Yılın olayları...
Gazeteden, "2003 Böyle Geçti" olaylarını okudunuz, hafızayı tazelediniz... Ama bunları hiç duymadınız... İşte "2003 Böyle Tuhaf Geçti"... 23 yaşındaki Gürcü, kulaklarıyla minibüsü 48 metre çekti... Kulaklarına özel penseler takan genç adam, 1,5 tonluk minibüsü Tiflis'te yüzlerce kişinin gözü önünde çekmeyi başardı... Delikanlı, bundan sonraki hedefinin kulaklarıyla kamyon, hatta tren çekmek olduğunu söyledi. İngiltere'de bir kadın sürücü, tam 768 km. hızla giderken radara yakalandı... 28 yaşındaki sürücünün şaşkınlığı, ceza faturasını görünce daha da arttı. Zira roket hızıyla gittiği öne sürülen otomobil, 145 euroya satın aldığı hurdaydı ve 100 km hız yapınca bile her tarafı zangırdıyordu. Londra'da bir sokak kedisine 497 bin euroluk ev miras kaldı. Kimi kimsesi olmayan Londralı kadın, ölürken evini "Tinker" adlı kediye miras bıraktı. Kadın, vasiyetinde, kedinin bakımı için ayırdığı 142 bin euroyu komşularının kullanmasını istedi ve 21 yıl sonra, hayvan ölmüş ya da başka bir eve gitmişse evin komşularına kalacağını belirtti... Almanya'da 2 yaşındaki kız çocuğu, rahat rahat TV seyredebilmek için annesini yatak odasına kilitledi. Minik afacan, annesi odaya girer girmez arkasından anahtarı çeviriverdi. Odadan çıkamadığını gören kadın, pencereden komşularını uyarmayı başardı. Komşuların ihbarıyla eve polis geldi. Anahtar bulunamayınca anneyi kurtarmak için çilingir çağrıldı. Tayland'da iktidar partisi, esaslı bir tartışmayla çalkalanıyor: Milletvekilleri sadık eşler olmalı mı?... Ya siyaset, ya evlilik dışı ilişki... Parti yönetiminin, evliliğinde sadık davranmayanların milletvekili adayı yapılmamasını istemesine itiraz eden partililer, "Bu uygulama halinde gelecek seçimlerde aday bulunamaz..." dediler. Pretoria Temyiz Mahkemesi, bir tanığın "rüyası"na dayanılarak otomobil hırsızlığından hüküm giyen ve beş yılını demir parmaklıklar arkasında geçiren Güney Afrikalıyı serbest bıraktı. Tanık, ifadesinde hırsızların yüzünü olay sırasında görmediğini, duruşmaya gelmeden önce sanığı rüyasında teşhis ettiğini bildirmişti... temelin yeri Temel bir gün kahveye gelip oturmuş, ama yüzünden düşen bin parça... Dursun yanına gelip konuşmuş; -Temel ne bu hal?... Ne oldu?... "-Sorma... Fadime'yle kavga ettik... Çok kırdım kalbini... Aslında haklıydı..." -E git özür dile o zaman... Temel, "Haklısın" deyip gitmiş... Yarım saat sonra daha beter bir halde gelmiş... Dursun, "Söyledin mi" diye koşmuş yanına; "-Fadime'nin yanına gittim, 'Haklıydın karıcığım özür dilerim' dedim... O da "sen haklıydın, ben özür dilerim' dedi... Ben de dedim 'Sen haklıydın', sonra o dedi 'sen haklıydın'... Sonra yine kavga ettik..." Padişahım sen çok yaşa... Fatih Sultan Mehmet Han, bir gün saraydan çıkıp ata bineceği sırada adamın biri, bir kase uzatıp para istemiş... Padişah bir altın verince, "Padişahım ben senin kardeşin olayım da bir altın veresin... İnsaf, uyar mı hiç" demiş... Fatih Sultan Mehmet Han, "Nerden benim kardeşim oluyorsun" diye sormuş... Adam, "Âdem oğlu değil miyiz" demiş... Padişah "Hele şu altını al git.... Eğer öteki kardeşlerimiz duyacak olursa hissene bu kadar da düşmez" cevabını vermiş... (Başbakan'ın önerdiği asgari ücret rakamına "nazlanmasak" mı?...) bizimkiler * Nedim Abi; hanımın paltosu ile dışarı çıkmış... Yolda farkedince, yolculuğun kalan kısmını (bu karda kışta) ceketle tamamlamak zorunda kalmış... 40 derecede yatıyor... * Bilgehan hastalığını tarif ediyor; "Ülser mi olmuşum ne... Başım, boynum, kollarım hiçbir yerim tutmuyor..." * Alişirin Abi'nin gençlerden yer kapmak için otobüsteki yeni taktiği; "Hastanenin oradan geçiyor değil mi?... Ameliyat olacağım da..." ................................................. Şifa Yemek Öğle Menüsü; Sebze Çorbası... Etli Taze Fasulye... Peynirli Kol Böreği... Komposto...