Yavruları korumak ve kollamak

A -
A +

Bütün canlılar nesillerinin devamı için gerektiğinde canlarını bile veriyor, yavrularını korumak için değişik yollar buluyorlar. Bir tehlike sezince daha dikkatli, saldırgan ve yırtıcı olabiliyor; pek çoğu "yiğitliğin onda dokuzunun kaçmak olduğunu" bilerek, yavrularını alıp o bölgeden hızla uzaklaşmayı tercih ediyorlar. Kaçmaya fırsat bulamadıkları durumlarda, yavrularını korumak içgüdüsüyle, hiç tereddüt etmeden kendilerini saldırganın önüne atıyorlar. Hayvanlar düşmanlarını bilir, ona göre tedbirler alır, kendilerini savunur, hileler yaparlarmış. Mesela, zebralar düşman karşısında gruplara ayrılıp taylarını ortalarına alıp hızla kaçarlarmış. Zürafalar buzağılarını karınlarının altına itip, düşmanı tekmelerlermiş. Tavşanlar yuvasına koşar, ayaklarıyla düşmanı tepelemeye çalışırmış. Ceylanlar saldırıya uğradıklarında hemen yavrusunun arkasına geçerlermiş. Zira düşman arkadan saldırırmış. Bazen de saldırganı yavrusundan uzaklaştırmak için kasten saldırganın yakınında koşar, kendi üstüne çekermiş. Karacalar yavrusunu çalılıklar arasına gizler, oraya sinmelerini tembih eder ve yerlerinde oturmasını sağlarmış. Uzaktan onu gözleyip, düşman yaklaşınca kendini gösterip, peşine düşürüp yavrusundan uzaklara çekermiş. Bazıları yavrularını tehdit eden hayvanlara kendilerini büyük ve güçlü gösterir, gözdağı vererek uzaklaştırırlarmış. Kediler hırlar, baykuşlar kanat açar, mavi baştankara kuşu yılan gibi tıslar, böylece düşmanı korkuturlarmış. Geyikler yavrularını korumak için kendilerini av gösterir, düşmanı peşine takarak yavrusundan uzaklaştırırmış. Ördekler ve başka bazı kuşlar yaralı taklidi yapar, düşmanın dikkatini kendi üzerilerine çekerlermiş. Bir düşman yaklaşınca dişi kuş sessizce yuvasından uzaklaşır, yerde çırpınmaya, kanadını yere vurmaya başlar, acı dolu çığlıklar atar, yerde çaresizce çırpınıyor pozu yaparmış. "Yaralı" kuşu kolay bir av olarak gören yırtıcı hayvan avının peşinde yavrunun yuvasından uzaklaşır, avını yakalamaya çalışırken, dişi kuş bir anda taklit yapmayı bırakır, aniden havalanır ve kaçarmış. Anne ördeklerin de çok iyi becerdiği bu tiyatro gösterisi genellikle son derece iknâ edici olurmuş. Köpekler, kediler, yılanlar ve hatta diğer kuşlar bile bu oyuna kanarlarmış. "Kids Marketing" Değerlerimiz ve inançlarımız, ön yargılarımızı ve alışkanlıklarımızı, bunlar da sonuçta davranışlarımızı tetikliyor. Seçimlerimizin ve satın alma davranışlarımızın altında inanç ve değerlerimiz yatıyor. İnanç ve değerlerimiz ise 12 yaşına gelinceye kadar epeyce şekillenmiş oluyor. Ağaç yaşken eğiliyor. Bu gerçeğin farkında olan pazarlamacılar, siyasetçiler ve diğerleri çocuklarla yakından ilgileniyor, çocuklara yönelik ciddî kampanyalar düzenliyorlar. Hemen hemen bütün sektörlerde, çocukları doğrudan birer müşteri olarak değerlendirerek onları kazanmaya çalışıyorlar. Bir yandan da onları geleceğin müşterileri olarak görerek uzun vadeli bir strateji ile markalarını çocukların kalplerine yerleştirmek için var güçleriyle uğraşıyorlar. Bir ürünü, bir markayı pazarlamak, hedef kitlesine sevdirmek, beğendirmek, satın almaya teşvik etmek için, hedef kitleleri etkilemek için çocuk motifini alabildiğine kullanıyorlar. Kimi zaman işi istismar boyutlarına bile vardırıyorlar. Ne yazık ki, anne-baba olarak bizler, kendi yavrularımızı başka hayvanların yavrularını korudukları kadar koruyup kollayamıyoruz. Dahası kimin dost, kimin düşman olduğunu bile kestiremiyoruz. > (Pazarola, pazartesi günleri yayınlanır.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.