Sinamedya

A -
A +

Vatikan kaynaklı kışkırtma ne ilk ne de son. Konuyu uzmanlarına bırakalım. Bilgisayar bitlerle, insan kelimeler ve resimlerle "düşünüyor". Birbirleriyle etkileşebiliyorsa, bir şebeke bağlantısı veya yanında başkaları varsa düşünceler değişiyor, "salim kafayla" düşünülemiyor, görüşler birbirine karışıyor. Görüş, düşünce ve fikirler tercihlerimizi ve sonunda hayatımızı şekillendiriyor. "Neyi tercih ettiğini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim." sözü geçerli. Hayatımız tercihlerden ibaret ve tercihlerimiz zihinlerde oluşuyor. Pazarlama pazarlarda yaşanan bir yarış olmaktan çok, zihinleri etkileme, zihinlerde yer tutma, pay sahibi olabilme mücadelesi. Sevgi, güven, sadakat, bağlılık hepsi zihinlerde yaşanıyor. Bunlar olmadan "satış" gerçekleşmiyor. Satış, bir bakıma, görüşler, fikirler, düşünceler ve duyguların değiştirilebildiğinin nihaî kanıtı. Satan mal beğenilmiştir. Mal satılmıyorsa beğenilmemiştir. Nokta. Zihinlerde ne varsa davranışlara o yansıyor. Zihni kapkara insanlardan beyaz düşünceler çıkmıyor. Değişim-dönüşüm zihinlerde başlıyor. Günler, aylar, yıllar ve hatta nesiller boyunca sürüyor. Küreselleşen dünyada birbiriyle bağları daha da sıkılaşan 7 milyar insan sanki bir arada yaşıyor. Dünyanın öbür ucundaki zihinlerin "aklığı veya karalığı"ndan daha fazla etkileniyoruz. Bir firma, bir marka, hele bir devlet kolay oturmuyor. Piyasanın bir ürünü benimsemesi için belli bir zamana ihtiyaç duyuluyor. Zihinlerdeki değişme zaman ve istikrarlı gayretler, stratejiler gerektiriyor. Pazarlama bugünden yarına başarı üretemiyor. Hele iş, ürünlerden, firmalardan çıkıp, ideolojiler, ülkeler, inançlar, dinler boyutuna çıkınca, asırlar bile yetersiz kalıyor. Bazı kafalar asırlar geçse de değişemiyor. Maldan önce güven ve itibar satılıyor. Güvenmediğimiz kimselerle alışveriş etmiyoruz. Marka bunun içindir. Müşterisi gözünde, onun zihninde ve gönlünde saygın bir yer kazanmak, malı baştan satmak içindir. Marka olmanın temelinde, zihinlerde uygun kelimelerle, uygun resimlerle birlikte anılmak yatıyor. Bir markanın adı anıldığında, logosunun bir kenarı göründüğünde zihinlerde o markanın temel vaadine dair olumlu algılama ve duygular anında beliriyor. Bir de o marka, beğendiği, sevdiği insanlarla birlikte görülmüş, anılmış, düşünülmüşse, marka algılaması bir kere daha pekiştiriliyor, zihinlere ve gönüllere iyice yerleşiyor. Satın aldıklarımızdan, takip ettiğimiz yayınlara, programlara, yazarlara; yaptığımız işlerden, oluşturduğumuz ilişkilere, hatta bütün konuştuklarımıza varıncaya kadar, bunların hepsinin birer pazarlama faaliyeti sonunda gerçekleştiğini lütfen unutmayalım. Görüp okuduklarımız, duyup dinlediklerimiz, alıp kullandıklarımız, hepsi dünyayı belli bir gözle görenlerin bize gösterdikleri şeyler. Bunları bize, kitap-gazete-dergilerle yayıncılar; diziler, programlar ve haberlerle TV'ciler; milyonlarca seyirciyi karanlık salonlara çekebilen sinemacılar, giderek demokratikleştiği sanılan internetçiler, anaokulundan itibaren birebir ilişkileriyle öğretmenler, öğretim üyeleri gösteriyor. Neyi göreceğimizi, neyi düşüneceğimizi, neler hissedeceğimizi "meslekleri gereği" bu işlerden para kazanlar tayin ediyorlar. Müşteri olarak cebimizden çıkan paralarla, yine bizim fikir, düşünce, tercih ve davranışlarımızı etkiliyorlar. Etkileri ölçüsünde çok para kazanıyorlar. Kısacası, klavye ve kamera kimdeyse onun borusu ötüyor. Ürününü, firmasını, ülkesini, insanını, inancını, dinini, fikrini ve düşüncesini seven temiz gençler! Hepinizi Sinamedya'ya davet ediyorum! Seyirci değil, oyuncu olarak. (Hollywood Pentagon ve Washington! Haftaya...) > (Pazarola, pazartesi günleri yayınlanır.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.