Çöpçatanların çattıklarından bazıları "denk düşüyor", bazıları da "ters". Çöpçatanlık cesaret istiyor. Zira "İyi olursa kendilerinden, kötü olursa senden biliyorlar." Bir şirkette işler düzgün gitmiyor, arzulanan başarı gelmiyorsa, herkes başkalarını suçluyor. Tersine, işler yolunda gidiyor, kasalar ve keseler dolarken herkes kasım kasım kasılıyor, başarıyı kendine mal ediyorlar. Firma çok satıyorsa, kimse satış ekibini aferinlemiyor. Lakin, satışlar yavaşladığında, mallar satılmadığında kabahatler satış ekibine yükleniyor. Satmayı beceremediniz, deniyor. Satışın ortak bir sonuç olduğu, bu sonucun ortaya çıkmasında firma içi ve firma dışı nice oyuncuların ve faktörlerin etkisi bulunduğu, bu bakımdan kimsenin kimseye ciddî bir üstünlüğü olamayacağı unutuluyor. Birileri merak etmişler: Bir CEO'nun, ama sadece bir CEO'nun yaptığı, yapması gereken en temel iş nedir? Baş İşletme Sorumlusu denilen bu kişiler, (Başbakan da memleketin CEO'su sayılır) liderlik, iletişimcilik, ekipçilik, müzakerecilik, problem çözücülük vesaire gibi becerilerle donanmışlardır. Ama bunlar aynı zamanda CEO'nun astlarının da işidir. Acaba demişler, en tepedeki kişiden beklenen, sadece ona mahsus, en temel ve en kritik görev, sadece CEO'ya mahsus olan asıl yetkinlik, iş ve sorumluluk nedir? Meraklıları cevabını arayadursunlar, bendeniz, CEO'ların asıl işinin, iyi bir çöpçatanlık ve başarılı bir girişimcilik olduğunu düşünüyorum. Yani, onlara düşen asıl vazife, birilerini birilerine yakıştırmak ve bu birlikteliğin gerçekleşmesi için sonuçlarını da göze alarak, yeni adımlar atmak, bir şeylerle başka bir şeyleri yepyeni yollarla ilişkilendirmek, bir araya getirmek, buluşturmak, yeniliklere, yeni ilişkilere, yeni işlere kapı açmaktır diyorum. Her yıl kasım ayının üçüncü haftasında dünyada 105 ülkede düzenlenen ulusal ve küresel etkinliklerle yenilikçilik ve girişimciliği teşvik eden Global Girişimcilik Haftası kutlu olsun. Çöpçatanlarımız da, genç girişimcilerimiz de, müşterilerimiz de bol olsun! > (Pazarola, pazar günleri yayınlanır.)