Teknoloji diye diye...

A -
A +

Teknoloji denince akıllara bilgisayar, cep telefonu ve internetten başka bir şey gelmiyor. Gelişme hızı ve yol açtığı değişmelerdeki çarpıcılık açısından BT (Bilgi Teknolojileri) diğerlerine baskın çıkıyor. Aslında her sektörde, her alanda, her konuda teknoloji var. Teknoloji, teknik bilimi anlamında, bilimin hayata daha da etkin bir şekilde aktarılmasını sağlıyor. Teknoloji, hayatımızı ve işimizi daha kaliteli ve daha verimli hale getiren yenilikler. Fakat Türk Dil Kurumu'na bakarsanız teknoloji, "Bir sanayi dalı ile ilgili yapım yöntemlerini, kullanılan araç, gereç ve aletleri kapsayan bilgi"dir. Buradan da anlaşılacağı gibi, teknoloji henüz TDK'nın güncel sözlüğüne bile layıkıyla, doğru bir şekilde girememiş. Nerede kaldı ki, beyinlerimize, hayatımıza, iş hayatına, firmalarımıza girsin. Geçen hafta Cebit Bilişim Avrasya Fuarı'nda yerlisiyle yabancısıyla firmalar, markalar, ürünler bir kere daha görücüye çıktı, birbirleriyle yarıştı. Yenilik yapma, teknoloji geliştirme yerine, hazıra konmayı tercih eden yüzlerce firma, başka ülkelerdeki beyinlerin geliştirdiği yeni ürünleri-hizmetleri halkımıza "satmak" için gürültülü gösteriler yaptılar. Medya, her zaman olduğu gibi, işin magazin/şov yanına takılıp kaldı. Tüketicilerin ilgisini çekecek konularla oyalandı ama ülke için çok daha önemli sonuçlar getirecek ürün/hizmetlere pek ilgi göstermedi. Zaten bu yıl fuarda işin "mutfağındaki" firma sayısında da bir azalma dikkati çekiyordu. Bu fuarın da, teknolojinin de iki ana müşterisi var. Biri, bunları kendisi için alanlar, yani nihaî müşteriler ve diğeri, bunları başkaları için, işlerini ve üretimlerini geliştirmek için kullanacak olanlar, yani, sanayici-işletmeci müşteriler. Fuarda sunulan yenilikler arasında en fazla ilgi çekenlerden biri, evdeki araç-gereçleri uzaktan kumandayla çalıştıran sistemler olmuş. Bu sistemlerin çalışması için evdeki araçların da elektronik kumandalı olması gerekiyormuş. Sorarız, halkımızın kaçta kaçı evinde elektronik kumandalı cihazlara sahip? Kaç kişi yakın bir gelecekte bunlara uzaktan kumanda etmek ihtiyacı duyacak? Ne kadarı cihazlarını elektronik kumandalılarıyla yenileyecek? Medyanın ilgisini çekmek için özellikle parlatılan bu gibi konular yüzünden fuarların kendisi de fonksiyonel olmaktan çıkıp, bir kuru gürültüye, bir anlık şova dönüşüyor. Hâlbuki fuarlar, özünde ticarî birer faaliyet olup, iş hayatındaki aktörlerin buluşma yeri olarak görev yapmaya daha uygundur. Fuarların "panayır"lardan farkı da buradadır. Müşteri Feragati Teknoloji firmaları yeni ürün geliştirme ve yenilik yapmada fazla hırslı davranınca ve "satış için her şey mubah" noktasına ulaşınca, "Müşterileri feragate" zorladıklarının farkına varamıyorlar. Müşteri feragati, müşterinin, ihtiyacı olmayan, aramadığı, olsa da alsam demediği, belki de hiç kullanmayacağı birtakım ilave/gereksiz özelliklerle ürünleri donatıp, bunları daha yüksek bedellerle müşteriye satmak anlamına geliyor. Bir bakıma sade ve yalın bir ürün satınalma isteklerine cevap verilemiyor. Müşteri, gereksiz eklentilere, kullanılmayan özelliklere de para ödemek zorunda kalıyor. Telefondan otomobile, bilgisayardan ev aletlerine sayısız örnekte de olduğu gibi, müşteri kendisine dayatılan bu "fazlalıkların" (ekstraların) farkına vardığında, ciddî bir rahatsızlık duyuyor. O zaman, o ürüne ve firmaya karşı olumsuz hisler beslemeye başlıyor. Teknoloji diye diye, bizi feragate zorlamayın, lütfen.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.