Kim neyi seçiyor?

A -
A +

İki milyona yakın gencimiz yıllardır tamamlamaya uğraştıkları "eserlerini" geçen ay üçbuçuk saat boyunca ter dökerek ortaya koydular. Kafaları kazan vaziyette bir kırmızı kâğıt üzerinde oraya buraya koydukları işaretlerle şekillendirdikleri "mallarını" ÖSS (Öğrenci Seçme Sınavı) sonunda salon görevlilerine teslim ettiler. Yurdun dört bir tarafındaki binlerce salondan toplanan bu kâğıtlar Ankara'da bir araya getirildi, otomatik makinelerden geçirildi ve bu "malların" her birine birer puan, birer "kalite" belgesi verildi. Günü geldi, ÖSS piyasasına sundukları "malları" en kaliteli bulunan gençler, aileleri ve birtakım ticarî dershanelerin "logoları" ile birlikte kameralar karşısına çıkarılıp reklâm edildiler. Okullar, aileler bu "malların kalitesinden" kendilerine pay çıkardılar, "eserleriyle" iftihar ettiler. Yüz binlerce genç ise "malları ÖSS piyasasında müşteri bulamayan satıcılar" durumuna düştüler. Gönderdiği sonuç (kalite) belgesiyle ÖSS bu gençlere sanki şöyle dedi: "Sizin yıllardır üretmek için uğraştığınız ve son ÖSS'de bize gönderdiğiniz mallarınız, standartlarımızı karşılayamamıştır. Üniversiteye girmek için verdiğiniz "teklif" ve sunduğunuz "mal" o kadar kalitesizdir ki, bunları değerlendirmeye bile alamıyoruz. Gayret eder, daha kaliteli ürünler/teklifler sunarsanız, belki seneye sizin mallarınızı da hesaba katarız." Yıllardır tek meşgalelerinin ÖSS pazarına mal hazırlamak olduğunu zanneden bu gençler, mallarının para etmediğini, pazarda herhangi bir alıcı bulamadıklarını öğrenince bir anda yıkıldılar. Birçoğu dokumakta olduğu kumaşın piyasada bir işe yaramayacağını önceden az buçuk tahmin ediyordu, ama yine de hepten ümitsiz değillerdi. Belki bu sefer, şansımıza, malımız satılır diye düşünüyorlardı. Ama olmadı. Piyasada şansa yer yoktu. Şu günlerde, ÖSS piyasasına sundukları teklifleri ve malları değerlendirmeye alınanlar gençler ve aileleri şimdi bir "tercih problemi" çözmekteler. Merak ederim: ÖSS piyasasında kim kimi veya kim neyi seçiyor? Gençler mi okul/meslek seçiyorlar, yoksa okullar mı gençleri seçiyorlar? Bir bakıma, ne gençler okul, ne de okullar kendilerine öğrenci seçebiliyor. Bir mekanizma kurulmuş, sadece ÖSS kalite puanına bakılarak, seçeni de seçileni de memnun etmeyen bir sıralama yapılıyor. Puanlarla ifade edilen mallar ÖSS piyasasında, başka bir ölçü kullanılmadan, öğrencilerin talepleri ve okulların kapasiteleri sayılarak atama yapılıyor. Tercih aşamasında öğrenci ÖSS'de ölçtürdüğü "malının değeri" nispetinde, o malı hangi okullara "yutturabileceğini" tahmine uğraşıyor. Okullar da, kendilerine kalacak öğrencilerin taban puanının nerelere kadar gerileyeceğinin derdine düşüyorlar. ÖSS pazarı dışında dünyada başka uğraşılar ve piyasalar olduğu unutuluyor. Hâlbuki gençler, küçükten başlayarak, "Ben hangi yarışa girersem birinci olabilirim?" "Ne yaparsam, benim yaptığım iş mahallemin, şehrimin, ülkemin ve hatta dünyanın en birincisi olur?" "Ben kendimi hangi alanlarda zirvelere çıkarabilirim?" türünden sorulara kafa yorsalardı; hayatlarının her anında değişik konularda hep başkalarından önde olmaya uğraşsalardı; herkesten farklı ve herkesten önde olmayı bir hayat tarzı haline getirselerdi, hem ÖSS'de daha yüksek puanlar alırlardı, hem de bugün tercih için zorlanmazlardı. Onları kara kara düşündürten asıl sebep, akranlarına, sınıf ve dönem arkadaşlarına zamanında ve zemininde "fark atamamış" ve onlardan geride kalmış olmalarıdır. Puanı yüksek, "malı güzel" olan gençler şimdi seçimlerini rahatça yapıyorlar. Üretmeyi, ortaya bir mal ve eser koymayı düşünemeyen gençler ise fakirliğin pençesinden kurtulamıyorlar. Seçimlerimize ve tercihlerimize yeniden ve farklı bir açıdan baksak diyorum. > (Pazarola, pazartesi günleri yayınlanır.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.