Geçenlerde vefat eden Peter Drucker neredeyse yarım yüzyıl önce "İşletmelerin iki temel fonksiyonu vardır: Pazarlama ve yenilik. Diğer fonksiyonlar hepsi bu ikisi içindir. Bu ikisi kazançtır, getirir; diğerleri maliyettir, götürür" anlamına gelecek sözler söylemişti. Bu gerçeğin farkına varmakta hâlâ zorlananlar Sadık Söztutan'ın aktardığı şu iki satır bilgiyi bir kere daha okusunlar. "Michael Jordan bir yılda Nike'tan, Nike'ın Malezya fabrikası personelinin tamamından fazla para kazanıyor." Kör kör parmağım misali, biraz daha açıklama ekleyelim: Jordan, bir basketbolcudur ama bundan daha çok bir pazarlama objesidir. Nike'ın Jordan'a ödediği para pazarlama yöneticisinin, Malezya'daki fabrika personeline ödenen para ise üretim yöneticisinin çapını yansıtır. Pazarlama Sevenler Derneği resmen yok, ama yürekleriyle ve yaptıklarıyla bu derneğin milyonlarca sanal üyesi var. Sayıları her gün daha da artıyor. Kimi spor yazarken, kimi sahnede oynarken, kimi kütüphanede, kimi ekranlarda, kimileri de yönetim kurullarında pazarlama gerçeğini haykırmaktan zevk alıyorlar. "Pazarlama blogları" da her gün çoğalıyor, zenginleşiyor. Citroen'in reklâmı hoşuma gidiyor. "Hayatınızı değiştirir" temasıyla bir hamlede arabalar altüst oluyor, mesaj "cuk diye oturuyor". Şimdi bir an durun ve Marketing kelimesindeki "M" harfini Citroen reklâmındaki gibi altüst edin, karşınıza ne çıktı? Warketing! W'nin yerine F koyun, ne oldu? Farketing. Geçen hafta, MediaCat Forum'un üçüncüsü: "Warketing, pazarlamada zafere giden yol" başlığıyla gerçekleştirildi. Yurttan dünyadan ünlü isimler konuşmacı olarak katıldı. Anlatılanların, yazılıp çizilenlerin bir bölümünü, kulaklara küpe, tarihe kayıt niyetiyle aktaralım. Pazarlama, bir savaş, ama bu savaş insanları öldürmüyor, güldürüyor. Can almak, ülkeleri istila etmek için değil, tüketicilerin kalbini ve aklını fethetmek için ürün, marka, iletişim, fiyat ve satış gibi araçlarla yapılan bir mücadele. Bu savaşta en iyi silahlara, ürünlere, markalara, fiyatlara sahip olmak başarıyı garanti etmiyor. Doğru stratejiler oluşturmak, gelişmeleri doğru okumak, beklenmeyen olaylar karşısında hızla taktik değiştirmek, atik davranmak ve yüksek bir manevra kabiliyetine sahip olmak, güçlenmek ve güçlü kalmak şart. Ayakta kalmak için daha hızlı, daha esnek, daha girişken ve daha yenilikçi olmak zorundayız. Kazanmak için gerçek bir savaşçı gibi sıra dışı, girişken, vurucu, akıllı ve şaşırtıcı olmalı. Apple firmasında şöhret olmuş Guy Kawasaki işin ruhundan bahsediyor. "İş dünyasında herkes para kazanma peşindedir, oysa para kazanmak için öncelikle işinize bir anlam katmanız gerekir." Herkesin sevgisini kazanmak mümkün değil. "İnsanları kutuplaştırmaktan korkmayın. Büyük ürünler bazı insanların hayranlığını kazanırken bazılarının da nefretini kazanır" diyor. Çin savaş stratejisti Sun Tzu'nun halefi olarak tanıtılan Chin-Ning Chu, günümüz iş adamlarına sesleniyor: "Yenilmeyi bilmezseniz, kazanmayı öğrenemezsiniz. İş dünyasında başarı için hem içinizdeki hem de dışınızdaki savaşı kazanmalısınız. En iyi savaş stratejisi, savaştan mümkün olduğu kadar uzak durmaktır. Stratejinin beş temel elemanı, ahlak, zamanlama, coğrafya (yer, mekan), liderlik ve uygulamadır." Reklamcı Serdar Erener de,"Türkler kulaklarıyla yaşar, kalpleriyle düşünür. Duygular aklı karıştırmaz, mantığa yön verir" sözüyle ilham veriyor: Pazarlamayı kalplere seslenerek satacağız.