Düzeni sağlayın, indirime karışmayın!

A -
A +

İndirimli satışlar iki uçlu değnek. Bir site, üyelerine sormuş: "Hangi kampanyalarla daha çok ilgileniyorsunuz?" İndirim kampanyaları öne çıkmış (%46). Ardından ürün hediyeli kampanyalar (%29), çekiliş (%15) ve ekstra taksit kampanyaları (%10) gelmiş. Bunlar da bir nevi fiyat indirimi. Vatandaş, indirim istiyor. Fiyat, satışın hem gaz hem de fren pedalı. Firmalar, satışlar tıkandığında fiyatları kısıyor, satışlar coştuğunda kasıyor. Rakipler de benzer "kafa"da olunca, satış yollarında kazalar eksik olmuyor. Müşteri indirimde ucuza aldığını sanıp yanılabiliyor. Firma da indirimle satabileceğini sanmakla yanlış yapıyor. Ucuzluk ve pahalılığın nisbî, izafî, kıyasî olduğu unutuluyor. Her müşteri için fiyatın anlamı, her an, her durumda, her ürünle ilgili olarak zihinlerdeki fiyat karşılaştırmasını neye dayandırdığına bağlı olarak değişiyor. Malı malla, malı markayla, malı alternatif bir malla mı karşılaştırıyor? Yoksa önündeki fiyatı önceki ve gelecekteki muhtemel rakamla mı kıyaslıyor? Bunların cevabı verilmeden doğru bir fiyat yönetimi yapılamıyor. Fiyatların an be an, kişiye, mağazalara, zamana, duruma, şartlara, fırsatlara ve gelişmelere göre hızla ve kolayca anında değiştirilebilme imkânları teknoloji sayesinde o kadar kolaylaştı ki! Böyle bir dünyada siz hâlâ kampanyaları zapt-u rapt altına almaya çalışırsanız, tüketiciye de zarar verirsiniz. İndirim kampanyalarından kimler ve hangi tüketiciler şikâyetçi, bunu iyi analiz etmek mecburiyeti var. Birilerinin dolduruşuna gelerek düzenlemeler yapmak başka yanlışlara yol açıyor. Keşke müşteriler biraz daha bilinçli, daha bol zamanlı ve daha ilgili olsalar da, firmaları birbirleriyle yarıştırıp, ihtiyaçlarını en hesaplı yoldan giderebilseler. Keyiflerine baksalar. Kitaplar, fiyatla rekabete kalkışan firmaların neticede bir fiyat savaşına giriştiklerini ve her savaş gibi bu savaşın da net bir galibinin olmadığını yazıyor. Güçlü firmalar önce fiyat kırarak rakiplerini ezip sonra tek tabanca kalınca acısını müşteriden çıkarırlarmış. O eskidendi. Malların, firmaların, markaların bu kadar çok çeşitlendiği, tüketicinin önündeki seçeneklerin çok arttığı bir dünyada tek tabanca olmak, öyle kalmak, kolay değil. Dünya müşteri, müşteri için de seçenek kaynıyor. Hedefini ve seçmesini bilen kazanıyor. Sırtını devlet desteğine, alttan destekli piyasaların cazibesine dayamak firmalara da hayır getirmiyor. Değer ve bedel algılaması çarpıtılıyor, müşteriler asıl bu yoldan "kandırılıyor". Bedelsiz kazançların tadı olmuyor. Bırakalım firmalar hileye hurdaya sapmadan, erkekçe birbirleriyle kıran kırana bir indirim ve ucuzluk savaşına girsinler. Tüketiciler olarak biz, kazananların yanında yer almaya hazırız. > (Pazarola, pazartesi günleri yayınlanır.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.