Şu kısacık hayatta neler yaşadık neler... Tek kanallı TV'den uydu kanallara; gazetelerden weblere ve bloglara; Ses ve video kasetlerinden internetten indirmeye; Mağazalardan, sanal mağazalara; Geleneksel reklamlardan dijital reklamlara; PTT'den e-maile, sosyal medyaya; Sabit telefondan akıllı telefonlara ve Skype'a; Cilt cilt ansiklopedilerden dijital kitaplara ve Wikipedia'ya; Sınıflardan tabletli eğitimlere... Hayatımızdaki çarpıcı değişimlerin örnekleri hâlâ peş peşe geliyor. Dünyanın bütün kargaşa, belirsizlik ve karamsarlığına karşı, her gün yeni işler ve yeni fırsatlarla karşılaşıyoruz. Peki, yakalayabiliyor muyuz? Dünya değişse de fırsatları yakalama yolları değişmiyor: Pazarlama, girişim, bilgi, yenilik, cesaret, atılım, sebat istiyor. Çarpılmadan, çarpıcı yenilikler yapabilmek, geleneksele meydan okuyabilmek gerekiyor. Girişimin zamanı yok. Krizler fırsatlarla birlikte geliyor. Fortune dergisi, ABD'deki 1929 Büyük Buhranında, en olumsuz görünen bir dönemde, yayına başlamış. Sekiz yıl sonra yönetim kurullarında olup bitenleri merak eden beşyüzbin okura ve yıllık 460 milyon dolar gelire ulaşmış. Başarı geleneksele başkaldırarak geliyor. Reynolds, sarma tütün geleneğinin yaşandığı bir kültürde, 1913'te, sigara işine girişmiş. Tüketicinin bu ucuz sanayi ürününü alacağına hiç ihtimal verilmeyen bir dönemde Camel, markası ve pazarlama usulüyle tarihe mal olmuş. Pazarlama tarihinin bu ilk "teaser" (meraklandırma=konuşturma) kampanyasında medya günlerce "develer geliyor" sloganıyla çalkalanmış. Ahali birbirine develeri sormaya başlamış. (Ağızdan Ağıza Pazarlama) Merak zirveye çıkıp, sigaralar dükkan raflarına yerleştikten itibaren, "İhtiyar Joe" (Camel'in sembolü) sirki şehir şehir dolaştırılmış. (Gerilla Pazarlama) Önde deve eşliğinde sokak sokak halka bedava sigaralar dağıtılmış. (Bedavalı Pazarlama) Reynolds o yıl 425 milyon paket sigara satmış ve tahtını 25 sene boyunca kimseye kaptırmamış. Yüz yıl öncesinin piyasayı ve insanları etkileme usulleri işe yarıyorsa, dünyada ve Türkiye'de pazarlamanın tarihiyle daha yakından ilgilenmekte fayda var. Diyorum...