Şundan, bundan, ondan...

A -
A +

Spam'ın Türkçesine ne diyeceğiz bilmiyorum, ama hemen her gün bir şeyler satmaya/yapmaya çalışan yüzlerce davetsiz mail almaktan canımız çıkıyor. Bunları silmek bile bir dert. Arada ciddî mailler de kaybolup gidiyor. Bir teknoloji yazarının tahminine göre dünyadaki elektronik postaların % 60-70'i spam imiş. Spam'lardan kurtulmak için bir yol öneriliyor: İstenmeyen mailleri hadsiz hesapsız karşı maillerle cevaplamak. Bunun için programlar internetten edinilebiliyor. Gönderdikleri bir maile karşılık bin cevap alınca spamcilerin ne yapacağını doğrusu merak ediyorum. Evde ekranlarımızda karşımıza çıkan reklâmlardan zaplayarak kurtulmaya çalışıyoruz da, evin dışında ne yapacağız? Ev dışı reklâmlar kategorisine ilgi artıyormuş. Wall Street Journal'deki bir habere göre, ev dışı reklâmlar şimdiden 200 çeşide ulaşmış. Teknolojinin getirdiği imkânlarla birleşince neredeyse her gün yeni bir "ev dışı reklâm" uygulamasıyla karşılaşmamız hiç de ihtimal dışı değil. Uyanık reklâmcıların ve girişimci gençlerin dikkatine sunulur. Forrester Research tarafından yapılan bir araştırma, pazarlamacıların dörtte üçünün bir reklâm veya pazarlama kampanyasının satışlar üzerindeki muhtemel etkisinden emin olmadıklarını göstermiş. % 63'ü, pazarlama harcamalarındaki bir kısıntının satışları ne kadar etkileyeceğini tahminden acizmiş. Reklâmların işe yarayıp yaramadığını ölçmenin ve bu alanda somut adımlar atmanın önemine işaret etmekle beraber, ancak % 19'u bu alanda gerekenleri yapabiliyormuş. Bizdeki reklâm araştırmaları bu oranın çok çok gerisinde "devede kulak" mertebesinde kalıyor. Her gün bir yenisi ile karşılaşılan afişler, TV ekranları, duvar ilanları ve neon ışıklarıyla Moskova, dünyanın en hızlı büyüyen reklâm pazarı olmuş. Rusya'daki reklâm harcamaları bu yıl % 30 sıçrama göstererek 5 milyar dolara ulaşmış. Avrupa ve ABD'deki yıllık % 4 civarındaki büyümeyle karşılaştırıldığında bu pazar dünyanın büyük reklâm ajanslarının iştahını kabartıyor. Bizim yerli ajanslarımız hızla büyüyen bu pazardan niye pay almasınlar? Yahoo'nun yeni bir numarası daha... Yahoo'da arama yaparken karşınıza çıkan reklâm sizin iki gün önce yaptığınız bir aramanın sonucu olarak oraya gelmiş olabilir. Bir reklâmın kimlere yöneltileceğini otomatiğe bağlayan bir program, reklamda boşa harcamayı, "karavana atışları" azaltıyormuş. Program, Yahoo'nun arama motorundaki aramaları takip ediyor ve 48 saat içinde aranan konuya uygun reklâmları otomatik olarak yayına veriyormuş. Laf hep reklâmlardan gitti. Çin'de reklâmlardaki "vaad ve iddialar" sıkı takibe uğruyor, reklâm verenler iddialarını ispatlayamazsa reklâmları yasaklanıyormuş. Çin'deki 20 milyar dolara yaklaşan reklâm hacmi içinde 2.5 milyar dolarlık harcamasıyla başı çeken Procter and Gamble'ın reklâmlarını kanıtlamak için ayrıca uğraşması gerekiyormuş. Darısı, Çin'de reklâm yapacak Türklerin ve iç pazarda "havadan uçan" reklâmcılarımızın başına... Fransızlar dünyada sevilmese de, kozmetiklerinden vazgeçilemiyor. ABD'deki pazarlama uzmanları, yabancı dillerden kelimeler, aksanlar, takılar ve ifadeler kullanmanın ürünlerine değer kattığını fark etmişler. Müşterinin ilgisini çekmek, ürünlerine daha fazla itibar kazandırmak için kozmetiklerde bol bol Fransızca kullanıyorlarmış. Bütün ambalajlarını iki dilli olarak yenileyen markalar bile varmış. Bizde ise, "malınız ve hizmetiniz ne olursa olsun, diliniz mutlaka İngilizce olsun" deniyor. "Türkçe out, İngilizce in". Biraz da başka dillerle ilgilensek...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.