Ulusal Pazarlama Bakanlığı

A -
A +

Ülke olarak onlarca yılımızı ve nice değerlerimizi tahrip eden bir millî meselemizin çözümü yolunda adımların atıldığı bu dönemde, süreci tek elden yönetmek ve ortaya çıkacak hayırlı geleceğe şimdiden hazırlanmak gerekiyor. Bu tarihî adımın, içeriden ve dışarıdan kazanılacak, olabildiğince çok sayıda taraftar ve katılımcıyla desteklenmesinin büyük önem taşıdığı malumlarınızdır. Siz de bilirsiniz ki, iyi işler yapmak kadar, bunları satmak da lazımdır. Satış, işin ayrılmaz bir parçasıdır. Yapılan iyilikleri Halik bilse de, balıkları da bundan haberdar etmek; iyiliği balıklara da anlatmak gerekiyor. İnsanlar neyin peşine düşüldüğünü bildikleri durum, yer ve zamanlarda birbirlerine daha fazla destek olabiliyorlar. İşletmelerde misyon, vizyon, amaç, hedef, strateji gibi hususların önemi de zaten buradan kaynaklanıyor. Çok sayıda insanı belli bir amaca yöneltmenin, onları birer taraftara dönüştürmenin yolu, mideler kadar beyinlere ve gönüllere de sistemli bir şekilde hitap etmekten geçiyor ve bunun adına da iletişim deniyor. Her proje, her girişim, her firma, her ürün, her kampanya, içeriği kadar iletişimine ilişkin çözümleriyle birlikte başarılı veya başarısız oluyor. İletişimini iyi yönetemeyenler amacına ulaşamıyor. İletişimde, satışta, marka yönetiminde ve pazarlamada başarı, işin tek merkezden yönetilmesini gerektiriyor. Bir marka yöneticisi, markayla ilgili her türlü iletişimin marka bütünlüğüne katkı yapacak şekilde yürütülmesini sağlamaktan sorumlu oluyor. Firmalar markalarını güçlendirmek, daha çok satmak, taraftarlarını çoğaltmak, pazarlama gücünü arttırmak için bütçeler ayırıp, organize oluyorlar. Bunun gibi, devletimiz de iç ve dış kamuoyunu kendi yanına çekmek, "Türkiye markası"nı güçlendirmek için sistemli bir çalışma içine girmek durumunda. Türkiye'yi tanıtma kampanyaları, tanıtma fonları, basın ve halkla ilişkiler ekipleri ve hatta hariciye teşkilatının çalışmaları maalesef yetmedi, yetmiyor, yetmeyecek. Harpte bir savaşı kazanmak kadar zaferi taçlandırmak ve zihinlerde de kazanmak için etkin iletişim ekiplerine ve faaliyetlerine de ihtiyaç duyuluyor. İşte bu düşüncelerle, kırk yıldır pazarlamayla ilgilenen bir akademisyen olarak, firmalardaki "Kurumsal İletişim Başsorumlusu"na benzer bir "Ulusal İletişim Bakanlığı"nın hiç gecikmeden teşkilini teklif ediyorum. Dilerseniz buna "Ulusal Pazarlama Bakanlığı" adını da münasip görebilir ve dünyaya bu bakımdan da örnek olur, tarihe geçersiniz... Arz ederim. Pazarola, Hayrola. >> (Pazarola, Pazartesi günleril yayınlanır.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.