Nükleer bir silah

A -
A +

CNN'e göre, son yirmibeş yılın ilk beş yeniliği, internet, cep telefonu, kişisel bilgisayar, fiberoptik ve e-mail imiş. Bunlar sayesinde gerçeği yanında sanal bir dünyayla da, yeni kelimelerle de tanıştık. "Blog", Weblog'un kısaltılmışı. Belli bir konu veya amaç etrafında insanları buluşturan, toplu halde veya kendi aralarında haberleşmelerini sağlayan, ortaklaşa kullanılan web sayfalarına veya e-gruplara verilen genel bir isim. Önceleri amatör bir zevkle başlayan bu "blog"lar, iş âlemi için çok ciddî boyutlara ulaşmış. Technorati firmasının tahminlerine göre dünyada her gün 23.000 weblog yayına geçiyor. İnsanlar arasındaki ilişkiler, iletişim ve paylaşım havsala almaz boyutlara ulaştı. İnternet sayesinde güç dengeleri hızla değişiyor. Kendilerini serbestçe ifade edebilen insanların çoğalması, firmalar için bir "karabasan" anlamına da gelebiliyor. Artık firmalar borularını eskiden olduğu gibi keyiflerince öttüremeyecekler. Söyleyecek sözü olan herkes, kolayca bir blog başlatabiliyor ve etrafına kendini dinleyecek yüzbinlerce, milyonlarca kişi toplayabiliyor. Ortaya amatör ama güçlü yeni bir medya çıkıyor. İş gerçekten ciddî. "Bunları başlatanların hepsi çoluk çocuk, kendi aralarında gevezelik ediyorlar, resimler, müzikler, videolar alıp veriyorlar, bunlarla mı uğraşacağız? Hem kaç kişi internete giriyor ki?" diyemezsiniz. Bu "gevezelikler" herhangi bir mal, hizmet veya firmayla ilgili olmaya başlarsa, işte o zaman "yandı gülüm keten helva". Yüzbinlerce insanın firmanızı veya ürünlerinizi çekiştirdiğini, dedikodunuzu yaptığını, kötülediğini, başına gelenleri cümle âleme ilan ettiğini bir düşünün. Şayet, bir asılır, üstüne giderlerse, en güçlü firmalar bile "tükürüklerle boğulur". Tabiî, aynı "gevezelik" mekanizmasının, bazı firmaları "göklere çıkarması" da bir o kadar kolay. Öyle ya da böyle, firmaların, sanal âlemde neler olup bittiğini yakından takip edecek elemanlar çalıştırmasının zamanı geldi de geçiyor bile. Bu eleman ekran karşısına geçip, internette gezinerek firmanın ve markanın bekçiliğini, polisliğini yapacak. Başlatacağı "akıllı aramalar" ve "akıllı bloglar" yoluyla sanal dünyada insanların "nefes alışlarını", "nelerle ilgilendiklerini", "nelerden memnun, nelerden şikâyetçi olduklarını", "nelere gıcık, nelere aldırmaz davrandıklarını" öğrenebilecek. "Kulaktan kulağa haberleşme" pazarlamada güçlü bir silah olarak onlarca yıldır bilinir ve kullanılır. Ama internet bunu adeta bir "nükleer silah" haline getirdi. Bisiklet meraklılarının "takıldığı" amatör bir sitede Kryptonite kilitlerinin tükenmez kalemin ucuyla bile kolayca açıldığı haberi yayınlanmış. Bir hafta sonra, 2 milyon kişi bu duyurudan, kilidin nasıl açılacağından, firmanın buna ne tepki verdiğinden, basının konuya nasıl yaklaştığından haberdar olmuş. Sonunda firma, 100 bin kilidi yenisiyle değiştireceğini açıklamak zorunda kalmış. İşin maliyetini bir düşünün. Bu yazıda, kendisi de bir blog olan BİZİMCC'de yayınlanan "Türkiye'nin en fazla ziyaret edilen 100 sitesi" haberini konu edecektim. Yer kalmadı, ama iki satır yazayım. Bir numarada, en güçlü arama motoru Google var. Yani, insanlar çok meraklı. Daha sonra gazeteler ve haber siteleri, onların ardından internet servis sağlayıcılar ve bankalar geliyor. İHA 33, Netgazete 83'üncü sırada yer alıyor. Medya takip merkezlerinin ne işe yaradığını iş dünyamız iyi bilir. Hele TV reytingleri herkesin dilinde. Yakında internetin "ziyaret raporlarını" satıp para kazananları bile göreceğiz. Blog işini ciddiye alalım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.