tuzaktan kumanda
(...FOX TV - Objektif)
SİNAN AYGÜN: Eleman arayan kuruluşların listesini verdim, oralara müracaat edilebilir...
KADİR ÇELİK (Telefondaki travestiye): Bak, kepçe operatörü aranıyormuş. Fuhuş yapacağına kepçe operatörü olsana...
***
(...LİG TV - Sivasspor - Beşiktaş)
MUHABİR: Beşiktaşlı Cisse'ye maçta zenci demişsin doğru mu?...
MOHAMMED: Olur mu öyle şey?... Bizim takımda da iki zenci arkadaşımız var...
sağdan - soldan
(...İstanbul - Duvar Yazıları - Hakan Yauz'dan)
"-Alem oyuncu olmuş, ben de yönetmen... İstediğime rol veririm, istediğime yol..."
...
"-Biz köşe çocuklarına aşkı bilmez demişler... Sorun bakalım sosyete çocuklarına aşkı kimden öğrenmişler..."
...
"-Bu vatan bizim, ferman gerekmez... Türk askerinin olduğu yere yabancı giremez..."
tebeşir tozu
"-Üç kişi bir sırrı taşıyabilir... Eğer ikisi ölmüşse..."
(...B.Franklin)
itiraf reyonu...
(...isim: samet y. ...şehir: istanbul ...yaş: yirmiiki)
Facebook'ta birine "Sınıf arkadaşıyız" diye yalan atmak istiyorsanız isminiz her zaman "Murat" olmalı...
Mesela benim adım "Samet", ama üyelik hesabım "Murat Kurt" şeklinde kayıtlı...
Her sınıfta bir "Murat" olduğu gerçeğine daha çok inanmaya başladım...
İtiraf şimdi, rezillik iş ciddiye binince olacak...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
bizimkiler...
Ümit Abi, gazetenin verdiği OKS sınav kartını, "Kontör" diye eniştesine vermiş...
"Şifreyi giriyorum, ama yüklendi diye mesaj gelmiyor" demiş, sabaha kadar uğraştıktan sonra...
***
Refik'i habere gönderen İhsan Altıkardeş, okul müdürünün "Validen izin alın" demesi üzerine telefonda kayıtlı valinin numarasını aramış...
Bursa Valisi gibi konuştuğu kişiye olayı anlatmış, ancak telefondaki kişi Çankırı Valisi çıkmış...
***
Her maçtan sonra yazar ve muhabirleri almak için statlara araba gönderen Serdar, Chelsea-Fenerbahçe maçından sonra da Kadıköy'e araba yollamış...
Şoför gece 03.00'te aramış, "Abi maç bitmedi mi daha" diye...
Bulunmaz Nazilli kumaşı!
Chelsea-Fenerbahçe maçını yazılı basından takip ettiyseniz;
3 önemli gazetenin birinci yorumcusu olarak Rıdvan Dilmen'i okudunuz...
-Televizyon konuşmalarını; sanki kendi yazarlarıymış gibi vermek, okuyucuya ayıptır...
-Hiçbir şey demeden, sabah kalkınca kendini o sayfada bulmak Rıdvan Dilmen'e ayıptır...
-"Bizde onun gibi yazan bir tane yazar yok" demektir ki; en büyük ayıp kendilerinedir...
hayata dair...
Günün birinde belki anlarsın
ne kadar sevdiğini,
ne kadar sevebileceğini,
ne kadar sevildiğini,
ne kadar sevilebileceğini...
Ama iş işten geçmiş,
sevgilin, seni seven gitmiş,
yitmiş olabilir...
İşte o zaman üzülme vaktidir...
Yerli yersiz ağlama vaktidir...
İşte o zaman çevrene dönüp,
Şimdi ne yapacağım diye sorma vaktidir.
Alacağın cevabı sana söyleyeyim güzelim;
"BİLMİYORUM"
diyecekler, senin dediğin gibi.
(...Yorgo Wiestmich)
Temel'in yeri
Temel, İstanbul'un sıkıcı atmosferi ve hava kirliliğinden sıkılarak köye yerleşmeye ve çiftçilikle uğraşmaya karar vermiş...
Köyün pazarına gitmiş ve bir satıcıdan 100 tane civciv almış...
Ertesi hafta yeniden aynı satıcıya gitmiş ve 200 civciv daha istemiş...
Bir sonraki hafta 300 civciv daha...
Daha sonraki hafta satıcıdan 500 civciv istediğinde satıcı Temel'e taktirle karışık bir hayranlık ifadesiyle sormuş;
-Vay canına... İşler iyi gidiyor galiba?...
Temel, sıkkın bir ifadeyle omuzunu silkmiş;
"-Yok canım, berbat... Hiç verim alamadım... Onları ya çok derine ekiyorum, ya da çok seyrek..."
sizinkiler...
Maaşlardan şikayet eden arkadaşımız Bahattin Yörük örnek veriyor;
"-Ne demiş Napolyon; "Sezar'ın hakkı Sezar'a..."
(...Ahmet Çetin'den)
kritik
"-Halk bu kadar ilgi gösterdiyse sosyologlar Recep İvedik filmini değil, Türk toplumunun yapısını incelemeli... Ben şahsen böyle bir filmde asla rol almazdım..." (...Demet Akbağ)
"-Bazen bir şey yapar ve belanızı bulursunuz... Bazen de yapmadığınız şeyler size belanızı buldurur..."
(...Fight Club filminden)
