Bilişim yeni ekmek kapısı

A -
A +

Bundan yirmi yıl kadar önce ilk kişisel bilgisayarımla tanıştığımda ekran, bana, içine düşünce bir daha çıkamayacağım hissi veren dipsiz bir kuyu gibi görünmüştü. Çok geçmedi, kişisel bilgisayarlar hayatımızın ayrılmaz bir parçası oluverdi. Şimdi karşımda duran ekranı, artık bir canavar gibi değil, beni aklımdan geçen her yere götürmeye âmâde, "dile benden ne dilersen" havasında, "ahtapot gibi kollarıyla bütün dünyayı sarmalayan devasa bir hizmetçi" gibi görüyorum. Bilgisayar ve internet teknolojisi çok hızlı gelişiyor. Haberleşme ayağıyla da birleşerek, günlük hayattan iş dünyasına, akıllara seza değişmelerin anası oldular. Dün sona eren, Avrasya'nın en büyük bilgi ve iletişim teknolojileri fuarı CeBIT Bilişim Eurasia, bilişim alanında "yüzümüzü ak eden" gelişmelerin bir aynasıydı. Fuara, 65 ülkeden yaklaşık 800 kuruluş, 1.600 basın mensubu ve 160.000 ziyaretçinin katıldığı tahmin ediliyor. Lojistikten sağlığa, tekstilden kimyaya, imalattan otomotive kadar hemen her sektör, her yaş ve meslekten insan için ürün, çözüm ve teknolojiler sergilendi. Fuarın sloganı "Bilişimden Güç Alın" idi. Bu sloganı dinleyen kazanır. Artık lütfen farkına varalım ki, bilgi, iletişim, bilişim, iş ve hatta pazarlama kavramları hepsi iç içe girdi, birbirleriyle kenetlendi. İlk başta insana soğuk gelse de, bilgi ve iletişimi birlikte ifade eden "Bilişim"den kaçış yok. Fuar vesilesiyle gördük ki, bilişim ülkedeki değişimin motoru. Eskiden kalkınma denince inşaat, otomotiv ve lojistik gibi sektörler akla gelirdi. Şimdilerde yeni "lokomotifimiz"in adı bilişim oldu. Bilişim hem, her alanda iş yapma biçimimizi değiştiriyor, hem de yepyeni iş ve yepyeni pazar fırsatlarını beraberinde getiriyor. Bilginin güç ve hakimiyet demek olduğunu kavradığımız anda, bilişim, bir ülke için, stratejik düzeyde ele alınması gereken hayatî bir konu haline gelecek. "Stratejik" olarak dayatılan eften-püften konulardan, bilişime sıra gelmiyor derseniz, orasını bilemem. İş hayatında da bilişimin etkisiyle çok önemli değişiklikler yaşanıyor. Bilgi teknolojileri sayesinde müşterilerle ve iş ortaklarıyla ilişkilerde muazzam bir hız ve güç kazanılıyor. Bu da müşterilerin ihtiyaçlarını, pazarın fırsatlarını, daha kapsamlı, daha çabuk ve daha berrak görmeyi kolaylaştırıyor. Yöneticiler, firmalarını ve markalarını yönetmek için bilgi teknolojisine mecbur ve mahkumlar. Bilgi teknolojilerinin firmadaki değişik fonksiyonları bir arada tutan önemli bir çimento olduğunu da hatırlatalım. Eskiden firmaların başında patronların kendisi otururdu. Sonraları finans pro-fesyonelleri direksiyona geçti. Şimdilerde, pazarlama yöneticileri işleri ele almaktalar. Yakın gelecekte, bilişimden anlamayan pazarlama yöneticileri de, öteki yöneticiler de tepedeki yerlerini kaybedecek. Yerlerine bilişimle pazarlamayı birbirine bağdaştırmış yeni uzmanlar gelecek. Müşterisinin işini hızla yapanlar rekabette öne geçip, müşterilerin tercihini kazanacak. Andrew Zolli adlı bir araştırmacıya göre, "Dünya çapında en büyük 20 markanın pazarlama harcamaları, en yakın rakiplerinin altında kalırken, bu firmalar, bilgi teknolojileri konusunda en yakın rakiplerine kıyasla %18 daha fazla yatırım yapıyorlar." Yani, küresel firmalar "ekmeğin nereden çıkacağını" biliyor ve böylece küresel olabiliyorlar. "Ben bilgisayardan, bilişimden hiç anlamam" diyenlerin iş yapma ve konforlu bir hayat yaşama şansları artık kalmadı. Mağazalardan devlet dairelerine, evdeki hayattan eğitime, her alanda bilişime yatırım yapmak zorundayız. Korkak bezirganlığın lüzumu yok.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.