tuzaktan kumanda

tuzaktan kumanda (...NTV-Haydi Gel Bizimle Ol) ÇİĞDEM ANAD: Aslında yalandan pozlar verdiniz; bir imaj verdiniz sanki genç kızlarla çok ilgileniyormuşsunuz gibi?.. LEVENT KIRCA: İlgileniyorum... Niye ilgilenmeyeyim?... Reklam arasında Aysun'la ilgilendim örneğin. *** (...ATV-Maksat Muhabbet) KADİR ÇÖPDEMİR: Nilgün Belgün'le hiç aynı projede yer aldınız mı?... NURİ ALÇO: Maalesef kısmet olmadı... NİLGÜN BELGİN: Ben o gazozu hiç içemedim... kadınlar & erkekler -Adın ne?... "-Necati... " -Yaşın?... "-Otuz üç... " -Evli misin?... "-Hayır... Alnımdaki yara otomobil kazasında oldu..." tebeşir tozu "-Hayat planınız sizin elinizde değilse, varlığınızı rastlantıya bırakmışsınız demektir..." (...Irvin Yalom) itiraf reyonu... (...isim: gitmeu ...şehir: istanbul ...yaş: kırk) "Bu insanlara niye sadece un veriyorlar" diye kızmışlığım vardır çocukken... "Hadi un veriyorsunuz bari pişirip verin... Bu imkânlarla nasıl hazırlayıp ekmek yapsınlar" diye... Birleşmiş Milletler'e ait yardım paketlerine neden "UN" yazıldığını çok sonra öğrendim çok... ... Yukarıdaki itirafı ben halen anlayamadım... Valla birileri bana anlatsın sevabına... Söz veriyorum, anlayınca ismimi açıklayıp kendimi rezil edeceğim... (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) hayata dair... İçinde bulunduğunuz sahneyi sevmiyorsanız, mutsuzsanız, yalnızsanız, tekdüzelik içinde yaşadığınızı düşünüyorsanız, değiştirin sahnenizi... Yeni bir dip perdesi boyayın... Çevrenizdeki oyuncuları değiştirin... Yeni bir oyun yazın... O da iyi bir oyun değilse, inin sahneden ve başka bir oyun yazın... Milyonlarca oyun var; insanlar kadar çok... (...Leo Buscaglia) bizimkiler... Tunus'ta Sevilla-Fenerbahçe maçı için bir kafe ayarladılar bizim için... Yerleştik ve maçın başlama saatini bekliyoruz... Arap kanalı; maçtan önce İstanbul'daki ilk karşılaşmanın önemli anlarını veriyor... Birkaç dakika sonra reklama girilince Ali Sami Abi ayağa kalkıp bağırmaya başlıyor; "-Bu ne rezalet kardeşim... Şampiyonlar Ligi gibi bir organizasyonda maç arasında reklam mı olur?..." Herkes şokta tabii... İlk maç olduğunu anlatmak biraz sürüyor... Ben görmedim ama Naci Abi'ye sorarsanız, Ali Sami Abi'nin ilk maçtaki gol pozisyonlarında ayağa kalktığını, saç/baş yolduğunu da söylüyor... HHH Açık söylemek gerekirse "Tunus'tan kötü bir not söyle" deseler, "Yemekleri kötü" derim... Ali Sami Abi de hiç beğenmedi, yalnız onun gerekçesi biraz farklıydı... "Yav arkadaş" diyordu son gün öğle yemeğinde, "-Ne kadar tuz döksem, yemek aynı... Et tatlı olur mu hiç?..." Böylesi bağırıp çağırırken tuzluğu bir de biz kurcalayalım dedik... Toz şeker döküyormuş meğer yemeğe... Üstelik bir gün önce de kravatına yağ damladı diye aynı şekeri oraya da boca etmiş... ... Fotoğraf da; her sokakta durdurup poz verdiren Ali Sami Abi'nin makinesinden... Boşa gitmesin hani... sizinkiler... Avusturya'ya ablamın yanına gidecek annem için konsoloslukta form dolduruyorlar; GÖREVLİ: Avusturya'ya ne için gideceksiniz?... ANNEM: Kızımın yanına... GÖREVLİ: Kızınız ne iş yapıyor?... ANNEM: Kızım evli, ben de kızım ve damadımın yanında kalacağım... GÖREVLİ: Damadınız da evli mi?... Yaşanmıştır, zerre abartı yoktur... (...Turgay Sakarya'dan) Temel'in yeri Temel, oğlu Dursun'u bir türlü okumaya göndermiyormuş... "-Okuyup da ne olacak?... Bizim dükkanda çalışacağına göre bir, iki, üç saysın yeter bana..." Fadime karşı çıkmış; -Olur mu canım?... Diyelim dükkanı Dursun'a bırakıp kahveye gittin... Dört tane adam geldi, üçten fazla sayamazsa gelip sana ne diyecek?... "-Dert ettiğin şeye bak Fadime?.. Gelir; 'Baba üç kişi geldi, yanlarında bir herif daha var' der..." S.Ö.Z. der ki; "-Tekzip; azınlığın okuyup önemsemediği yalan haberi, duymayan büyük çoğunluğa duyurmaktır..." (...Kendisinden "Düzeltme" istenince, ikna etmek için kullandığı müthiş S.Ö.Z.'leri...) kritik "-Gece hayatına düşkünüm ama erkekler konusunda çok utangacım... Karşı cinsle kolay ilişki kurabilen, maymun iştahlı bir kız değilim..." (...Tuba Ünsal) JODİE FOSTER: Evren çok büyük bir yer, herhangi bir insanın hayal edebileceğinden de büyük... Sadece biz varsak, bu uzayın korkunç bir israfı demek olurdu, değil mi?... (...Mesaj filminden)