Tuzaktan Kumanda...

A -
A +

OS - 2866 Tuşları gıdıklayın! X TURKCELL, VodaFone VE AVEA'dan; "OS" yazıp boşluk bıraktıktan sonra mesajınızı yazıyorsunuz, "2866"ya gönderiyorsunuz... Çok bir şey değil; "2 SMS / 4 KONTÖR"... >> SMS BÜLTENİ... Eğer bir gün ölümün nasıl olduğunu merak edersen; gel de sana sensizliğin nasıl olduğunu göstereyim (...~) Beşiktaşlılar, umarım dersinizi almışsınızdır... Kesip sesinizi oturun aşağı... En büyük Fenerbahçe... (Acıların kızı) Evet ben de hak veriyorum (bütün sayfaların renkli olmasını)... Ömer abi senin sayfan da renkli olabilir mi (...~) Ben Tekirdağ'dan Enes; annem ve babama selamlar ve sevgiler (...~) Önemli olan şerefli bir kupa almak, ama oda Fenerbahçe'de olmadığı için... (Büyük Cimbomlu) Size teşekkür ediyorum. Çerçeve yazılarınız sayesinde tersten okuma yeteneğim gelişti (...~) Rıdvan sana olan aşkım İstanbul kadar büyük, Ağrı Dağı kadar yüksek, Paris kadar çekici, senin gibi vazgeçilmez, benim gibi delikanlı (...Burçin Yılmaz) >> Tuzaktan Kumanda... (...KANAL D - Makine) METİN AROLAT: Engelliler Haftası nedeniyle engellilere akülü elektrikli sandalye veriyoruz... *** (...SHOW TV - Şarkı Söylemek Lâzım) EROL BÜYÜKBURÇ: Küçücük, fındık kadar Kenan Doğulu bizi dördüncü yaptı... ORAY EĞİN: Neresi küçük Kenan'ın?... EROL BÜYÜKBURÇ: Valla her yeri küçük işte... *** (...FOX TV - Bir Dilek Tut) DENİZ SEKİ: Kemal için çok fazla bir şey söylemeye gerek yok... Kendisi son derece 10 numara yarıştı... >> S.Ö.Z. der ki; "-Kalbiniz; sizi sevmeyenleri de içine almıyorsa, yüreğiniz yeterince büyük sayılmaz..." (...Ne çıkacak diye merakla beklenen ağzından süzülen müthiş S.Ö.Z.leri) >> Sağdan - Soldan (...Erzurum - Dükkan Camı - Ahmet Ersoy) "-CAMI KIRMAYIN, ANAHTAR PASPASIN ALTINDA..." *** (...İstanbul - Lokanta - Taner Altın) "-LÜTFEN KAFANIZI ÇARPMAYIN..." *** (...Ankara - Dükkan Camı - Adem Fırıncı) "-DÜKKAN ÖNÜNE PARK ETME... BAŞKA İHSAN İSTEMEZ..." >> Bugünün buluşu X İlk kez bir kürdan imkansızlığında, sigara paketinin bandrolü diş arasına sokuldu... (...19.05.1955) >> Bir yaş daha büyütenler Bhoi Ailesi'nin 30 yaşındaki kızları Bimbala Das, hastalıkla boğuştuğu günlerde karşısına çıkan kobra yılanına süt verdi... O andan itibaren rahatsızlığında düzelme olduğunu fark etti... Genç kız, kendisini iyileştirdiğine inandığı kobra yılanına aşık oldu... Bimbala Das, 2 bin kişinin katıldığı geleneksel bir Hint düğünüyle yılanla evlendi. Yılanın, yuvasından çıkmadığı için bulunmadığı düğünde gelin ipek elbise giydi. >> Sizinkiler... Türkiye'nin hatırı sayılır üniversitelerinden birinden mezun bir arkadaşımın veciz sözü: "-Küresel ısınma deyip duruyorlar... Kardeşim bu ülke Nisan ayından sonra hep ısınır... İlk defa olan bir şey değil ki bu... Nedir bu panik?..." (...izmir_35'ten) >> Hayata dair... Her şeyi kontrol etmeye ve yönetmeye çalışmaktan vazgeçin... Sürekli "alarmda"; olmanız gerektiğini söyleyen iç sesinize kulak vermeyin... Yeni yollar denemesi için ruhunuza izin verin... Bir şey için elinizden geleni yaptıktan sonrasını dert edinmeyin... Fırsatların karşınıza kendiliğinden çıkmasına izin verin... Kendinize günlük hedefler çizin... Kendinizi huzursuz hissettiğinizde içinizdeki barışın merkezine gidin... Sinirlenmenin boşa giden enerjiden başka bir şey olmadığını unutmayın... Tek bir doğru yoktur... Olayları algılama şeklinizi değiştirin... Kendinizi başkalarının yerine koyun... Böylece daha zor incinir ve incitirsiniz... (...Dr.Deepak Chopra) >> Temel'in yeri... Okulda çocuklar gizli bir şekilde tuvalette sigara içiyormuş... Bir gün yine içerken okulun en sert hocası Temel tarafından baskına uğramışlar ve herkes bir tuvalete girmiş... Tabii o panikle iki kişi aynı tuvalete girmiş... Girmişler ama düşünmeye başlamışlar, "Tuvaletin kapısının altında 20-30 santim kadar bir boşluk var; iki kişi olduğumuz görülebilir..." Düşünmüşler, taşınmışlar uyanık olanı, "Birer ayağımızı kaldıralım" demiş... Nasıl olsa ayakkabı, pantolon her şey aynı... İkisi yan yana gelmiş, sağdaki sağ ayağını, soldaki sol ayağını kaldırmış... Temel gelmiş tuvaletin önüne, eğilip içeri bakmış ve; "-Evladım ayakkabılarını ters giymişsin..." >> itiraf reyonu... (...isim: nil ...şehir: istanbul ...yaş: ondokuz) O zamanlar lise son sınıftaydım... Bir gün okul çıkışı kızlarla (üç kişiyiz) eve doğru yürüyoruz caddede... Tabii akşam olmak üzere ve hepimiz okulda yorulmuşuz... Sessiz sedasız giderken arkadaşlarımdan biri bana saati sordu... Ben de kolumdaki saate bakıp "Altı buçuğa beş" var dedim ve o anda hepimiz birden gülmeye başladık... Cadde boyu eve gidene kadar devam etti gülmemiz, tanıdık tanımadık herkese rezil olduk. (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) >> Bizimkiler... (...Uzan'ın Bizimkiler'e vaatleri) "-Engin Atay emekli olmayacak, ölene kadar çalışacak..." ... "-Sırrı kimseden tek dal sigara almayacak..." ... "-Serdar hiçbir maçta yedek kalmayacak..." ... "-Emin'in saçları bir sabah ansızın çıkmış olacak..." ... "-Fatih toplara pisburun vurmayı bırakacak..." ... "-Otomotik olarak "dün"ler "bugün"; "bugün"ler "dün" olacak..." ... "-Köpek adamı ısırınca da haber olacak..." ... "-Kırşehirim.net kapanacak, Ercan çay verecek..." >> sanatik kritik "-Dünyanın hiçbir yerinde manken dediğin, güzelliği yüzünden kimseden özür dilemek zorunda kalmaz... Ama ben son dönemlerde güzelliğimden dolayı özür diler, bunu kamufle eder hale geldim..." (...Aysun Kayacı) >> politik kritik "-Cumhurbaşkanı ciddi bir hukuk adamı, Anayasa'yı çok iyi bilen, devletin sorunlarını çok iyi kavrayan bir insan... Türkiye'nin başının derde girmemesi için gerekeni en iyi şekilde takdir edecek insan..." (...Deniz Baykal) >> sportik kritik "-Fenerbahçeli yöneticiler tüm sezon boyunca ağlayıp sızladılar... Fenerbahçeli futbolcuları tebrik ediyorum, alkışı hak ettiler ama yöneticilerini etmiyorum... Çünkü bütün sezon gözyaşı döktüler..." (...Sabri Sarıoğlu) >> MMMR'İn duvarI... Yaz günü ya malum... Ülkeyi hiç yormasak... Bizim mahallede bir seçim yapıp milletvekillerini dağıtıversek, diyorum! (Kurnaz tEnuZ) ... Seçim sonuçlarına bakıp partimizin ismindeki "HALK" ibaresini kaldırırsam kimse alınmasın artık!.. (Tehditkar tEnuZ Çerçeve özel "Cumartesi hikayesi": Leyla'nın ve Mecnun'un yaşadığı devirlerde bir kıtlık olur... Anlatılan hikayeye göre Leyla aç insanlara sıcak yemek dağıtmaktadır... Uzun yemek kuyruğuna geçenler arasında Mecnun da vardır... Fakat sıra Mecnun'a geldiğinde Leyla yemek vermek yerine elindeki kepçeyi Mecnun'a vurur. Mecnun ise bir ödül almış gibi sevinerek gider ve tekrar sıraya geçer. Buna bir anlam veremeyen halk Mecnun'a sorar: "Behey deli oğlan, her seferinde dayak yiyorsun, hâlâ ne diye sıraya geçiyorsun?.." Mecnun'un verdiği cevap, "Neden Mecnun olduğunun" da cevabıdır aslında... Ve bu cevabı yalnızca Mecnun gönüller anlar: "Görmüyor musunuz; yalnız bana vuruyor!..."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.