Mal değil fikir

A -
A +

Dev­let des­te­ğiy­le ba­zı­la­rı teş­vik gör­müş, ba­zı­la­rı ka­nun zo­ruy­la en­gel­len­miş pa­zar­lar­da, im­ti­yaz­lı sı­nıf­lar de­vir­le­rin­de "yok sa­tan­la­rı­n", "e­li­mi öpe­ne sa­ta­rı­m" di­yen­le­rin ön­le­ri son za­man­da epey­ce tı­kan­mış­tı. Ama hâ­lâ, tak­sit­le, in­di­rim­le, pro­mos­yon­la, he­di­yey­le; ka­fa ka­rış­tı­ran ta­ri­fe­ler­le, ucu­za ve­ri­yor­muş gi­bi ya­pıp ka­zık­la­yan kam­pan­ya­lar­la; ba­şa ka­kan, ha­va­dan atan, te­pe­den ba­kan şam­pi­yon sa­tı­cı­lar­la sat­ma­yı bir ma­tah zan­ne­den­ler et­raf­ta ci­rit atı­yor­du. Ge­li­yo­rum di­yen dal­ga­la­ra kar­şı "bi­ze bir şey ol­ma­z", "bu se­fer ha­zır­lık­lı­yı­z", "ar­tık da­ha da­ya­nık­lı­yı­z" sı­ğın­ma­la­rı­nın kâr et­me­di­ği; çeş­me­le­rin ku­ru­du­ğu, akan su­la­rın dur­du­ğu; da­mar­lar­dan ka­nın, pi­ya­sa­lar­dan pa­ra­nın çe­kil­di­ği şu dö­nem­ler­de bun­la­rın da ayak­la­rı bir­bi­ri­ne do­la­şı­yor, yü­rek­le­ri tıp tıp atı­yor. Di­le­riz kı­sa za­man­da ha­va-cı­va­cı­la­rın da "a­yak­la­rı su­ya ere­r", ken­di­le­ri­ne ge­lir, piş­man olur, soy­ta­rı­lık­la­rın­dan vaz­ge­çer­ler. Biz­ler "Pa­zar­la­ma, sa­tış için uğ­raş­ma­yı ge­rek­siz ha­le ge­tir­mek­ti­r" der­ken de din­le­me­miş­ler, ne kas­tet­ti­ği­mi­zi an­la­ma­mış­lar­dı. Ma­lı müş­te­riy­le bu­luş­tur­ma­nın, bun­la­rı ona "çak­ma­nı­n" ye­ter­li ol­du­ğu­nu san­mış­lar­dı. Ma­lı­nı ve mar­ka­sı­nı müş­te­ri­nin gön­lü­ne sok­mak, ha­ya­tı­nın bir par­ça­sı yap­mak yö­nün­de­ki tav­si­ye­le­re bu­run kı­vır­mış­lar­dı. Hat­ta da­ha da ile­ri gi­dip, sa­tı­şa kar­şı ol­du­ğu­mu­zu san­mış­lar­dı. Pa­zar­la­ma­nın, fir­ma­da bir me­mur de­ğil, (müş­te­ri­ler adı­na) asıl amir ol­du­ğu ger­çe­ği­ni bir tür­lü ka­bul­le­ne­me­miş­ler­di. Şim­di ger­çek pa­zar­la­ma ve pa­zar­la­ma­cı­la­ra gün do­ğu­yor. Al­tı kü­sur mil­yar in­sa­nı ye­ni­den göz­den ge­çi­rip man­za­ra­yı ana­liz ede­cek­ler ve yep­ye­ni iş fır­sat­la­rı ya­ka­la­ya­cak­lar. İş­le­ri­ni ye­ni­den ta­rif edip, sa­mi­mi­yet­le kim­ler için ne­ler ya­pa­bi­le­cek­le­ri­ni; bu iş için ne­le­re ih­ti­yaç­la­rı ol­du­ğu­nu; ne za­man ha­re­ke­te ge­çe­cek­le­ri­ni dü­şü­ne­cek­ler. De­rin dü­şün­me­ye va­kit yok ve biz o ka­dar da uzun gi­de­me­yiz di­yor­lar­sa, pa­zar­la­ma­nın "ye­ni­lik­çi­li­k" gü­cü­ne sa­rı­lıp, kri­zi fır­sa­ta dö­nüş­tü­re­cek "sür­dü­rü­le­bi­lir pa­zar­la­ma­" kap­sa­mın­da hâ­li­sâ­ne (tek­rar edi­yo­rum, hâ­li­sâ­ne; fır­sat­çı de­ğil) ye­ni fi­kir­ler üre­tip ha­ya­ta ge­çi­re­cek­ler. Mal de­ğil, fi­kir sa­tar. > (Pazarola, pazartesi günleri yayınlanır.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.