Pazarlamada en önemli başarılardan biri insanların zihinlerinde bir kelime ile birlikte yer almak ise, diğeri de belli bir kategoride ilk olmaktır." Geçen hafta dersimin bir yerinde böyle bir söz sarf edince, gençlere sormadan edemedim: "Bugüne kadar hafızanızda yer etmiş 'İLK'leri bir hatırlayın. Okuldaki ilk gününüz, ilk öğretmeniniz, ilk arkadaşınız, ilk yazınız.... Bunların çoğunun "pasif ilkler" olduğuna dikkatinizi çekerim. Şimdi bir de "aktif ilkler"inizi hatırlayın. İlk pekiyiniz, ilk birinciliğiniz, ilk şiiriniz.... Peki, gelecekteki ilkleriniz ne âlemde? Bu hafta, bu ay, bu yıl hangi konuda, ne bakımdan, ne zaman bir "İLK" olabilirsiniz? Hiç düşündünüz mü? Düşünün, düşünün, iyidir. Böylece, çevrenizdekilerin zihinlerinde kalıcı bir yer edinme fırsatı daha yakalamış olursunuz. Aynı zamanda, ileride her fırsatta övünerek bahsedeceğiniz bol bol "ilk anılarınız" olur." Bakalım kaç tanesi bu önerimi hayatına aktaracak! Bazen beni tanıtırlarken, "Mühendis orijinli ilk pazarlama akademisyeni" gibi bir sıfatla anıyorlar da, oradan aklıma geldi. İlk olmak ve hele tek olmak güzel bir duygu. Türkiye'de perakende sektöründe kilometre taşı sayılabilecek ilklerden biri Metro Grubu'nun Gross Market uygulaması. Geçen hafta, Metro Türkiye yöneticisi Nurdan Tümbek hanımın davetlisiydik. Samimiyetle profesyonelliği çok ahenkli bir denge içinde bir araya getirmeyi başaran ekibiyle birlikte bizi bir güzel ağırladılar. Metro dünyadaki hiçbir ülkede yapmadığı bir işi, Türkiye için ilk olarak başlattı. Artık kredi kartıyla da ödeme yapılabiliyor. Sessizce yürürlüğe sokulan bu uygulamayla, yıllardır müşterilerden gelen yoğun bir talebe de cevap verilmiş oldu. Önceleri sadece nakitle yapılabilen ödemeler, yakın zamanda, debit kartlarla (ATM kartlarıyla) hesaptan doğrudan aktarma biçimde de yapılabiliyordu. Metro'nun başlattığı bu uygulama diğer perakendecilere de örnek olacak gibi görünüyor. Nitekim, Metro'nun debit kartla ödeme uygulamasına geçmesinden aylar sonra Bankalararası Kart Merkezi, Okan Bayülgen'in dört kılığa girdiği "bakkal soygunu" sahneli bir reklam kampanyası ile banka kartıyla alışverişi yaygınlaştırmaya giriştiklerinin sinyalini verdiler. Metro, sınırlı müşterilere yönelik toptan satış, öde ve taşı (cash&carry) uygulamasını Türkiye'ye ilk getiren firma olarak farklılığını ve profesyonelliğini yıllar önce bir güzel ispatlamıştı. Önümüzdeki dönemde yatırımlarını artıracak. Bu bir başarı göstergesidir. Aynı zamanda bu ülkenin geleceğine olan güvenlerinin işaretidir. Müşteri ihtiyaçlarını dikkatle izleyen, adeta çaktırmadan her ürünü tam zamanında en uygun şartlarla onların önüne sürebilen başarılı bir satıcı olarak, "şapka çıkartan" bir hizmet kalitesi sunuyorlar. Metro, Alman orijinli bir dünya firması. Bu firmanın müşteri ihtiyaçlarına ne ölçüde değer verdiğini anlamak için, en hayatî bir köşesine (tuvaletlerine) gidip bakmak yeterli. Yerli birçok süpermarkette ve anlı şanlı alışveriş merkezinde tuvaletlerin tamamı alafranga iken, Metro'nun Türkiye'deki tuvaletlerinde alafrangalar yanında alaturka tuvaletler de var. Yani, Metro, müşteriye sadece satınalırken değil, "rahatlarken" bile seçenek sunuyor. Metro mağazalarında "farfara" bir satıcı havası yok. Süper, hiper bilmem ne isimleriyle anılan mağazalar müşterileri sarhoş edip, insanları "süpermarket tuzağı"na düşüren uygulamalarını "büyük beceri" sayarken, Metro Grubu, "sessiz bir hizmetçi" rolüyle, yoluna devam ediyor. Profesyonellere selam, 'ilk'lere devam... ..... Okuyucularımın Ramazan Bayramını tebrik eder, afiyetler dilerim.