Seçenler? Seçmeyenler? Seçilmiştir!

A -
A +

Gündem seçim. Her nerede ve ne zaman, bir seçim, tercih ve karar varsa, orada bir pazarlama vardır. Pazarlamanın girmediği delik, gitmediği yer, bulaşmadığı iş yoktur sözü de işte buradan geliyor. Tercihleri, seçimleri, kararları, beğenileri etkileme girişimlerine pazarlama deniyor. İnsanlar üç gruba ayrılıyor: "Bildiğim Budur"cular. Belli tercihleri vardır, hiç değiştirmezler. Sanki bu tercihle doğmuşlardır. Dediğim dedik derler. Zekâsı kuvvetli pazarlamacılar bu özelliğini bilir ve onu bu kararlılığından caydırmak gibi bir saçmalığa kalkışmazlar. Bu kararlılığını lehlerine döndürecek başka bir tercihe davet ederler. Kararlılıklarını başkalarına yaymak veya yaymamak tercihi üzerine oynarlar. Onları ya pasifize ya da aktivize etmeye yönelirler. "Ben Bilirim"ciler. Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu ve her şeyi bilir; bildiklerini iddia eder; bilmiyorlarsa öğrenmeye uğraşırlar. Akıllarına güvenir, kendilerini "rasyonel" zannederler. Kararlarını belli bir mantığa, bir sebebe dayandırmak isterler. Kendi kararlarını kendileri vermek isterler. Pazarlamacılar bunlara, kararlarında kullanabilecekleri malzemeleri, gerekçeleri, açıklamaları sağlayan, yardımcı bir eleman gibi yanaşır, ona "sen akıllı adamsın, işini bilirsin" derler. "Bilmem ki Ne Yapsam"cılar. Hep kararsızdırlar, her şeyden işkillenir, tercihlerini, kararlarını sürekli değiştirirler. Bir o yana, bir bu yana atılıp savrulurlar. Kendileri dâhil, kimseye, hiçbir şeye, güvenmez ve inanmazlar. Kararsızlıkta kararlıdırlar. Hiç memnun ve mutlu olmazlar. Pazarlamacıların hem bayıldığı hem de korktuğu tiplerdir. Merak etmişimdir: Seçimleri önceden belli olmayan bir tarihte, aniden, "haydi haftaya sandığa" diyerek yapmak mümkün olsaydı, oylar nasıl dağılır, kimler kazanırdı? Aylar süren seçim tantanaları sonrasında oy dağılımı nasıl bir şey olurdu? Hiçbir şey değişmezdi, diyorsanız, büyük ihtimal yerinizde oturuyor, seyrin keyfini çıkarıyorsunuzdur. Çok şey değişirdi, diyorsanız, bir ihtimal, siz de tercihlerinizi başkalarıyla paylaşmaya, onları etkilemeye, pazarlamaya girişmişsinizdir. Bekleyip, göreceğiz. > (Pazarola, pazartesi günleri yayınlanır.)

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.