Dükkânınız açık!

A -
A +

Bankacılarımız yüksek komisyonlar ve akıllarına gelebilecek başka uygulamalarla müşterileri şubelerinden "kovmaya(!)" uğraşırken, ABD'de daha çok müşteri çekmek için hizmet saatlerini genişletiyorlarmış. "Hizmette sınır yoktur", "Başka bir arzunuz" gibisinden sloganların altı doldurulmalı. Akıllı pazarlamacılar, müşterilerini ve ihtiyaçlarını derinden araştırıp onlara uygun özel çözümler sunarak rekabet güçlerini arttırıyorlar. Serbest piyasa ve rekabet anlayışının tam oturmadığı bazı Avrupa, Asya ve Orta Doğu ülkelerinde alışveriş yerleri, dükkânlar, bankalar, oldum olası erkence sayılabilecek saatte kapanıyorlar. Halk, yokluk, yoksulluk ve baskı günlerinden kalan bu uygulamadan rahatsız görünmüyor. Ancak, rekabetin ve saygın müşteri olmanın tadını aldıklarında, durum ne olur bilinmez. Bize gelince... Esnaf ve işyerleri pazar günleri çalışmak için özel izin almak zorundalar. Kuyumcuların erken saatte kapanmaları için polis gelip uyarıyor. Cumartesi günleri toptancılar adeta tatil yapıyor. Bankalar, resmi daireler cumartesi pazar kapalılar. Hafta içinde belli "mesai saatleri" var. Hafta tatili bile kanunla-yönetmelikle düzenlenmiş. "Dükkanım hep açık, ama iş yapamıyorum" diyenler kadar, "Müşteri kapının arkasındadır" sözüne hak verenler de var. İnsanımız ışık yeşile döndüğü salisede korna çalıp öndekine "yürüsene" demeyi marifet bilirken, vergisini ve faturasını son anda yatırmayı da kendisine bir hak olarak görüyor ve kalabalıkta işini göremeyince, "nerede bu devlet, nerede bu memurlar" diye bağırıyor. Bunlar hayatın gerçekleri, biliyoruz. Ama, acaba doğru saatlerde mi açık kalıyoruz? Hizmette zaman-sınır yoktur "Hizmette zaman-sınır yoktur" anlayışı esnek çalışma saatlerine yaygınlık kazandıracak, iş gücünde verimliliği ve ikinci bir işte çalışma imkânlarını da arttıracaktır. ATM'ler, çağrı merkezleri, internet bankacılığı, e-iş ve e-devlet uygulamaları hizmetlerde zaman sınırlamasını ortadan kaldırıyor. Gecenin bir vakti bile olsa işinizi görebiliyorsunuz. Bunlar müşteri için büyük kolaylıklar. Peki, ya hizmet almak için mutlaka yüz yüze gelmeyi gerektiren işlerde ne yapacağız? Otellerde, terminallerde, alışveriş merkezlerinde, insanların olduğu her yerde hizmetleri müşterilere en uygun zamanlarda sunmak rekabet üstünlüğü getiriyor. Müşterilerin durumunu ve ihtiyaçlarını yakından araştırıp, onu rahatlatacak çözümlere ihtiyaç var. Yıllar önce bir banka, öğle tatilinde de mesai vermiş rakiplerini de buna zorlamıştı. Bir gazete bayramda da yayınlanmış, "Bayram Gazetesi"ni yok etmişti. "Hizmette zaman yoktur" anlayışı her firmaya ilave bir rekabet üstünlüğü getiriyor. İnsanımızın hayat tarzında önemli değişiklikler yaşanıyor. Bizim site gibi, "uyku kenti"nde geç vakit evine dönen insanların ihtiyaçlarını görebilmeleri için "esnek ve uzatılmış çalışma saatlerine göre çalışan iş yerleri"ne ihtiyaç var. Kadınların da iş hayatına atılmaları, evde çalışan kişi sayısının artması bu ihtiyacı daha da büyütüyor. İnsanımız, pazar günü alışverişe çıkmayı öğrendi. Büyük alışveriş yerleri haftanın her günü geç saatlere kadar açık. Niye diğer hizmetleri de, daha uygun saatlerde almayalım? Toplu taşıma araçları günün gecenin hemen her saatinde hizmet veriyorlar da, bizim cüzdanımızdan pay almaya çalışan diğer işletmeler niye zamanı da bir rekabet aracı olarak kullanmasınlar? Bu iş yol yapmaya benziyor. Yol yoksa yolcu da olmuyor. Yol varsa yolcu da geliyor. İnsanların size gelmelerini istiyorsanız, onlara yol açın, zaman açın. Hiçbir yol yolcusuz kalmaz. Yol giden yere medeniyet gider, refah gelir, kazanç gelir. Yeter ki "dükkanınız açık" olsun.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.