tuzaktan kumanda

tuzaktan kumanda (...KANALTÜRK - Her Şeyi Söylemek Mümkün) DOĞA RUTKAY: Ayşe Özyılmazel, Saba Tümer ve Oya Yılmazel bir programa başladı... Tam 1,5 saat beni tartıştılar... Çok rahatsız oldum çok... MESUT YAR: Ne oldu, golü attın işte burada 1-1 oldu... DOĞA RUTKAY: Gol oldu mu olmadı mı bilmiyorum ama benim de ters bir tarafım vardır yani... *iğnelik... MOLA BİTTİ Jurnalciler kararla, Derin bir şoka daldı... Direnenler ısrarla, Ekrana bakakaldı!... Kara lekeyi sildik, Beyazlık görünüyor... Tehlike yok şimdilik, Rahatça yürünüyor!... Geçti kızaktan kaymak, Bitti mecbûrî mola... Yetti yerinde saymak; Durmak yok, devam yola!... (...Sefa Koyuncu) tebeşir tozu "-İşi çok olanların gözyaşları için vakitleri yoktur..." (...Lord Byron) itiraf reyonu... (...isim: ali taşdelen ...şehir: istanbul ...yaş: bilinmiyor) Komşuma postadan evrak gelmişti, evde olmadıkları için postacı bana bıraktı... Zarfın üzerinden bina vergisi olduğu anlaşılıyordu... Akşam, evin onsekiz yaşlarındaki oğlu gelince evrakı ona verdim... Baktı, baktı, baktı; "-Abi emlak vergisiymiş... Bizimkiler de memlekette... Ben bunu yarın geçerken emlakçıya yatırsam olur değil mi" dedi... Fakat biz bir şey diyemedik... (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) Hayata dair Cesur olun... Başarının garantisi yoktur ama bir girişimde bulunmazsanız başarısızlığın garantisi çoktur... Başarının garantisi olmamasına rağmen, ilk adımı atar atmaz kendi başarı ihtimalinizi önemli ölçüde artırabilirsiniz... ... İlk adımı cesurca atın... Sonra bir adım daha, bir adım daha... Bir bakacaksınız ki hedef, daha yakında görünüyor... Bir bakacaksınız ki hedefiniz artık ulaşılabilecek bir noktada... ... Ne gerekiyorsa yapın... İstekli olun... Gerekli olan şeyleri yapmak yeterlidir... Çaba gösterecekseniz, tam çaba gösterin... Aksi takdirde değerli vaktinizi ve enerjinizi boşa harcamış olursunuz... ... Yolunuza çok zor engeller çıkar... Onlardan biri de siz olmayın... Engellere karşı meydan okuyabilirsiniz, bu engellerin de üstesinden gelebilirsiniz, cesurca öne doğru adım atarak başarıya ulaşabilirsiniz... Bunu yaptığınız zaman, "Daha önce niye tereddüt etmişim ki" diyeceksiniz... (...R.Marston) SÖZ'ün gelimi... Karaciç/Mladic Adam Lahey'deki dama tıkıldı ya. Manşetlerde yine Karaciç. İş bununla bitmiyor bu kez de 'Mladic bu yolla yakalanabilir' diye başlıklar atılıyor. Ama o kadar kolay değil. Karaciç katliamın sivil lideri idi. O yakalandı (!) ve Sırbistan'a AB'nin yolları açıldı. Mladic ise katliamın askeri sorumlusuydu. Bu gidişle Mladic de ancak Sırbistan'ın Nato'ya girmeye karar vermesinden sonra yakalanacak (!)... Durum öyle gözüküyor. (...Mustafa Koç - Okur/Yazar) S.Ö.Z. der ki; "-Nerde olduğunuz değil, hayata nerden baktığımız önemlidir..." (...Ben de edeyim deyince Mustafa Karaman'a ettirdiği müthiş S.Ö.Z.leri) Ayaküstü... Ayaküstü sohbetimizi Ankara'dan Gizem Naz'la yapıyoruz... Der ki; Kadın memurların doğumdan sonraki 4 ay günde 3 saat, sonraki 6 ay ise 1,5 saat süt izni kullanmasını öngören tasarı, TBMM AB Uyum Komisyonunda kabul edildi... Yürürlükteki mevzuata göre, kadın memura, doğumdan önce 8, doğumdan sonra 8 hafta olmak üzere toplam 16 hafta süre ile aylıklı izin veriliyor... Ve doktor raporu ile doğumdan önceki son 3 haftaya kadar çalışan kadın memur doğum öncesine ait 5 haftalık iznini devrederek doğum sonrası 8+5=13 hafta yani 3 ay ücretli izin kullanabiliyor. ... Yine aynı mevzuat çerçevesinde kadın memurun doğumdan sonra 1 yıl boyunca 1,5 saat süt izni hakkı mevcut... Bu durumda TBMM AB Uyum Komisyonu'nda kabul edilen 4 ay süre ile 3 saatlik süt iznini (13 hafta yani 3 ay ücretli izinde olduğundan) memur aslında sadece 1 ay kullanacak... Ama bunun da uygulaması olmayacak... Çünkü 3 aylık ücretli izni bitince işe başlayan kadın çalışan sayısı %1-2 dir... ... Yasalar da kadınlar hakkında toplumumuz gibi düşünüyor; Karı-koca... İkisi de memur ise kadın doğum yapıyor, ama devlet doğum yardımını kocaya ödüyor... Öyle diyor yasalar.. Temel'in yeri Dursun, yeni taşındığı mahallesinde okula gitmek için otobüs bekliyormuş... Otobüs karşıdan görününce el sallayıp bağırmaya başlamış, "Toför bey... Toför bey thur..." Şoför Temel, durağa gelince durmayıp devam etmiş... Son derece canı sıkılmış Dursun'un... Ertesi gün aynı saatte otobüs görününce annesinin eline verdiği bir bez parçasını sallayarak, "Toför bey... Tofoför bey... Thur, thur..." demiş... Yine durmadan geçmiş şoför Temel... Üçüncü gün artık yolun ortasında durup ellerini kollarını sallayıp, "Toför... Töför... Thur, thur..." demiş. Hızla yaklaşan otobüs kırılmadık kemiğini bırakmaksızın çarpmış çocuğa... Olay yerine gelen polis çocukcağızı ambulansa yerleştirmiş ve Temel'e; -Zavallı çocuğu gördüğün halde neden vurdun?... "-Tünlertir penle talka getiyor... Tayanamatım ettoluetteke..." Bizimkiler... Kazım Abi, sabah kalkınca televizyonu açar ve ekrandan saate bakar... Ooo... Daha servisin kalkmasına bir saate yakın zaman vardır... Oturup o esnada açtığı programı seyreder... Servis saati gelince hazırlanıp yola çıkar... Ancak araç gelmek bilmez... Yarım saat, 45 dakika derken, yolculardan birini arar... "Abi gazetedeyiz" sözünün ne anlama geldiğini, Alman kanalını açtığını ve aradaki saat farkını çözünce anlayacaktır... kritik "-Alex'in doğduğu günden bu güne bu kadar sorumluluk aldığı maç yoktur. Orta saha dirençli değil, Fenerbahçe zor maçları kaldıramaz..." (...Rıdvan Dilmen) "-Eğer bir kadın hakkında hiç kötü konuşmamışsan, asla bir kadını sevmemişsindir... Onları sevmek ve onları anlamak için onlardan acı çekmen gerekir..." (...Casanova filminden)