İnternet dünyayı küreselleştirirken, yerele de hizmet ediyor. Komşuyla komşuyu da yaklaştırıyor, dünyayı, birbirine güvenen insanların yaşadığı "küçük bir köye" dönüştürüyor. Pazarlamada yeni kavram, terim ve uygulamaların ardı arkası kesilmiyor. Çok geçmez, bize de ulaşır, bu hafta iki yeni kitap daha piyasaya çıktı: "The Mesh" (Meş okunur; tam karşılayan Türkçe bir kelime henüz yok) ve "What is Mine is Yours" (Benimki Senindir). İkisi de paylaşma ve Ortaklaşa (Kooperatif) Tüketim üzerine. Beş-altı sene önce The Long Tail (Uzun Kuyruk) kitabı da çok sükse yapmış, yeni bir iş modeli olarak nice girişimciyi hareketlendirmişti. The Mesh (Eşleme?) de böyle bir patlamanın ön fişeği olabilir. İki kitapta, kaynakları, bilgileri, boşlukları ve aylaklıkları paylaşmaya, ortaklaşa değerlendirmeye, kooperatif davranmaya ve işbirliğine dayalı yeni bir iş kolu, binlerce örnek firma ve yaşanmış hikâyelerle birlikte anlatılıyor. Bizde devre mülk veya hizmet kiralama olarak bilinen uygulamaların pek çoğunun, sıradan bireylerce, günlük hayata nasıl taşınabileceğine işaret ediliyor. Aynı yöne gidenlerin, aynı işi yapanların, aynı meslekte olanların, sahip oldukları fazlalıkları paylaşıp, değerlendirmelerinin yolları gösteriliyor. Kooperatifçilik uzmanımız, sevgili Resul İzmirli hocam daha iyi bilir. Ortaklaşa kullanım ve tüketimin önündeki en büyük engel, insanların birbirine güvenmemesidir. Nerede kaldı ki, internette buluşan (buluşturulan) iki taraf birbirine güvensin. Peki, asker askere, hâkim hâkime, polis polise gözü kapalı güvenince ne oluyor? Aynı meslekten, partiden, cemaatten, şehirden, mahalleden, okuldan mezun ve ortak dostlara sahip olmak, hiç değilse ilk elde birbirine güveni beraberinde getirmiyor mu? Birbirimize itimadımız arttıkça, herkese açık bir pazarda, insanların kendi aralarında, eşten eşe, fazlası olandan ihtiyacı olana, ev, oda, araba, video, araç, gereç ve hattâ eleman sağlama işleri giderek büyüyecek. Internet hayatımızı derinden değiştirmeye devam edecek. Yaşayan görecek. (Pazarola, pazartesi günleri yayınlanır.)