UHB Uydurma Haber Bülteni

A -
A +

Jamaika, iflasın eşiğinde Muhteşem doğası, renkli gece hayatı ve eğlenceli insanlarıyla tanınan Kuzey Amerika'nın sevimli ülkesi Jamaika'nın, içine düştüğü ekonomik darboğazdan kurtulma çabalarının sonuçsuz kaldığı öğrenildi. Düzenlediği basın toplantısında, ülkeyi düzlüğe çıkarabilmek amacıyla yaptıkları girişimlerden bugüne kadar kayda değer bir sonuç elde edemediklerini belirten Jamaika Devlet Başkanı Dwight Foster, "Ne yapsak kimseyi inandıramıyoruz, 'Jamaikalı gamsız, Jamaikalı vurdumduymaz, Jamaikalının derdi, sıkıntısı yok' algısını bir türlü yıkamıyoruz. İnsanımız müziği eğlenceyi sevmiş işte bir kere, ne yapalım? Bu yaştan sonra huyumuzu mu değiştirelim? Nereden baksan kaç senelik devletiz şurada. Ancak üzülerek belirtmek isterim ki sanırım artık yolun sonuna geldik. Hep eğlence derken elde avuçta bir şey kalmadı. Koskoca devlet başkanıyım, cebinde bir dal sigara alacak paran var mı deseniz, yok..." sözleriyle, ülkesinin içinde bulunduğu acı tabloyu gözler önüne serdi. (...Zaytung Bildirdi) Krampon... Galatasaray'da yeni kaleci Zapata, ilk maçındaki hatalı çıkışları ve kaledeki etkisizliğiyle yönetimden "Tam Not" aldı. ... -TDK, "Hatayı hep başkasında aramak" söz öbeği için yeni bir kelime üretti: "Şustermek." ... -Sabri'nin tek kişilik baraja topu nişanlamasının ardından 'Bize yorum yapacak alan bırakmıyor' diye isyan eden iki maç spikeri yönetime istifasını verdi... ... -Futbolcu bakmak için İspanya'ya gönderilen Fenerbahçe gözlemcileri raporlarını nihayet yönetime sundu: "Xavi ve İniesta'yı beğendik." ... -Yüzünün ifadesi hiç değişmeyen Aykut Kocaman botoks mu yaptırdı?.. Azz sonra.. ... -Hakan Balta'dan yedeklik açıklaması: Kapalı alanda sigara içme yasağı olmasa, yedeklik önemli değil. Söz der ki "-Kaybettiğini kabul edenin kazandığı tek yer evliliktir..." (...Kelime oyunlu müthiş S.Ö.Z.leri...) Bir film diyaloğu "-Dün mazide kaldı, yarın ise muamma... Ama bugün bir armağan..." (...Kung Fu Panda filminden) Hayata dair Bu yakınlarda bir babanın ve kızının havaalanında vedalaşırkenki son dakikalarına kulak misafiri oldum. Kalkış zamanının geldiği anons edildi. Güvenlik kapısının yanında dururken birbirlerine sarıldılar. Baba şöyle dedi: "Seni seviyorum ve sana yeterli olanı (yeterli olan şeyi) diliyorum." Kızı cevap verdi: "Baba, beraber geçirdiğimiz bu hayat bana yetti de arttı bile. Sevgin her zaman ihtiyacım olan tek şeydi. Sana da her zaman yeterli olanı diliyorum Baba..." Öpüştüler ve kız ayrıldı. Yanına gidip sordum, "Veda ederken sizi duydum, 'Sana yeterli olanı diliyorum' ne anlama geliyor acaba?..." Gülümsemeye başladı. Bu diğer nesillerden bize geçmiş olan bir dilek. "Sana yeterli olanı diliyorum" dediğimizde diğer kişinin sadece hayatta sahip olduğu iyi şeyleri korumaya devam etmesine yetecek kadar iyi şeylerle dolu bir hayatının olmasını dileriz..." Sonrasında bana dönerek sanki bir hatıradan alıntı yapıyormuşçasına aşağıdaki cümleleri okudu. ... -Sana gün ne kadar gri gözükürse gözüksün parlak bir bakış açısı vermeye yetecek kadar güneş diliyorum. ... -Sana güneşin varlığı için çok daha fazla şük-retmeye yarayacak kadar yağmur diliyorum. ... -Sana ruhunu canlı tutmana yetecek kadar mutluluk diliyorum... ... -Sana hayattaki en küçük şeylerin bile çok büyük görünmesine yetecek kadar acı diliyorum. ... -Sana isteklerini tatmin etmene yetecek kadar kazanç diliyorum... ... -Sana bütün sahip olduklarına şükretmene yetecek kadar kayıp diliyorum. ... -Sana en son vedayı atlatabilmene yetecek kadar merhaba diliyorum... Sonra ağlamaya başladı ve yürüyerek gitti. Derler ki, özel bir insanı bulmak bir dakika, onun varlığı için şükretmek 1 saat, onları sevmek için bir gün, ancak sonrasında onları unutmak bütün bir ömür alır. Yaşamaya zaman ayırın. Bütün arkadaşlarım ve sevdiklerim, sizlere yeterli olanı diliyorum. itiraf reyonu (...isim: mücahid ...şehir: bilinmiyor ... yaş: hiç bilinmiyor) Gazetede "Hayatım Roman" bölümündeki yazıları birkaç gün üst üste okuyup bunların bir kişi tarafından yazıldığını sanarak, "Vay be, adam ne kadar çok şey yaşamış" diyen ve bu yazıların farklı kişiler tarafından gönderildiğini (Çok geç de olsa) anlayınca gülme krizine giren kişi benim... İtiraf ediyorum, rezil oldum... (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) temel'in yeri... Temel'le Dursun sınava girmişler... Sınavdan çıkan Dursun; "Çok kolay geçti, ayakkabıyı sordular" demiş... Temel unutmamak için ayaklarını yere vurarak sınav salonuna girmiş... Sınav komisyonu; "Damda gezer, 'miyav miyav' der" demiş... Temel heyecanla sormuş; "-Bağcıkları var mı?..." Komisyon üyeleri olmadığını söyleyince Temel; "-O zaman makosen..."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.