tuzaktan kumanda
(...ATV-İbo Show)
İBRAHİM TATLISES: Senin bu evlilik işleri ne olacak... Daha ne kadar?...
BEYAZIT ÖZTÜRK: Hayırlısı işte, hep soruyorlar ama bir şey yok şu an...
İBRAHİM TATLISES: Benim bir bacım var, evde kaldı... Onu sana yamamaya çalışıyorum...
itiraf reyonu
(...isim: fatih bayık ...şehir: istanbul ...yaş: yirmi üç)
Arkadaşlarla vapurdan karşıya geçilmektedir... Kalabalık olan üst katta, püfür püfür ve şen şakrak gidilmektedir...
Birden arkadaşın elindeki gazeteye dikkat çekilir ve "Ver bakayım ne yazmışlar" diye çekiştirilip alınır...
Karşıdaki vermemek için direnmiştir ama daha inatçı olan ben kazanmışımdır...
Rezil sahne bu sırada cereyan eder...
Gazeteyi kaptırmak istemeyen kişi arkadaş değil, o sırada orada bulunan şanssız bir vatandaştır...
Geri uzatılırken gözler kısılır, boyun bükülür, seyahatin kısa sürmesi için dilekler dilenir...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
SÖZ'ün gelimi...
Millet geçen yılki cevabı kime verdi?
Başbakan Erdoğan'ı eleştiren CHP lideri Baykal, "Ankara'yı neden el ele verir noktaya getiremiyorsun? Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi, başsavcılık, üniversite, partiler ve Kamer Genç ile kavga. Önüne gelenle kavga ediyorsun" demiş ve "Herkes suçlu da sen mi haklısın? Senden başka haklı olan yok mu? Hak ettiğin cevabı millet sandıkta sana verecek" diye konuşmuş.
Ey Allah'ım sen nelere kadirsin. Daha bir yıl önceki milletin % 47'lik müthiş cevabını görmeyenler, şimdi millet cevap verecek diyebiliyor. Millet daha nasıl cevap versin? Hadi bütün olanları unutalım. Millete gerçekten güveniyorlarsa en geç sekiz ay sonra sandık yine milletin önünde.
Ama eminim huylu huyundan vazgeçmez. Yine mızıkçılık yaparlar. Karakolda doğru söylerler mahkemede şaşarlar.
En zoruma gideni de ne biliyor musunuz?...
Kamer Genç'in de bu işe bulaştırılmasın... Bari hiç olmazsa onu bulaştırmasınlar... O gitsin rahatça çiçeklerini sulasın...
(...Mustafa Koç
Okur/Yazar)
S.Ö.Z. der ki;
"-Doğum günü, ajandaya bakılarak hatırlananlardan olma... İyi bir tarihte doğmayı kaçırdıysan, iyi bir hayat yaşa..."
(...Her yıl aynı tarihte ettiği müthiş
S.Ö.Z.leri...)
hayata dair...
Acınız, anlayışınızı saklayan kabuğun kırılışıdır...
Nasıl bir meyvenin çekirdeği; kalbi güneşi görebilsin diye kabuğunu kırmak zorundaysa, siz de acıyı bilmelisiniz...
Ve eğer kalbinizi, hayatınızın günlük akışını hayranlıkla izlemek üzere açarsanız, acınızın, neşenizden hiç de daha az harikulade olmadığını göreceksiniz...
Ve kırlarınızın üstünden mevsimlerin geçişini kabul ettiğiniz gibi, aynı doğallıkla, kalbinizin mevsimlerini de onaylayacaksınız...
Ve kederinizin kışını da, pencerenizden huzur içinde seyredeceksiniz...
Acılarınızın çoğu sizin tarafınızdan seçilmiştir...
Acınız, aslında içinizdeki doktorun, hasta yanınızı iyileştirmek için sunduğu "acı" ilaçtır... (...H.Gibran)
Temel'in yeri
Temel, yeni tanıştığı sevgilisi ile gece geç saatlerde Beyoğlu'nda yürürken büyük bir mağazanın önünde durdular;
"-Bunlardan istiyorum Temel ..."
Temel lafı ikiletmeden cebinden kocaman bir tuğla çıkardı ve vitrine fırlattı... Vitrinden kucak dolusu etek ve kazak alıp, sevgilisine verdi.
Yürümeye devam ettiler. Kız bu defa bir kürkçünün önünde durdu ve mankenin üzerindeki vizonu gösterdi;
"-Onu da istiyorum..."
Temel elini cebine attı, bir tuğla daha çıkardı ve vitrine fırlattı. Birkaç dakika sonra kürk kızın sırtındaydı.
Yürümeye devam ettiler. Kız, bir kuyumcunun önünde durdu. Vitrindeki zümrüt kolyeyi gösterdi:
"-Onu da istiyorum..."
Temel, yine elini cebine attı ve bir tuğla parçası daha çıkardı, vitrine fırlattı. Ve sevgilisinin istediği zümrüt kolyeyi kendi elleriyle boynuna taktı.
Yürüdüler... Kız bir oto galerisinin önünde durdu bu kez. Son model BMW'yi göstererek:
"-Onu da istiyorum..."
Temel öfkeyle kıza döndü:
"-Eee, yeter ama... Senin isteklerin bitmeyecek... Benim tuğla fabrikam mı var sanıyorsun?..."
bizimkiler...
Talip, eski günlerinden bir hatırasını anlatıyor;
"-Hiç unutmam; ilk sallama çayı şehirlerarası otobüste içmiştim...
Çayı ve sıcak suyu ayrı ayrı verdiler...
Ben poşeti yırtıp çay otunu bardağa boşaltmıştım..."
kritik"-Biz dedik ki, bu trenden inen bir daha binemez... Bizim trenden inenle işimiz olmaz... Siyasette bu tür çıkışları yapan hiçbir zaman başarılı olmamıştır..." (...Tayyip Erdoğan) *İğnelik...
KERVAN
Şöyle mâziye bakıp,
Yârını görüyoruz...
Gemileri de yakıp,
İleri yürüyoruz!...
Bir hedefe her kolda,
İlerleyen mutludur...
Dönülmeyen bu yolda,
Kenetlenmek kutludur!...
Kimi gayrette her ân,
Kimi de ayak sürür!...
Yolda kalmaz bu kervân,
Açar yolunu yürür!...
(...Sefa Koyuncu)
tebeşir tozu
"-Hırsları kökünden atmak imkansızdır... Onları yalnızca asıl amaçlarına doğru yöneltmeye çalışmalı..." (...Tolstoy)
bir yaş daha büyütenler...
Hindistan'da bir banka, hesap açtırmak isteyen dilencinin getirdiği madeni paraları üç günde sayabildi...
Laxmi Das adlı dilenci kadın, 91 kilogram gelen paraları, çocuk felci olduktan sonra, 40 yıldır biriktirdiğini söyledi...
16 yaşında dilenmeye başlayan Das, "Bu paraları dilenemeyeceğim günler
için sakladım... Bir gün yaşlanacağımı ve hastalıklara kalacağımı biliyordum, dolayısıyla ihtiyatlı davrandım" dedi.
GRETCHEN: Donnie Darko?... Ne biçim bir isim bu böyle?... Sanki süper kahraman ya da öyle bir şeysin gibi...
DONNİE DARKO: Sana olmadığımı düşündüren ne?...
(...Donnie Darko filminden) 