tuzaktan kumanda

A -
A +
tuzaktan kumandatuzaktan kumanda (...FOX-İki Gönül Bir Olunca) EVLENMEK İSTEYEN KADIN: Ben kendi köpeğimi 4 ay önce kaybettim... UĞUR ASLAN: Çok yazık, başın sağolsun... *** (...STAR-Evlilik Dansı) JÜRİ ÜYESİ: Beklediğim performansı sergileyemediler ama ben 8 vereceğim... CENK EREN: Az değil... Bu puan da kara günün kârı olsun... (...Serdar Soy'dan) *iğnelik... GEÇMİŞ OLA SSCB tarihin, Kan-kızıl sayfasıdır... Bitmez tükenmez bir kin, Sömürge ihtirâsıdır! Çar Petro'dan Putin'e, Enternasyonal sevda! Derdi komüntern yine, İlk hamle Kafkasya'da! Gerçeklerle örtüşmez, Rus girdi kötü yola... Dünya bu ağa düşmez, Meğer ki geçmiş ola! (...Sefa Koyuncu) tebeşir tozu "-İnsanın, cahil olduğunu bilmesi bilgiye atılmış ilk adımdır..." (...Disraeli) bir yaş daha büyütenler Polis, 18 yaşından küçük bir hırsızı ararken sizin fotoğrafınızı kullansaydı ne düşünürdünüz?... İşte Harry Potter filmlerinden tanıdığımız İngiliz aktör Robbie Coltrane'in başına gelen tam da bu... Yeni Zelanda polisi, yasalar gereği 18 yaşından küçüklerin fotoğrafını kullanamadığı için aradığı hırsızın gerçek fotoğrafı yerine ona çok benzeyen aktör Coltrane'in vesilalık fotoğrafını kullandı... "Aranıyor. Bu mahallede faal bir hırsız var. Bu Fotoğraf Harry Potter filmlerinden hatırlayacağınız İngiliz aktör Robbie Coltrane'a ait. Çocukları koruma amaçlı yasalar gereği polis sizin mahallenizde dolaşan 16 yaşındaki hırsızın fotoğrafını gösteremiyor. Robbie Coltrane, hırsız değil. Ama onun 16 yaşında uzun saçlı halini hayal edin. İşte hırsızın fotoğrafı o..." S.Ö.Z. der ki; "-İyi bir insan olmakla iyi bir koca olmak aynı şey değildir..." (...'Hanım koş yine söz etti' dedirten müthiş S.Ö.Z.leri) sağdan-soldan (...İstanbul-Kamyon Arkası-Necip Çelik) "-BEN BENDE DEĞİLİM, SEN BANA TAKILMA GENÇ..." *** (...İstanbul-Cafe Camı-Fatih Sevdi) "-SEYYAR SATICININ, DİLENCİNİN, CİMBOMLU'NUN GİRMESİ YASAKTIR..." *** (...İstanbul-Kahvehane Duvarı-Bekir Güler) "-KANAL DEĞİŞTİRME YETKİSİ OLANLAR: OCAKÇI VE MUHARREM..." *** (...Eskişehir-Güzellik Salonu-Ahmet Ergür) "-SADECE SİZİN GÜZELLİĞİNİZİ ORTAYA ÇIKARABİLİYORUZ..." aynı o hesap... Bu bir paylaşım yazısıdır... İster kişisel gelişimde kullanın, ister şirket yönetiminde... Hatta bununla kulüp bile yönetebilirsiniz... ... Japonlar taze balığı hep çok sevmişlerdir. Fakat Japonya sahillerinde bol balık bulmak mümkün olmamaktadır. Balıkçılar, Japon nüfusu doyurabilmek için daha büyük tekneler yaptırıp daha uzaklara açılabilmişlerdir. Balık için uzaklara gidildikçe, geri dönmesi de daha çok vakit alır olmuştur. Dönüş bir-iki günden daha uzarsa, tutulan balıkların da tazeliği kaybolmaktadır. Japonlar tazeliği kaybolmuş balığın lezzetini sevmemişlerdir. Bu meseleyi çözebilmek için balıkçılar teknelerine soğuk hava depoları kurdurmuşlardır. Böylece istedikleri kadar uzağa gidip, tuttuklarını da soğuk hava deposunda dondurulmuş olarak saklayabileceklerdi. Ancak Japon halkı taze ile donmuş balık lezzet farkını hissedebiliyordu. Ve donmuş olanlara fazla para ödemek istemiyorlardı. Balıkçılar bu defa teknelerine balık akvaryumları yaptırdılar. Balıklar içeride biraz fazla sıkışacaklardı, hatta, birbirlerine çarpa çarpa biraz da aptallaşacaklardı, ama yine de canlı kalabileceklerdi. Japon halkı canlı olmasına rağmen bu balıkların da lezzet farkını anlayabiliyorlardı. Hareketsiz, uyuşmuş vaziyette günlerce yol gelen balığın, canlı, diri hareketli taze balığa göre lezzeti yine de etkilenmişti. Balıkçılar nasıl olacak da Japonya'ya taze lezzetli balığı getirebileceklerdi? Japonlar da balıkları yine teknelerindeki akvaryumlarda tuttular, ancak içine küçük bir de köpek balığı attılar... Bir miktar balık, köpek balığı tarafından yutulmuştu, ama geride kalanlar son derece hareketli ve taze kalabilmişlerdi. Buradan da görüleceği üzere problemlerden kaçmaktansa, onların içine dalıp, boğuşmak ve çözümler üretmek gerekir... Mesele çok ve çeşitli olabilir. Ümitsiz olmayın. Onları tanıyın, organize edin, kararlı olun, daha çok bilgi ve yardım desteği ile onları amacınız doğrultusunda çözülmeye zorlayın. Kafanızın içine bir köpek balığı atın ki, problemleriniz ve çözümleriniz yenilenip diri kalsınlar; bu da hayatın kendisi oluyor zaten... Temel'in yeri Adamın biri çocuğuyla birlikte yolda yürüyormuş... Çocuk avazı çıktığı kadar bağırıyormuş... Adam da durmadan "Sakin ol Temel... Sakin ol Temel" diyormuş... Yoldan geçen bir kadın: "-Aaa... Nesi varmış küçük Temel'in bakayım" diyerek çocuğa eğilmiş... Adam bunun üzerine: "-Temel onun adı değil... Benim adım hanımefendi..." bizimkiler... (...Yanlış anlaşılan anlar) ARKADAŞI: Beni otogardan karşıla... ÖMER FARUK: Tamam... Yeşilköy Havalimanı'na mı geleceksin Kurtköy'e mi?... *** BİLGEHAN: Serdar Ortaç'ın son albümü süper olmuş... SERDAR: Evet yaaa... Karabiber di mi?... *** SERDAR: Abi hem suçlusun hem de bana bağırıyorsun... Ayıp yaa... CEM: Eee... Yavuz hırsız ev sahibini aratır... itiraf reyonu (...isim: meral_ce ...şehir: istanbul ...yaş: bilinmiyor) İkiz kızlarımdan birini sabah, birini öğleden sonra anaokuluna bırakıyorum... Buse'yi okuluna götürüp, götürdüğüm gibi geri getirmek bu konudaki ilk rezilliğim oldu... Zavallı Fidan onun yerine sabahtan akşama kadar beni beklemişti... Uyarmadılar da keratalar... (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) "-Hiçbir şeyini kaybetmemiş birine güvenemezsiniz..." (...Dövüş Kulübü filminden) tuzaktan kumanda
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.