At binicisine göre kişner

Mübarek ramazan ayında, ulvi değerler daha da güçleniyor, geniş kesimlerin hayatı değişiyor. Tüketim artıyor. Firmalar aylar öncesinden ramazan ayına hazırlanıyor, bu değişimden kendilerine hisse kapma yarışına giriyorlar. İstisnalarıyla birlikte medya da değişiyor. Bir yandan onlardan yana gözüküp, geniş kesimlerin duygu ve davranışlarından kendine ticarî anlamda pay çıkarmaya çalışırken, bir yandan da sayıları az sesi çok bazı kesimlerin sözcüsü, savunucusu ve kavgacısı gibi davranıyor. Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü geçenlerde "Medya Profesyonellerinin Aile Algısı ve Değerleri" üzerine bir anket yaptırmış. Sonuçları önümüzdeki haftalarda açıklanacak bu araştırma şimdiden bazılarını tedirgin etmişe benziyor. "Görünen köy anket istemez", "Ayinesi iştir kişinin ankete bakılmaz" diyesim geliyor. İstisnalar bir yana medyanın aileye nasıl baktığını, aileden ne anladığını, nasıl bir aile yapısı arzuladığını anlamak için araştırma gerekmiyor. Mal meydanda. Sanıyorum, asıl tedirginlik, "medyanın aileye bakışı ile, medya profesyonellerinin aile yapısı arasında bir korelasyon" kuşkusunda yatıyor. Çeşitli bahanelerle nice masum kişilerin en derin mahremlerine bile burnunu, kalemini, kamerasını sokmayı vazife ve huy edinen bazı medya profesyonellerinin, deneklerin gönüllü katılımıyla gerçekleştirilen böylesi bir anketin ardından kalkıp "fişleniyoruz" patırtısı koparmaları da bendenize çok manidar geldi, doğrusu. Sadece aile algısının değil, medyanın insanlık, din, vicdan, kültür, ekonomi, iş dünyası ve pazarlama gibi başka konularındaki algı ve duruşlarının da incelenmesine ihtiyaç var. Şayet daha sağlıklı bir toplum istiyorsak... Bir kaptan içindeki sızıyor. Evin düzeni ev sahibinin dünyasını ele veriyor. Firmanın binası, çalışanları ve müşterileri firmayı anlatıyor. Firmanın kültürü yöneticilerin kültürünü yansıtıyor. Eser, sahibini ele veriyor. Medyanın temel değerlerimiz karşısındaki algı ve duruşu, haber, sunucu, resim ve başlıklarıyla neye ve kimlere sempatik, kimlere ve nelere antipatik yaklaştığında yatıyor. Şifreyi çözen manzarayı görüyor. Ankete, araştırmaya hiç hacet kalmıyor. Demem o ki, insanların huylarını değiştiremiyorsunuz. İş hayatında müşterilerin vicdanını ve duygularını kollamak ancak "iyi aile çocukları"yla mümkün oluyor. At binicisine göre kişniyor. > (Pazarola, pazartesi günleri yayınlanır.)