Yaz sıcağında açılan açılana. Arada kapananlar da var. Aç/kapa yaşayıp gidiyoruz. Çekmeceleri, ışıkları, telefonları, dükkânları, okulları, dersleri, başları, partileri açıyoruz kapıyoruz. Biz bunu hep yapıyoruz. ÖSS'ciler kamplara, soruları basacak matbaa dışarıya kapanıyor. Kapanmadan açılmıyor, açılmadan kapanmıyor. İpek kozası gibi kapanan da var, kabak çiçeği gibi açılan da... Çenesini açıp köpüren de var, kapayıp susan da... Kapatılmış piyasalarda, kapalı ekonomilerde yıllarca, insanları etkilemek için, cazip bir ürün ortaya koymanın, onu mağazayla, reklâmlarla, satıcısıyla, allayıp pullamanın, bir de ustaca bir fiyat pazarlığı yapmanın yeterli olacağı anlatıldı. Piyasalar açıldı, şimdi işin öyle olmadığı anlaşıldı. İnteraktivite (karşılıklı etkileşme) öne çıktı. Alıcı satıcıyla, satıcı tedarikçiyle, müşteri firmayla, firma çalışanıyla, ürün reklâmıyla, kanallar başka mecralarla iç içe geçti. Başarı, farklılık, üstünlük, sık, sıkı ve sürekli değişen ilişkilerle elde edilebilir oldu. Artık duran ve durağan olan kaybediyordu. İşler geldiği gibi gitmiyor, her güne yeniden hazırlanmak, yeniden yaşamak gerekiyordu. Günü kaybeden geride kalıyordu. Eskiden, "Tüketici karar verirken, problemini tespit eder, çözüm alternatiflerini belirler, muhtemel sonuçlarını tayin için bilgi, belge, araştırma edinir, artıları ve eksileriyle seçenekleri değerlendirir, en sonunda birini seçer" denirdi. Şimdi öyle değil. Firmalar tüketicinin karar sürecine problemin tarifi aşamasından başlayarak sonuna, hatta satınalma kararı sonrasına kadar sürekli etkilemeye çalışmak zorunda. Etkileşimli pazarlama bunu gerektiriyor. Müşteriyi boş bırakmaya gelmiyor. Her gün için ayrı bir oyununuz olacak. Şaka bir yana, şayet klostrofobileri yoksa önemli kararları alacak malum kişileri, jürileri, heyetleri, kurulları bir odaya kapatsak, karar verinceye kadar buradan dışarı çıkmak yok desek? Filmlerdeki jüri sahneleri gibi... Aç/kapa her ne ise kararı bir anlasak da, asıl işlerimize baksak, yarınlara hazırlansak?.. (Pazarola, pazartesi günleri yayınlanır.)