (Gençlik, bekarlık...) > Tebeşir Tozu... "-Damla damla verilen su, susuzluğu büsbütün artırır..." (...George Sand) > ELİM SENDE KALDI Hiçbir karşılık beklemeden Elimi uzattım sevgiyle... Sımsıkı tuttun, bırakmadın... Çok hoşuma gitti önce, Sonra elim sende kaldı... ... Şimdi, düşünüyorum da; Nasıl tutunacağım Dünya'ya?... (osman.yavuz.inal) > Bugünün buluşu >> İlk kez bir işçi; patronun "Kovuldun" direktifine karşı, "Sen beni kovmuyorsun, ben kendim istifa ediyorum" işgüzarlığını yaptı... > itiraf reyonu... (...isim: emre ...şehir: van ...yaş: yirmi) İş yerinde oturmuş bilgisayarda MP-3 dinliyorum... Çok sevdiğim bir şarkıydı, ben de normal bir tonda eşlik ediyordum... Arkadaşım Kamil rahatsız olmuş meğer... Birden bana "Bu şarkıyı kim söylüyor" diye sordu... Ben de sazan gibi, "Gökhan Özen, Gökhan Özen" diye atladım... Bizim Kamil'in cevabı bana resmen kapak oldu; "-BIRAK O SÖYLESİN O ZAMAN..." (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) > sanatik kritik "-Gece yatarken bile yatağımın altına bakmadan yatamıyorum... Biri var mı, yok mu ya da kamera var mı diye bakıp, öyle yatıyorum... Beni çekerler diye korkuyorum, böyle yaşanır mı?..." (...Hülya Avşar) > politik kritik "-Deniz Baykal, 'Tayip Erdoğan nasıl Başbakan olduysa, Cumhurbaşkanı da olur, kimse engelleyemez' diyor... Biz engelleriz... Baykal son günlerde Tayip Erdoğan'ın koltuk değneği olmuştur..." (...Zeki Sezer) > sportik kritik "-Bu hanım futbolu değil, erkek futbolu... Bu hakemlerle Türk futbolunun bir yere gitmeyeceğini söylüyorum... İsmini cismini duymadığım, ne idüğü belirsiz kahramanlar, bizi katlediyor..." (...İlhan Cavcav) > Murphy'nin çerçeve özel "sevgili yasaları: >> en iyiler hep kapılmıştır, geriye uyuzlar kalmıştır... >> geriye kalanların kesin bir yamuk tarafı vardır... >> ne kadar tatlıysa, o kadar sizden uzaktadır... >> iyi sevgililer erken ölürler... >> asla iş arkadaşına aşık olma... >> ışıksız ortamda her kadın güzeldir... >> bir kadın çok yorgunken, ya da çok dinlenmişken tartışmaya girmeyin... >> bir erkek gerçekten çok sevmediği her kadının yanında mutludur... >> sevgili bulduktan hemen sonra, diğerleri sizin peşinizde olacaktır... >> iki sevgili adayından birini seçecekseniz, mutlaka yanlış olanı seçersiniz... >> "dost kalalım" diyen kişi asla bir daha dostunuz olamayacaktır... >> sevgiliniz "konuşmamız gerek" diyorsa ilişkiniz bitmek üzeredir... >> onsuz yaşayamayacağınızı söyleyin, ertesi gün sizi terketsin... >> birini ne kadar çok isterseniz o kadar uzaklaşacaktır sizden... >> kadınların sevgilileriyle ilgili söyledikleri sayıyı onla çarpmanız gerekir... >> sizin beğendiğiniz sizi sevmez, beğenmediğiniz aşkınızdan ölür... >> uğruna öldüğünüz sevgilinizle evlenince hayatınızın kalan kısmını öldürürsünüz... >> aşk kördür, evlilik uyandırma servisi...