Şöhret, itibar, fark ve uyum

A -
A +

O sahneyle ilk karşılaştığımda vay be nidasıyla, kedi gibi bir sembolü de Obama markasına nasıl yamadıklarını merak etmiştim. Cevabı bugün geldi. Meğer ajanlar malum kediyi çok önceden fark etmişler. Hani olur da, geçerken sever düşüncesiyle mi kuduz tedbiri alınmıştı? Obama'nın kedi şefkatinin dünyaya servis edilmesi önceden mi planlanmıştı? Emin değilim. (Meraklısına not: Ayasofya kedisinden başka ünlüler de var; Ankara, İran, Van... ve de Kürt kedisi.) Emin olduğum husus şu ki, Obama, arkasındaki güçlü bir ekip sayesinde marka oldu. 80 ülkede faaliyet gösteren 2000 Türk işadamı, Dünya Türk Girişimciler Kurultayı'nda İstanbul'da toplandı. Dünyada rekabet için güç birliği arayışlarına başladılar. Önemli bir adım. Alkışlıyor, akıllı hareketler bekliyoruz. "Küresel Güç Türkiye" temalı bu kurultay sadece iki gazetede manşete konmuş: Çılgın Türkler Zirvesi, Dünyaya Kafa Tutan Türkler. Ya diğerleri? Toplantıda Türkiye'nin markalaşmasından da bahsedilmiş. Tabii, marka olacağım demekle hemen marka olunmuyor. Marka olmanın dört bacağı var: Şöhret: Adınız duyulacak, tanınacak, bilinecek, ünleneceksiniz. İnsanlar sizden haberdar olacak. Kendini bu ülkenin vatandaşı bilen herkes aynı telden çalacak, çatlak ses olmayacak. Dünyanın her köşesinde sesiniz olacak veya sesinizi duyuracak birilerini bulacaksınız. Her noktada ve her fırsatta yer alacaksınız. İtibar: Ününüz kötü olmayacak; bunu olumlu çağrışımlarla ilintilendirecek, olumsuz-itici-korkutucu çağrışımlardan sakınacaksınız. Millî tarih, ekonomi ve iletişim politikalarınız olacak, kimin hangi mesajları vereceği bilinecek. Öngörülebilir, güvenilir, itibarlı ve şerefli bir duruşunuz, hatta özel marka bekçileriniz olacak. Fark: Ayırt edici özellikleriniz, başkalarına benzemez değerleriniz olacak. Yığından sıyrılıp, "o başka" dedirtebileceksiniz. Uyum: Muhataplarınız sizde kendilerinden de bir şeyler bulacak. Tam onların hayalini kurduğu gibi görüneceksiniz. Herkese beklediğini vereceksiniz. Tıpkı, Obama'nın dağıttığı mavi boncuklar, ağızlara çaldığı bal gibi... (Pazarola, pazartesi günleri yayınlanır.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.