Tuzaktan kumanda...

A -
A +

(...SHOW TV - Kadının Sesi) SERAP EZGÜ: Ben şu an sizin asıl duygularınızı merak etmek istiyorum... *** (...KANAL D - Sabahların Sultanı) SEDA SAYAN: Siz patronsunuz yani... BAYAN SEYİRCİ: Evet ama yalnız çalışmıyorum... Erkek ortaklarım da var... Zaten eşim de erkek... *** (...ATV - Özel Hat) MUHABİR: Burada da gördüğünüz gibi mısır satan bir teyze var... Ne satıyorsun teyze?... Bugünün buluşu > İlk kez tornavida olmayan yerde tamir edilecek şeyin vidaları çay kaşığı ile açıldı... (...14.10.1974) Ayaküstü... Bak sen şu işe... Bir zamanlar; "La bize erövizyon falan vermezler" diye hayıflanırken, ne günlere kaldık?... Dünyanın en büyük kültürel ödülü Nobel'i bile alabiliyoruz artık!... "Birinde Türkçe'yi, öbüründe Türkiye'yi karalayarak almış olmak" bize yeterince yorum olur... Ama benim asıl merak ettiğim şey; "soykırım sponsorlu" ödülün Fransa'daki oylamaya nasıl denk getirildiği?... Adamlar olaya bir de sanat katıyor... Biz bu aralar her şeyi tarihçilere bırakıyoruz... Durun bakalım... Yarının tarihçileri, bu günlere ne diyecek?... Kazım Kanat'ın ajandası... > Bu haftaki programa çıkarken makyaj yapan kızdan pudrayı biraz fazla sürmesi rica edilecek... (İki yanaktaki morluklar alınacak...) *** > Pazartesi günkü makalemin başlığı; "Orhan Pamuk'a Nobel'i ben aldırdım..." (Yazıda Ahmet Çakar'ın payına da değinilecek...) *** > Ümit Özat için ricada bulunan Aziz Yıldırım, ve İbrahim Akın için ricada bulunan Yıldırım Demirören kırılmayacak... (Motive edici birer yazı döşenecek...) Temel'in yeri... Temel, karısı Fadime ve tek çocukları Dursun'la denize gitmişler... Bir süre sonra Temel yüzmek için denize girmiş... Bir hayli açılmış ve suyun üzerinde sadece başı gözüküyormuş... Küçük Dursun ise ortalarda yokmuş... Fadime telaşla Temel'e bağırmış; "-Temeeel... Dursun yok Dursun..." "Meraklanma" diye cevap vermiş Temel; "-Bir yere gidemez, elinden sıkı sıkı tutuyorum..." Bizimkiler (...Bizimkiler İhbar Hattı) Sayfaları yaparken Faruk Abi Moldova'nın bayrağını koyacak... "Kolay bulurum" diye bize sordu; "Moldova hangi ülkenin takımı" diye... Biz buna gülerken Kazım Abi "Neye gülüyorsunuz" diye merak etti... Ona da anlattık durumu, önce hafif bir tebessüm etti sonra, "Hakikaten hangi ülkenin takımıydı" dedi... Hayata dair... Şair aldatıcıdır... Öyle mükemmel aldatır ki; Acı çekiyormuş gibi yapacak olur, Oysa acıdır hissettiği... ... Ve yazdıklarını okuyanlar, Okunan acıda iyice hissederler, Şairin tanıdığı ikiliği değil, Kendilerinin asla hissetmediğini... ... Ve böylece onun çarklarında, Döner, aklın oyuncağı, Bu küçük mekanik tren, Adına kalp denen... (...Fernando Pessoa) ...gündemin kıntıları... Türkiye'de doğdu, Fransalı oldu, Nobel'i de aldı, Orhan Nouma, Orhan Nouma... Tebeşir Tozu... "-İnsancıl olun' dedi birisi taşlara... Ve taşlar dedi ki; 'o kadar sert değiliz henüz..." (...Erich Fried) S.Ö.Z. der ki; "-Kırıldıkça yapılan tek şey kalptir..." (...Acının yapıştırıcı olduğunu iddia ereken söyle-diği müthiş S.Ö.Z.leri) kadınlar & erkekler Ayşe teyze ile Fadik kız ormanda bir kulübede yaşarmış... Fadik kız o kadar güzelmiş ki; Ayşe teyze onu her şeyden sakınır, gözü gibi korur, ortaya çıkarmazmış... Bütün işleri kendisi yaparmış... Ormana gider, ağaç keser, kestiği ağaçları sırtına yüklenir, kasabaya götürüp satarmış... Kazandığı para ile aldıklarını da yine sırtlanır, kulübeye getirirmiş... Gel zaman git zaman Ayşe Teyze yaşlanmış ve hastalanarak, yatağa düşmüş... Ölümünün yaklaştığını anladığında, Fadik kızı yanına çağırarak, üç altın vermiş ve demiş ki; "-Ben artık ölüyorum... Şu üç altınla kasabaya gidip, kendine bir eşek satın al... Kasabaya gidip gelirken yüklersin, sen de yorulmazsın..." Bunları söyledikten sonra da son nefesini vermiş... Fadik kız bir süre sonra Ayşe teyzenin dediğini yapmak için, üç altını almış yanına ve kasabaya doğru yola çıkmış... Ancak eşek nasıl alınır, bilmiyor... Ne yapacağını düşünürken, kasabanın ileri gelenlerinden birisi çıkmış karşısına... Sormuş; "-Ne arıyorsun burada Fadik kız..." -Ayşe teyzem ölmeden önce üç altın verdi... Eşek alacağım... Ancak nasıl alacağımı bilmiyorum... "-Ne yapacaksın ki eşeği?..." -Kasabaya gidip gelirken yük taşıyacağım... "-Yanlış öğüt vermiş sana Ayşe Teyzen... Şimdi sen beni dinle; al o üç altını, git kendine güzel esvaplar, ziynet ve çeyiz al... Ondan sonra da sana bir koca bulalım evlendirelim..." -Niye ki?... "-Eeee, bir koca on eşeğe bedeldir..." itiraf reyonu... (...isim: fatih ...şehir: konya ...yaş: yirmi) Bir akşam bütün aile toplanmış televizyonda bir filme bakıyoruz... Roma çağlarında geçmiş tarihi bir filmdi... Flimin içinde tavukların göründüğü bir sahne çıktı ve kardeşim saf bir şekilde sordu; "-Aaa baba... O zamanlar tavuk var mıymış?..." (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) sanatik kritik "-Direkt işi şirinliğe vurunca kimse asılmaya cesaret edemiyor... Türkiye'de insanları kırmadan araya sınır koyan benim gibi bir kız daha yok..." (...Ece Erken) politik kritik "-İftira ve yalan makineleri kendi tarihlerine baksın... Eğer yürekleri kendi tarihlerini konuşmaya yetiyorsa insanlığa hakkaniyetle yaklaşsınlar..." (...Tayyip Erdoğan) sportik kritik "-Her insanın gönlünde bir aslan yatar... Ben de aslında iyi bir Beşiktaşlıyım... Kötü olmak istemezdim ama bana başka seçenek bırakmadılar..." (...Cem Papila) >> söz market dış haberler servisi'ne az önce gelen bir haberi sunuyoruz: bulgaristan'ın dupnitsa kasabasında yaşayan bir köylü, bahçesine verdiği zararlar nedeniyle köpeğinden nefret ediyordu... sonunda köpeği dinamitle öldürmeye karar verdi... arkadaşlarıyla iddiaya giren köylü komşularının şaşkın bakışlarının arasında dinamit lokumunu hayvanın ağzına sokarak fitili ateşledi... bahçe duvarının arkasına saklanıp patlamanın sonucunu bekleyen köpeğin sahibi ve arkadaşları, ummadıkları bir olayla karşılaştılar... köpeğin, ağzındaki dinamit lokumuyla aniden evin açık unutulan kapısından içeriye girmesiyle dinamitin patlaması bir oldu... harabeye dönen evine bakıp muhabirimize yakınan köylü, "bu köpek, bana sürekli dert oluyordu... ölümü ise en büyük belayı başımıza açtı" dedi...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.