Atanlar ve tutturanlar

A -
A +

Herkesin bir doğrusu, bir fikri, söyleyecek bir sözü var. Bir rivayete göre, her beş kişiden dördü ya şairmiş, ya satış temsilcisiymiş ya da kendinde satış yeteneği görürmüş. Bir hikâye: Profesör Chip Heath, her yıl Stanford'daki öğrencileriyle bir alıştırma yapar. Derste önce ABD'deki suç kalıplarıyla ilgili resmî kaynaklara dayanan bazı veriler sunar. Daha sonra sınıfın yarısından ülkedeki suçların ciddî bir problem olduğunu savunan, diğer yarısından da muhatabını sorunun o kadar da ciddî olmadığına inandırmaya çalışan bir dakikalık konuşma yapmalarını ister. Öğrenciler küçük gruplara ayrılır ve gruptaki her öğrenci diğerlerine birer dakikalık konuşma yaparlar. Her konuşmadan sonra dinleyicilerden konuşmacıyı ne kadar etkileyici ve iknâ edici bulduklarına dair puan vermeleri istenir. Sonuç hep aynıdır: En yüksek puanlar en parlak konuşmacılara gider. Karizmatik, hitabeti kuvvetli öğrenciler puanları siler süpürür. Sürpriz sonradan gelir. Derste ele alınan başka bir konunun ardından öğrencilerden her konuşmacının konuşmasından akıllarında kalanı yazmaları istenir. Aradan ancak on dakika geçmesine, toplam sekiz konuşma dinlemiş olmalarına rağmen öğrenciler en çok bir ya da iki fikir hatırlayabilirler. Birçoğunun zihninde bazı konuşmalara dair hiçbir iz kalmamıştır. Konuşmaların analizi de dikkat çekicidir. "Konuşma istatistikleri"ne göre, bir dakikalık bir konuşmada tipik bir öğrenci 2,5 adet sayısal veri kullanmış, buna mukabil, on öğrenciden sadece bir tanesi konuşmasında bir "hikâye anlatmıştır". "Hatırlama istatistikleri" ise tam tersi bir tablo ortaya koyar. Sınıfın sadece yüzde 5'i herhangi bir sayısal veriyi hatırlarken, yüzde 63'ü hikâyeleri hatırlamıştır. Dahası, "konuşma yeteneği" ile "fikirleri zihinlerde tutturma" yeteneği arasında hiçbir korelasyon yoktur. Fikirlerini "zihinlere yapıştırmayı" başaran grup, sayılarla, maddelerle, mantık yoluyla aktaranlar değil, on yerine bir tek noktaya vurgu yaparak, duygulara seslenerek, hikâye anlatarak ortaya koyan öğrencilerdir. İyi konuşanlar değil tutturmasını bilenler hatırlanmıştır. Profesör Heath, "Değerli fikirlerinizi insanların zihinlerine bir daha çıkmamacasına "yapıştırmak" için onlara basit, beklenmedik, somut, güven uyandıran, duygusal, hikâyeler anlatmalısınız." diyor. Herkesin bol bol "attığı" bir toplumda bazılarının neden ve nasıl "tutturabildiğini" merak edenler için "İşte Bu Fikir Tutar" (Optimist, 2007) kitabını okumanın tam zamanı. > (Pazarola, pazartesi günleri yayınlanır.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.