tuzaktan kumanda
(...SHOW TV - Şarkı Söylemek Lazım'dan.)
YAŞAR GAGA: Benim baştan beri anlatmaya çalıştığım şey bu. Hepimiz keşke aynı kriterlere göre puan versek.
AYSUN KAYACI: Ama o zaman tek bir tane jüri üyemiz olurdu.
tebeşir tozu
"-Hayat sonunda çoğumuzu kırar, ama kimilerimiz, kırıldığımız yerlerde daha da güçleniriz..."
(...Hemingway)
*iğnelik...
KAOS
Niçin açık bu çarşı,
Kilitleyelim gitsin...
Maksat dünyaya karşı,
İtibârımız bitsin!
Yürüsün millet yayan,
Dili sarksın herkesin!
Ekmeği bulamayan,
Papyonlu pasta yesin!
Kalmasın açık kepenk,
Harç bitti, yapı paydos!
Gitsin istikrâr âhenk,
Buyursun gelsin kaos!
(...Sefa Koyuncu)
itiraf reyonu...
(...isim: h.b. ...şehir: istanbul ...yaş: bilinmiyor)
Minibüslerin her durakta, hatta durak olmayan yerlerde bile dakikalarca beklemesi neticesinde yolcular ile şoför arasında yaşanan tartışmalara birçok kez şahit olmuşsunuzdur...
Ama trafik sıkışıkken, dalgınlıkla, şoföre; "Niye ilerlemiyorsun kardeşim" diyerek fırça atan ve bu sebeple şoförle tartışan bir yolcu eminim görmemişsinizdir...
E tabii o an, bu olayın yaşandığı minibüste değilseniz...
Aslında bütün suç, ayakta duranların... Önümü kapatmasalardı...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
bizimkiler...
(...Haftanın yıldızı Serdar'dan inciler)
CEM: Japon var mı?...
SERDAR: Bizde yok da İHA'da Japonca bilen biri var abi...
***
SERDAR: Kuş mu besliyorsun sen...
ABDÜLHAKİM: Evet... Ne var ki, balkonda bakıyorum...
SERDAR: Kaçıncı katta oturuyorsun?...
ABDÜLHAKİM: Üçüncü kat...
SERDAR: Abi hayvanlar düşüp ölür ordan...
***
ALİ: Duydun mu; manken Çiğdem Savaş estetikle yüzünü Tansu Çiller'e benzetecekmiş...
SERDAR: Bir sürü masraf çıkacak... Kimlik için yeniden fotoğraf bile çekilecek...
hayata dair...
Küçük bir çocuk annesinin doğum gününde bir ev resmi yapmaya karar vermişti...
Küçük zihninde ev çoktan boyanmıştı bile; en küçük ayrıntısına kadar nasıl olacağını biliyordu...
Geriye sadece kağıda dökmek kalmıştı...
...
Doğum günü için resim bitti... Elinden geldiği kadar bir ev şeklini ortaya dökmüştür. Bu bir sanat eseridir çünkü ona aittir, her bir çizgisi annesine olan sevgisiyle yapılmıştır, her pencere her kapı orada olması inancıyla boyanmıştır.
Bir saman yığını gibi görünse bile şimdiye dek boyanmış olan en mükemmel evdir; bir başarıdır çünkü küçük sanatçı ona tüm kalbini ve ruhunu vermiştir onu yapmak için tüm varlığını katmıştır.
...
Bu, sağlıktır, bu başarı, mutluluk ve hakiki hizmettir. Mükemmel özgürlükte kendi tarzında, sevgiyle hizmet vermek.
Böylece bu dünyaya geliyoruz, hangi resmi boyayacağımızı bilerek, hayatta yolumuzu planlamış olarak. Geriye kalan onu maddiyata çevirmemizdir. Sevinç ve ilgiyle geçiyoruz hayattan, bütün dikkatimizi bu resmi mükemmel hale getirmeye odaklanarak ve elimizden gelen en iyi şekilde düşünce ve amaçlarımızı seçtiğimiz çevrede fiziksel hayata geçiriyoruz.
...
Baştan sona kendi ideallerimizi, kendimize ait olan arzularımızı sahip olduğumuz bütün kuvvetle takip edersek başarısızlık yoktur, hayatımız müthiş bir başarı olmuştur, sağlıklı ve mutlu bir hayat.
Çocuk ressamın aynı küçük hikayesi gene bize, eğer izin verirsek, hayat zorluklarının bu başarı, mutluluk ve sağlığı nasıl bozduğunu ve bizi amacımızdan saptırdığını gösterecektir.
...
Çocuk mutlu ve kendini vermiş olarak resmi yaparken biri gelir ve "Neden oraya bir pencere koymuyorsun? Şuraya da bir kapı koyabilirsin, bahçe yolu şuradan gitsin" der.
Çocukta bunun sonucu, yaptığı işe ilgisini kaybetmesi olacaktır. Devam edebilir, ama şimdi başkasının fikirlerini kağıda dökmektedir; sinirlenebilir, mutsuz olabilir, bu tavsiyeleri geri çevirmeye korkabilir, resimden nefret etmeye başlayabilir, belki resmi yırtabilir; çocuğun tipine göre reaksiyon ortaya çıkacaktır.
...
Sonuçta ortaya çıkan resim tanınabilir bir ev resmi olabilir fakat mükemmel değildir ve bir başarısızlıktır çünkü bu artık başkasının fikirlerinin yorumudur; kendisinin değil.
Bir doğum günü hediyesi olarak kullanılamaz çünkü zamanında bitmeyebilir ve annesi hediye için bir dahaki seneyi beklemek zorunda kalabilir.
Bu, hastalıktır, müdahaleye reaksiyondur. Bu geçici başarısızlık ve mutsuzluktur; ve bu başkalarının hayat amacımıza müdahale etmesine ve zihinlerimize şüphe, veya korku veya ilgisizlik ekmesine izin verdiğimizde gerçekleşir.
(...Dr. Edward Bach)
Temel'in yeri
Adam otomobili ile dağlık bölgeden ilerlerken yolunu kaybetmiş...
Karşısına çıkan ilk kulübede Temel oturuyormuş... Zilini çalmış ve Temel çıkmış;
-Zalimoğlu kasabasına nasıl gidilir?...
"-Hiç duymadım... Bilmiyorum..."
Adam otomobile atlayıp, yoluna devam etmiş...
Bir müddet sonra bakmış ki arkadan müthiş bir süratle toz bulutu içerisinde bir otomobil geliyor...
Yolun kenarına arabayı çekmiş ve aracın içinden az önce adres sorduğu Temel ve Fadime inmiş...
Temel demiş ki;
"-Bu benim eşim... Sorduğunuz adresi o da bilmiyormuş..."
bir yaş daha büyütenler...
Almanya'da 42 yıldır ehliyetsiz araç kullanan 54 yaşındaki sürücü polis kontrolünde yakalandı...
Amberg kentinde rutin kontrol sırasında yakalanan 54 yaşındaki ehliyetsiz Alman, daha 12 yaşındayken babasını otomobiliyle bir lokale götürüp evine getirdiğini anlattı...
Hiç kaza yapmamakla da övünen ehliyetsiz sürücü, bugüne kadar hiçbir kontrole denk gelmediğini ve hiç ehliyet sınavına girmediğini kaydetti...
kritik
"-Çok ciddi bir teklif aldım, hayat hikayem film olacak... Bu film yalnızca Türkiye'de değil dünyanın dört bir yanında ayak bastığım her yerde çekilecek..." (...Banu Alkan)
KAYLEİGH: Bunu neden yapıyorsun ?
EVAN: Bu sabah kalktığımda gülümsemeni gördüm. Bu gülümsemeni.
Ve sonra, hayatımın geri kalanını senle geçirmek istediğimi anladım. 