OS - 2866 Tuşları gıdıklayın! * TURKCELL, TELSİM VE AVEA'dan; "OS" yazıp boşluk bıraktıktan sonra mesajınızı yazıyorsunuz, "2866"ya gönderiyorsunuz... Çok bir şey değil; "4 SMS / 8 KONTÖR"... Hadi bakalım, pamuk eller cebe... SMS BÜLTENİ... > Ben Ahmet Cemal, sınıfta "Cemalenko" derler. Trabzon'un en güzel okulunun en çılgın sınıfındayım... 11/Fen B seni çok seviyorum... > Türkiye Gazetesi'ne "İnsan ve Toplum" sayfasını ayırdığınız için teşekkürlerimi sunarım... Tarsus'tan Ali Bahşiş > Ya kardeş ne kadar eğlenceli bir sayfa yapmışsın... He bu arada ben Bartın/Kozcağız'dan Sinan... Yayınlayıver, millet bekliyor... > Abi ben Hacı Ünlen Adıyaman'dan. Fenerbahçe-Galatasaray maçı oynanmadan skoru vereyim; F Bahçe 2-1 alır... Aslan Galatasaraylı abi, yayınlarsan halay çekeceğim... > Ben Düzce'den lastikçiler kralı Yavuz... Yolun düşerse seni başımızın üzerine taç yaparız, hayatını yaşarsın valla... Yolun düşmese de sen başımızdasın zaten... > Böyle zamanlarda güzel sözleri beceremiyorum... Reyhan'ım doğum günün kutlu olsun... Seni çok sevdiğimi zaten biliyorsun... Sabriye (Cumartesi ağabeycim, Cumartesi) > Seni düşünmediğimi düşündüğümü düşündükçe beni bu düşünceler düşündürüyor... F.Kaya/ İzmir > Sümeyye şimdiye kadar ne yaşamış olursak olalım, ben seni hâlâ seviyorum... Seni unutmam mümkün değil, hâlâ benim her şeyimsin... Antalya'dan Yusuf Tuzaktan Kumanda... (...LİG TV - Maraton) ŞANSAL BÜYÜKA: Hocam hakemin görmediği pozisyonlardan biri de bu... ERMAN TOROĞLU: Bak Şansal... Beni öldüreni ben affederim, ama hakim affedemez arkadaş... *** (...LİG TV - Maçın Ardından) OĞUZ TONGSİR: Çocuğun konuşabiliyor mu?... MEHMET: Almanca konuşabiliyor... OĞUZ TONGSİR (ÇOCUĞA): Merhaba... Nasılsın?... *** (...STAR - Son Ütücü) ARMAĞAN ÇAĞLAYAN: Metin Bey neden kaseti bu hafta çıkardınız, hani Ocak'ta çıkacaktı?... METİN ŞENTÜRK: Baktım Papa geliyor, ben de gündemi değiştirmek için bu hafta çıkardım... Temel'in yeri... Fadime kucağında bebek, eteklerini tutan beş yaşın altında dört çocukla avukata gidip "Kocam Temel'den ayrılmak istiyorum" demiş... Avukat "Şikâyetin nedir" diye sormuş... "-Uzun süredir evini terk etmesi..." "Uzun süre evini terk etmesi mi" demiş avukat şaşkınlıkla dört küçük çocuğa bakarak... "Şeyyy efendim" demiş kadın, "-Temel çok sık evini terk ediyor... Sonra dönüp dönüp özür diliyor..." Bizimkiler (...Geçen haftanın en iyi bombaları) > Hüseyin'in otobüste uyuyup, İETT garajında uyanması, taksi tutarak eve dönmesi... > Emin'in "Beyaz Pele Zico"ya, "Sarı Prens Zico" demesi... > Talip'in MSN listesindeki birinden kurtulmak için "Burada elektrikler gitti" diye yalan uydurması... > Özkan'ın Loreal Hardi'yi anlatırken "Lordi ile Hardi" demesi... Tebeşir Tozu... "-Flört ederken kalbimiz o kadar yüksek sesle atar ki, aklımızın sesini duyamayız..." (...Bern Williams) itiraf reyonu... (...isim: samet ...şehir: istanbul ...yaş: bilinmiyor) Bütün işyeri duyacak ama itiraf edeceğim... Bir gün ofiste tuvalete gittim, kapıyı ittim fakat kilitli... Bizim ofiste genelde iki erkek arkadaş vardır tuvaleti u kilitleyen... "Yine onlardan biri vardır" diye muzırlık yapıp kapıyı tekmeledim... Bir yandan da bağırıyorum "Hadi çık be" diye... İçerden bayan muhasebe müdürümüz çıkmaz mı?... Gerisini siz düşünün artık... Yayınla da rezil olalım... (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) Bugünün buluşu > İlk kez trafiğin sıkıştığı köprü girişlerinde kağıt helva satıldı...(...03.12.1982) sağdan - soldan Denizli'nin Acıpayam İlçesi'ni tanıtmak amacıyla kurulan ve dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan Acıpayamlılar'ı sanal alemde buluşturan "acıpayam.com" sitesindeki editörün notu; "-ARTDEŞLE, HADEN GARİ BURE UNUDDUNUZ ELLEM... SİZLEEEDE BİŞELE YAZIVEN BAKEM... IRLANIN ACCIK..." (...Altay Varol'dan) kadınlar & erkekler Kocaların çoğu pişirilme sürecinde "yanlış işlem" gördüklerinden yumuşaklıklarını ve iyi niteliklerini kaybederek bozulur... Gerçek odur ki, bazı kadınlar onları sıcak suda haşlayarak, bazıları ilgisizlikleriyle dondurarak, bazılarıda basıp, ezip turşusunu kurarak ve yine kimileri de savurganca harcayarak bozulmalarına neden olur... ... Özenilerek hazırlanan her kocanın iyi ve yumuşak olacağı söylenemez... Ancak iyi pişirilenin gerçekten tadına doyum olmaz. Koca şeçiminde ne lüferin alımındaki gümüş pırıltısı, ne barbunyanın altın yaldız görünümü geçerlidir... Bunun için çarşı pazar dolaşmaya da gerek yoktur. Genellikle en iyileri kapınızın önüne gelenlerdir... ... Beğeninin kişisel olduğunu düşünerek koca seçimini yalnızca kendiniz yapınız. Kendiniz sabırla pişiremeyecekseniz almaktan vazgeçiniz... Kocayı pişirmek için en iyisi porselen bir kap ise de, elinizde toprak çanaktan başkası yoksa özenle kullanıldığında aynı işi görebilir... ... Bazen pişerken tencerenin dışına taşıp yanabilir ya da kenarları sertleşerek kabuk tutabilirler... Onları tencerelerinde tutmak için "görev duygusu" adlı zayıf iplikten çok "huzur" adlı sağlam sicimle sıkı sıkıya bağlanmalıdır. ... Sevgi, sıcaklık ve neşeden oluşan sürekli bir ateş yakılır. Kişiliğinde uygun bir ısıya ayarlanarak ateşe oturtulur... Köpürerek taşması halinde kaygılanılmamalıdır... Pek çoğu iyice pişinceye kadar sık sık köpürebilir. ... Özellikle sirke ve karabiber yerine tatlıcıların "öpücük" adı altında sattıkları şekerden biraz konulabilir... Tadına bakarken hoşgörü, iyimserlik ve neşe benzeri baharattan birer tutam katmanız önerilir. ... Böyle pişirildiği zaman size çok uygun ve sindirilmesi kolay olacaktır... Dikkatsizlik nedeniyle ev ateşini soğutmazsanız, bozulmadan istediğiniz süre dayanır... Bu yolda hazırlanmış "koca" mutlu bir ömür boyunca tadını korur... (...Bin 800'lü yıllarda basılmış bir yemek kitabından) S.Ö.Z. der ki; "-Çok korkan ve hiç korkmayan insanlardan korkun..." (...Soğuktan titrediğini zannederken ettiği müthiş S.Ö.Z.leri) sanatik kritik "-Zamanında birinci sayfalık aşklar yaşadım... Serdar Bilgili'yi kullanmadım, sevdiğim için saygı gösterdim. Ama o, aşkımıza da çocuğuna da sahip çıkmadı... Kürtaj olmaya şoförüyle gittim..." (...Gizem Özdilli) politik kritik "-Bu topraklar kutsaldır... Kimse bizimle bu konuda milliyetçilik falan filan yarıştırmasın... İpek böceği politikasıyla milliyetçilik, vatanperverlik bir biriyle zerre kadar bağdaşmaz..." (...Hüseyin Çelik) sportik kritik "-Yurt dışında maç yönettiğimde, oyuncuların aldatmaya yönelik hareketlerini fazla görmedim... Ama Türkiye'de, en basit pozisyonlarda bile yanıltmaya çalışıyorlar, bundan korkuyorum..." (...Selçuk Dereli) >> söz market "görgü kuralları" çerçeve özel (beş): erkek daima yardımcı pozisyonundadır... ast-üst ilişkisinin olduğu yerde bayan-erkek ayırımı olmaz, ast-üstlük geçerli olur... asansörden inişte kapıya yakın olan önce çıkar, kural budur... merdivenden çıkarken önce bayan çıkar, inerken ise erkek önde olmalıdır... üst, konuk ve hanım daima sağdadır... üniformalı iken hanım solda yürümelidir... gelin solda, damat sağda olmalıdır... restoranda cam veya duvar önü tercih edilmelidir... girişe yakın ayakaltı yerlere oturulmaz... eş ile gidiyorsak karşılıklı oturulur... kalabalığa erkeğin yönü dönük olmalıdır... restoranda yemeği bayan söylemez, bey onun adına söyler... cep telefonu, telsiz vs. yemek masasının üzerine konulmaz... yemekten kalkma teklifi önce bayandan gelmelidir... siparişler erkek tarafından verilmelidir... kadını; giyimi, evi ve yemeği temsil eder... erkeği; arabası, ayakkabısı ve eşi temsil eder denir... tanıştırılan kişilerin özellikleri söylenmelidir... önce elini üst uzatır, sonra ast uzatır... bir bayan elini uzatmadıkça erkek elini uzatmamalı... hanımlar elini uzatmak zorunda değildir, başı ile selam verebilir... ismini unuttuğumuz insana soyadını sorarsak ismini de söyler... düğünde bayanlar tamamen beyaz giyinmemeli (beyazı sadece gelin giyer)... bir bayana asla suni çiçek hediye edilmez... çiçeği elden götürüyorsak mesaj yazılmaz... başka biri ile gönderiyorsak not yazabiliriz...