Teknoloji her alanda yaşanan değişimlerin motoru. Her an bir yenilik çıkıyor, hızla yayılıyor ve bir anda eskiyor. Teknoloji, bir ihtiyaç olmanın ötesinde, zamanla tehlikeli bir bağımlılığa ve fark edilmesi zor bir esarete dönüşüyor. Teknolojik ve mobil araçlar yüzünden gerçek manada sosyalleşme ve sohbetler yerini sanal sosyalleşmeye bırakıyor. İnternetsiz kalma korkusu gibi yeni korkular doğuyor. İnsanlar ve hayatları, nerede ne zaman ve ne yaptıkları, sürekli izlenebiliyor. Firma, kurum ve kuruluşların elinde muazzam miktarlarda veri birikiyor. Bu veriler bir araya getirilip, başka kaynaktan gelenlerle birleştiriliyor. Firmalar, bu bilgilerle, müşterilerine ulaşmanın, onları etkilemenin ve yönlendirmenin yeni yollarını buluyor ve maksatlarına kavuşuyorlar. Biz müşteriler, yaşarken ürettiğimiz bilgilerin de, üzerimize yönelen girişimlerin de farkına varamıyor, nereden geldiğini kestiremediğimiz yoğun bilgi bombardımanları altında hayatımızı özgürce yaşadığımızı sanıyoruz. Sokakta kameraların kayıtta olduğu biliniyor da, cebinizdeki akıllı telefonun, yerinizi, yönünüzü ve hızınızı an be an birilerine bildirdiğini biliyor muydunuz? Geçenlerde Google ve Yandex, belli şehirlerdeki anlık trafik akışını, hareket halindeki insanların elindeki akıllı cep telefonlarının yaydığı sinyallerle takip ettiklerini duyurdu. Dahası da var. Yakında insandan insana, firmadan insana, insandan firmaya iletişimlerden, makine insan etkileşimine ve makine makine ilişkilerine kapı açılacak. Evdeki aletler çiplerle donatılacak. Örnekleri de görülmeye başladı. Teknoloji donanımlı arabalar, geçtiğiniz yolları, arabanızı ne derece sert, ivmeli kullandığınızı, hız limitlerini ne sıklıkla aştığınızı, nasıl bir sürücü olduğunuzu kaydedecek. Sigortacınız size ona göre fiyat verecek. Bütün bu bilgiler arabanın anahtarında otomatik olarak kayıtlı olacak, deniyor. Rivayet odur ki, bir diş fırçası firması, çocukların dişlerini usulünce ve yeterince fırçalayıp fırçalamadıklarını takip eden, çipli fırçalar geliştiriyormuş... Teknolojinin hayatlarımızı esir almaması için, teknolojik bir kuşatmaya, bağımlılığa ve teknolojik bir esarete dönüşmemesi için uyanık olmak gerekiyor... > (Pazarola, pazar günleri yayınlanır.)