İşimiz gücümüz pazarlama

Bir akademik disiplin olarak pazarlama 1881'den beri konuşuluyor. İlk pazarlama dersi 1902 yılında ABD'de verilmiş. Bir asır geçmiş olmasına rağmen hâlâ pazarlamanın ne olduğu tam olarak bilinmiyor. Üzerinde mutabık kalınan bir tanımı bile yok. Tam tarif edilemeyen, konusu ve sınırları belirlenememiş bu disiplinle yıllardır meşgul biri olarak bana şu sıralar pazarlamayı tanımla deseler, "pazarlama, iş yapmanın adıdır" der, keser atarım. Yani, işle pazarlamayı eş görürüm. Peki, iş ne? İş; dünyayı, memleketi, kurum ve kuruluşları, firmaları, kişileri ve benzerini daha güçlü bir konuma getirmek amacıyla değiştirmeye ve dönüştürmeye girişmektir. "Hareket berekettir" sözü de buradan gelse gerektir. Hiçbir iş tek başına yapılmaz. İnsanlar tek başlarına çalışabilirler ama iş yapamazlar. İş, insanlarla birlikte yapılır. İnsanların el birliğiyle yaptıklarına "iş", tek başlarına yaptıklarına "çalışma" denir. İş yapmak için, birlikte hareket etmek; maksadı ve işi tarif ettikten sonra, bu iş etrafında olabildiğince çok sayıda insanı birer taraftar, destekçi, ortak, işbirlikçi, avukat, yandaş, yardakçı, alkışçı, muvafık ve benzeri hale getirmek gerekir. "Şeyh uçmaz, müridi uçurur" hesabı, işe ve bu işi yapanlara sahip ve arka çıkanlar ne kadar çoğalırsa işin başarılma ihtimali de o kadar büyük olur. Her iş (değişme) bir başka işi (tepki) doğurur. İş yapanların muvafıkları ve destekçileri kadar muhalifleri ve köstekçileri de olur veya sonradan oluşur. İşin büyüklüğü, taraftarları kadar muarızlarının çokluğundan da anlaşılır. Siyasette, adalette, askeriyede, bürokraside, sanayide, ticarette, piyasalarda şu sıralar bir bir gün yüzüne çıkan çürümüşlükler, direnmeler, bu memlekette önemli şeylerin yapılmakta olduğunun da işareti. İş yapmak istiyorsanız, pazarlamanız kuvvetli olacak, kendinize düşmandan çok taraftar toplayacaksınız. Davanıza inanıyor, taraftarlarınıza güveniyorsanız, size yönelik engellemeler ve saldırılar karşısında dik duracak ve gerekirse işin kavgasını vereceksiniz. Açılımlarınızda ve girişimlerinizde sizi her alanda hararetle alkışlayacakların sayısının yuhalayacaklardan çok daha fazla olacağından eminseniz, durmak yok, kavgaya devam. Başka türlü iş (pardon pazarlama) yapılmıyor, tarih yazılmıyor. Pazarola, Hayrola! (Pazarola, pazartesi günleri yayınlanır.)