Kuyruksuz

A -
A +

Oğlum Murat, fatura kuyruğunda beklerken gördüklerini özetlemiş. İşte memleketimden kuyruk manzaraları: "Kuyrukta herkes sanki biri araya girip sırasını kapacakmış gibi "dip dibe" durur. "Mahrem bölge"lere girilir. Kavgalar ya bundan veya "araya kaynama" ve "sıranın başına yönelme" teşebbüslerinden çıkar. Arkanızda birisi ha bire oflar puflar. Rüzgârını ensenizde hissedersiniz. Dönüp ters ters bakmanız bir işe yaramaz. Birisinin telefonu çalar. Herkes ona bakar. Sanki kuyrukta telefon kapatma mecburiyeti varmış da açık unuttuğu için kabalık yapmış gibi ters ters bakılır, oflanır puflanır. Aranan kişi ya kısa konuşur, "sıradayım, geliyorum" der keser veya uzun konuşur gösteri yapar, havasını atar. Bir anda birileri görevliye bağırıp çağırabilir. Konu geneli ilgilendiriyorsa, başkaları da koroya katılır. Ancak, mevzu kişisel ise bağırıp çağırana "vah zavallı bu işleri bilmiyor" dercesine acıyarak bakılır. Kuyrukta her türlü bürokratik işi bilen "tecrübeli danışmanlar" da bulunur, hizmet yaptıkları ölçüde mutlu olurlar. Bunlar kuyrukların "muhabbet erbabı"dırlar ve kimse bulamazlarsa memurla ahbaplık ederler. Sıra size geldiğinde asla ve asla bankoda yalnız kalamazsınız. Ensenizdeki kişi de bankoya yaslanır sizi ve işlemlerinizi izler. "Mahrem bölgenin canı cehenneme"dir. Hatta bazen dışardan bakan biri, işlemi yapılan kişinin yanında sizin ne işiniz var diye merak eder. Ters bakışlarınız işe yaramaz, hatta sıranın huysuzu siz olursunuz." Bankada, postanede, hastanede, velhasıl insana insanlarla hizmet sunulan yerlerde insanlar (müşteriler) kuyruk oluyorlarsa; kuyruklar norm, kuyruksuz manzaralar istisna olmuş ise, insanlar çaresizlikten kuyruklara alışmış olsalar bile, bilin ki, oralarda "pazarlama zekâsı" devreye sokulamamıştır. Pazarlama insan ihtiyaçlarının algılanması ve bunların karşılanması işidir. Çimenlerde çokça çiğnenmekten yeni patikalar oluşuyorsa, insanlar çitleri atlayıp geçiyorlarsa ortada bir "pazarlama hatası" vardır. Şayet ihtiyaçların farkına varılmıyor ve/veya ihtiyaçlar zamanında ve zahmetsizce giderilemiyorsa, firmalar pazarlama dersinden sınıfta kalmıştır. Kim ne derse desin! Pazarlama kuyruk kaldırmaz. Nerede kuyruk varsa, orada pazarlama ya eksiktir, ya aksaktır. Kuyruğun mazereti olmaz. Ya işinizi-kapasitenizi istasyon sayısı ve işlem hızını artırarak talebe uyduracaksınız veya müşterinizin taleplerini zaman ve zemin itibariyle yayacak, bir şekilde "ayar" edeceksiniz. Bu yolun ikisini birden devreye sokmanız da bir başka seçenektir. Pazarlama hem talep üretir hem de "talebi yönetir". Kuyrukta bekleterek müşterilerinizi, firmalar olarak kendinizi sıkıntıya sokmak istemiyorsanız, kuyrukları yönetmek ve bunun için müşterilerinizin zihninde "gerekli modifikasyonları" zamanında yapmak durumundasınız. Firmalar, kamu kuruluşları, devlet daireleri, bizleri müşteriler ve vatandaşlar olarak, ömür tüketen, sinir eden, toplumu karamsarlığa iten, hayatından bezdiren bu kuyruklardan bir an önce kurtarsınlar. Firmaların özel durumlarına uygun çözümler, "beyinlerdeki pazarlama hücrelerinde" onları bekliyor. Bazıları için kuyruk bir eğlence, sohbet ve sosyalleşme vesilesi olabilir. Ama çoğunluk için kuyruklar, bilgi, hız ve globalleşme çağında artık birer işkencedir. Sıkıntıdır. Vatandaşa, müşteriye saygısızlıktır, onu kâle almamaktır, ona karşı efelenmektir. Pazarlama kuyruk kaldırmaz. Nice kuyruksuz günlere...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.