Tuzaktan Kumanda
(...FLASH TV - Desti İzdivaç)
ESRA EROL: Aceleniz yok ama değil mi yani?...
EVLENECEK KADIN: Hayır hayır, kesinlikle acelem yok... Bir yıl olur, iki yıl olur beklerim...
ESRA EROL: Oha...
tebeşir tozu
"-İnsan sahip olduklarının toplamı değil, fakat henüz gerçekleştireme-diklerinin toplamıdır..."
(...Jean Paul Sartre)
Bu kaç?...
G.Saray, Leverkusen önünde 5-0 mağlup götürüyor maçı...
Rakibiyle kafa kafaya çarpışan Servet için doktor sahada...
Tedavi tamamlanınca Servet ayağa kalkıyor...
Doktor 5 parmağını açmış soruyor:
" Bu kaç?..."
Servet, tabeladaki skoru 5 parmak olarak gözünün önünde görünce bozuluyor:
"-Biliyoruz!..."
Artık kısa konuşmaya son
-Sayın Baykal, Mustafa Sarıgül sizi kesin ihraç talebiyle Parti Disiplin Kurulu'na vermiş...
"-Skandal..."
...
-Sevgilim için "Bebeğim" şarkısını söyler misiniz Özcan Bey?...
"-İyi fikir..."
...
-Yanlış hesaplamışız, henüz 10. yılınız tam dolmamış Aziz Bey...
"-Çüş...
...
-Özhan Abi, bırakmanızı istemeyen Galatasaraylılar varmış...
"-Hadi len..."
bizimkiler...
(...Bizimkilerin imza attığı dalgınlıklar)
* Cem'in, evde sigara içmek isterken çakmağı olmadığını fark etmesi ve ocaktan yakayım derken sigarayı musluğa dayaması...
* * *
* Fehim'in Fenerbahçe Stadı'ndaki Ali'ye "Fenerbahçe-Sevilla PAF maçı kaç kaç bitti" diye sorması... Ali'nin çevredeki gazetecilere danışması ve statta kahkaha dalgalarının yayılması...
***
* Mehmet'in şirket hattı olmayan Baha'yı Serdar'ın cep telefonundan araması ve "Baha oralarda mı" diye sorması... Onun da "Bi saniye abi, bağlayayım" demesi...
hayata dair...
Aşk yaralar...
Ellerle ayakları delip parçalamayan aşk yoktur...
Aşkın şiddetli mutluluğu, aynı zamanda aşkın şiddetli acısıdır...
Acının peşinden koşmuyorum, ama acıtıyor...
Acı çekmenin peşinden koşmuyorum ama acı çekiyorum...
Ürkmemek, uğraşmamak, aşkın yolundaki bu şeyleri görmezden gelmek en iyisi...
Bu aşk kolay değil;
Ama yalnızca imkansız olan uğruna çabalamaya değer... (...Jeanette Winterson)
S.Ö.Z. der ki;
"-Hayat; kendisi için çalışanları sınıfta bırakan tezat bir sınavdır..."
(...Of... Müthiş S.Ö.Z.leri
yani)
SÖZ'ün gelimi...
(...Erkek adam nasıl bilgisayar kullanır?... Memduh Öğütçü'den)
* Sabit diskden, fandan, CPU'dan çıkan seslerle huzur bulur...
* Gecenin bi vakti bile olsa bilgisayar başında atletle şortla oturmaz...
* Ctrl+Alt+Delete ile uğraşmaz direkt reset atar...
* Silmek istediği dosyayı Shift+Del kombinasyonu ile siler, geri dönüşüm kutusu kullanmaz, tükürdüğünü yalamaz...
* Sevdiği kızın adını ağaca değil, monitöre kazır...
* Ayna önünde değil, web cam yardımıyla monitör önünde tıraş olur...
* Hızlı yazayım derken yaptığı yazım yanlışlarını silmekle uğraşmaz, hemen Enter'a basıp gönderir...
* Sistemini power tuşuyla değil anakartın üzerinden kısa devre yaptırarak açar...
* Pencereleri ve bilgisayarı fareyle kapatmaz, Alt+F4 kullanır...
* Renkli, cicili bicili Windows Media Player arayüzü yerine, siyah arayüzlü Winamp kullanır...
* Uzaktan yardım kullanmaz, hatalı bilgisayar nerdeyse oraya gider...
* Klavye bozulduğunda çöpe atmaz oturur can yoldaşını tamir eder...
Temel'in yeri
İnşaat ustası Temel, amele Dursun'a; yere üç metreye üç metre genişliğinde, iki metre derinliğinde bir çukur açmasını söylemiş...
Dursun başlamış kazmaya... Kazma işlemi bittikten sonra Temel gelmiş ve yanlış yer gösterdiğini, çukuru doldurması gerektiğini söylemiş...
Dursun kazdığı yerden çıkardığı toprakları tekrar çukura doldurmuş... Ancak çukur dolduktan sonra tepesinde fazla topraktan dolayı bir tümsek oluşmuş...
Temel'in odasına giderek, "Çukuru doldurdum ancak tümsek kaldı, ne yapayım" diye sormuş...
Temel kızmış;
"-Her işi ben mi öğreteceğim size?... Çukuru biraz daha derin kazacaksın..."
kadınlar & erkekler...
Eskilerin söylediği, benim yeni öğrendiğim güzel bir söz...
Aslında, "Bu havalarda iyi giyinin" diyeceğim...
Niye bu başlık altında yazdıysam;
...
"-Şems-i şitaya... Cilve-i nisaya... İltifat-ı ümeraya aldanma..."
(...Kışın güneşine... Kadının cilvesine... Amirin iltifatına aldanma)
kritik
"-İbrahim Tatlıses aslında çok romantik biridir... Hatta onunla bir gün belediye otobüsüne ve vapura binerek küçük bir İstanbul turu atmıştık..." (...Asena)
MİCKEY ROURKE: Bazıları asla kafayı yemez... Onlarınki gerçekten korkunç bir hayat olmalı... (...Bar Kelebeği filminden) 