tuzaktan kumanda

A -
A +
tuzaktan 
kumandatuzaktan kumanda (...KANAL D-Beyaz Show) BEYAZIT ÖZTÜRK: Biz seni hayvan sevgisinden de tanıyoruz... ZEYNEP DİZDAR: Evet... İnanır mısın arabamda kedi maması taşıyorum, yolda görünce durup onlara veriyorum... Çünkü öyle fakir kediler var ki... bizimkiler... (...İsmail Arıcan, gurbetteki Bizimkiler'i anlatıyor) Fırın işleten üç arkadaşımız zaman zaman buraya ekmek-pasta çeşitleri getiriyor... Bizler de kemali afiyetle yiyoruz... Yeni başlayan sekreterimiz Zehra Hanım da bu pastalardan istifade ediyor tabii... Bir gün akşam üstü bir şahıs gelip burada çalışan bir arkadaşı soruyar... Olmadığı için Zehra Hanım "Kim geldi diyelim" diye soruyor... "Ekmekçi dersiniz" diyor... Zehra Hanım, uzun zamandır yediği o nefis pasta ve ekmekler için teşekkür etme fırsatını yakalamanın keyfini yaşıyor, "Aaaa... O güzel pastaları, ekmekleri siz getiriyorsunuz demek... Ne kadar güzel şeyler... Ama bana çoğu zaman kalmıyor... Getirdiğinizde beni haberdar edebilir misiniz?..." Adam şaşkın şaşkın konuşmaya başlıyor; "-Şeyyy... Siz beni birisiyle karıştırdınız galiba... Ben nakliye firmasından... Benin soyadım Ekmekçi... Soyadımla bilinirim ben..." *iğnelik... > HALAT Haydi çocuklar tutun, Halatın bir ucundan! Bir ucunu unutun, Atıldılar oyundan! Kilitleyip yarışı, Kör kuyuya attılar... Kaybettiler varışı, İşe hile kattılar! Düştü artık değerden, Eskidi bu oyuncak! Tam inceldiği yerden, Halat koptu kopacak! (...Sefa Koyuncu) tebeşir tozu "-Erkeklerin aklı ev kadınını arar... Kalbi ve hayal gücü ise hafif kadının peşindedir... (...Goethe) bir yaş daha büyütenler... Öğretmen Burhan Kırdağ, emekli olduktan sonra yıllardır hayalini kurduğu evi inşaa etmeye başladı... Evin temelini dere kenarından attı... Ev yamaca doğru yükselmeye başladı... Yamaç bitene kadar kat atmaya devam eden Kırdağ, bir baktı ki 11. kata kadar gelmiş... Kırdağ evin en üst katını hayvanlarına ayırdı... Ama onları oraya teleferikle çıkarıyor. Burhan Kırdağ derdini şöyle anlatıyor: "-Buzağı iken hayvanları çıkarmak kolay oluyordu ancak şimdi onları teleferikle 11. kata çıkartıyoruz"... hayata dair... Bir gün bir taksiye atladım ve havaalanından hareket ettik... Sağ şeritte yol alırken siyah bir araba park ettiği yerden aniden yola, önümüze çıktı... Taksi şoförü sert bir şekilde frene bastı, kaydı ve diğer arabaya çarpmaktan milim farkıyla kurtuldu... Diğer arabanın sürücüsü camdan başını çıkartıp bağırmaya ve küfretmeye başladı... Taksi şoförü ona gülümsedi ve içten bir şekilde el salladı. Ve gerçekten çok arkadaşçaydı. Sordum: Neden bunu yaptınız?... Adam neredeyse arabanızı mahvedip ikimizi de hastaneye gönderecekti... Taksi şoförü bana, şimdi 'Çöp Kamyonu Kanunu' dediğim şeyi öğretti... ... Şoför pek çok insanın çöp kamyonu gibi olduğunu açıkladı... Her tarafta çöp dolu olarak dolaşıyorlar; kızgınlık, öfke ve hayal kırıklığı dolular... Çöpleri biriktikçe onu bırakacak bir yere ihtiyaç duyuyorlar ve bazen sizin üzerinize bırakabilirler... Kişisel almayın... Sadece gülümseyin, onlar için iyi şeyler temenni edin ve yolunuza devam edin... Onların çöpünü alıp iş yerinize, evinize veya sokaktaki diğer insanlara dağıtmayın... İşin ana fikri şu ki, başarılı insanlar çöp kamyonlarının günlerini mahvetmesine ve ellerine geçirmesine izin vermezler... Hayat sabahları pişmanlıklarla uyanmak için çok kısa... Dolayısıyla size iyi davranan insanları sevin, iyi davranmayanlar için dua edin... (...Çeviri: Lale Külahlı) S.Ö.Z. der ki; "-Sevenin mutluluktan, sevmeyenin acıdan alacağı vardır..." (...Klimalar çarpmadan önce ettiği müthiş S.Ö.Z.leri) Temel'in yeri Fadime ve Temel'in çocuğu olmuş... Bütün akrabalar doğumevine doluşmuş... Çiçekler, tebrikler gelmiş... Dedeler, nineler, halalar, teyzeler, amcalar, dayılar bebekten ayrılmak bilmiyormuş... Hepsi birden karar vermiş: "-Ah yavrum... Tıpkı babası..." Fadime mırıldanmış: "-Zararı yok... Sağlığı yerinde olsun da..." itiraf reyonu... (...isim: umut ...şehir: bilinmiyor ...yaş: yirmi bir) Haberlerde verilen görüntülerin üstünde "Arşiv" yazardı eskiden... Ben o "Arşiv"i bir ülkenin başkenti falan sanırdım... Üstelik bu durum liseye kadar sürmüştü... İsim yok, şehir yok, rezillik diz boyu... (omer.soztutan@tg.com.tr itiraf edin, rezil edelim...) kritik "-Fikirleri, yüreği, cesareti ortada olan, 'her şeyi başarabilirim, tüm zorluklara karşı ayakta dururum, senin yanındayım' diyen bir dost, arkadaş, sevgili ve eş bulmak neredeyse artık imkânsız..." (...Ceyda Düvenci) CALVERO: Zaman en iyi yazardır... Her zaman mükemmel sonu yazar... (...Limelight filminden) tuzaktan 
kumanda
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.