Tuzaktan kumanda

Tuzaktan kumanda YAŞAR BÜYÜKANIT: Askerler Uludağ'da kayaktan dönmediler... *** AHMET ÇAKAR: Cüneyt Çakır'ın vücudundaki kıl sayısı kadar maç yönettim ben... *** AHMET ÇAKAR (Kalli'yi anlatıyor): 94 senesinden 2007 senesine kadar evinde oturan adam ya arızalıdır ya emeklidir... *** BİNNUR KAYA (Şahika): Bugün dünya kadınlar günü... Seni günümle döverim... Çakar bikini giyerse gazete başlıkları... Anadolu Ajansı: "-Çakar kaybetti, bikini giydi..." Milliyet: "-Geri dönüşü olmayan bir yola girdi..." ... Hürriyet (İnternet): "-Güzel resimleri için tıklayın..." ... Sabah: "-Ya Fener yarı finale çıkarsa?..." ... Star: "-Pirelli Takvimi'nin İspanyol güzeli..." ... Türkiye: "-Yorumu bırak, şansa bak..." ... Vatan: "-Stüdyoda Kuğu Gölü Balesi..." ... Fotomaç: "-Yeni Çakar posteri (Yarın Fotomaç'ta)..." ... Zaman: "-Yorumcunun zor anları..." itiraf reyonu... (...isim: mercan_ca ...şehir: izmir ...yaş: yirmi) "Bu insanlara niye sadece un veriyorlar" diye kızmışlığım vardır çocukken... "Hadi un veriyorsunuz bari pişirip verin... Bu imkanlarla nasıl hazırlayıp ekmek yapsınlar" diye... Birleşmiş Milletler'e ait yardım paketlerine neden "UN" yazıldığını çok sonra öğrendim çok... (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) bizimkiler... (...Bizimkiler'in Tunus notları - 2) Emin, bizi gezdiren tur otobüsünün teybinden, "Evlerinin önü boyalı direk" şarkısını duyunca en arkadan fırladı, sesi açmaya çalışıyor... Dil olmadığı için şoföre de bir şey diyemiyor... Ama ses bir türlü artmıyor, hatta teybin ışıkları bile yanmıyor... Halbuki o sırada Mehmet İstanbul'dan Naci Abi'yi arıyor... Zaten cep telefonunda "Yes"e basınca da müzik duruyor... sizinkiler... (...Erbil bombaları) * Beyazıt'taki tarihî nargile kafelerinin yanındaki mezarları süs zannedip adamlara "Bak tarihî olsun diye eski mezar yapmışlar" demesi... ... * "Nargile içmeyi biliyorum" deyip, "İçine mi üfürüyoz, yoksa içimize mi çekiyoz" diye sorması... ... * Beyazıt'tan Beylikdüzü'ne arabayla gelmeye çalışırken taa köprüye gelince yanlış yolda olduğunu anlaması... (...Abdullah Kış'tan) tebeşir tozu "-Hür olmadan kendini hür sayan insan, her zamankinden daha köledir..." (...Goethe) hayata dair... Eğer biraz daha ömrüm olsa idi: Büyük bir ihtimalle tüm düşündüklerimi söylemezdim; ama tüm söylediklerimi düşünürdüm... ... Eşyalara değerlerine göre değil de, ne anlama geldiklerine göre değer verirdim... ... Daha az uyur, daha çok rüya görürdüm. Çünkü gözümüzü ne zaman bir dakika kapatsak ışığı altmış saniye kaybederiz... ... Başkaları geri dururken, ben yürürdüm. Diğerleri uyurken, ben uyanık kalırdım... ... Başkaları konuşurken, ben dinlerdim. Güzel çikolatalı bir dondurmayı nasıl da seve seve yerdim... ... Nefretimi buz üstüne yazar ve güneşin çıkmasını beklerdim... ... Dikenlerin acısını hissetmek için, gülleri gözyaşlarımla sulardım... ... Biraz daha ömrüm olsa idi: Tek günümü, sevdiklerime onları ne kadar sevdiğimi söylemeden geçirmezdim... (...Johnny Welch) Temel'in yeri Kekeme Temel, bir kuşçu dükkanına girmiş... Rengarenk papağanlara uzun uzun baktıktan sonra konuşmuş; "-Lü... lü... lütfen... Bi... Bir... Pa.... Pa... Papağan... İs.. İs... İstiyorum..." Dükkan sahibi Temel'i kolundan tuttuğu gibi kapıya doğru sürüklemeye başlamış; "-Çok rica ederim bir an önce terk edin burayı... Yoksa mallarımın hepsini bozacaksınız..." *İğnelik... ELENSE Hünerinle kur ilgi, Bildiğine ver karar! Kullanılmayan bilgi, Kimin işine yarar? ... Göz atarsan dünyaya, Görürsün, iş bilenin! Toslarsın bir kayaya, Kütüğü olma selin! ... Klonlama türevi, Konuşturan naktidir. Bırak sen de peşrevi, 'Elense'nin vaktidir! (...Sefa Koyuncu) kritik "-Çapkın bir adam olmadım... Kadınlar beni sevdikleri için geldi... Çünkü kalbi temiz, zararsız bir insanım... Kadınlar için sığınılacak çok güzel bir limanım..." (...Ferdi Tayfur) CLAİRE: Sürekli benden ayrılmaya çalışıyorsun, halbuki birlikte değiliz bile... (...Elizabethtown filminden)