Bu kadarına da pes doğrusu!..

A -
A +

Bugüne kadar Sayın Deniz Baykal'la alakalı birkaç yazı kaleme almışlığım vardır. Bu yazılarda Baykal'ın bu köşenin misyonuna uygun olarak yönetim tarzıyla ilgili hususlarda tenkidini yaptım. Malum hadise ortaya çıkınca ben de insanların özel hayatlarıyla alakalı konuların kişi kim olursa olsun böylesine pespayece (bendeniz o kasedi görmedim, merak da etmiyorum) ortaya saçılmasını her Anadolu kültürüne aşina insan gibi hoş görmedim. Malum bizim kültürümüz kişinin kusurlarını örtmeyi erdem sayar. Bendeniz kriz anında bir liderin nasıl davranması konusunda biraz mürekkep yalamış biri olarak, Baykal'ın hadiseyi soğukkanlılıkla değerlendireceğini düşündüm ve bu tür bir davranışı beklemeye başladım. Herhalde Baykal olayı kabullenir, gerekli yerlerden özür diler ve kasedi kim böylesine adice ortaya attı ise onları kınar ve işine bakar diye bekledim. Zira yine bizim kültürümüz açık işlenen hatanın özür dilemesi de açık olur der. Bendeniz ülkenin yönetiminde bakanlık, başbakan yardımcılığı yapmış, ülkenin siyasetinde yıllardır öyle ya da böyle etkili olmuş, yaşı yetmişi geçmiş, üniversite kariyeri olan birinden bu ya da benzeri bir davranışı beklerken bir de baktım Baykal her zamanki burnundan kıl aldırmayan havalı cakalı haliyle kürsüye çıkmış, kendisi bizzat rol aldığı olay hiç olmamışçasına bu kasedin bir komplo olduğundan dem vuruyor, elinde hiçbir delil ve belge olmadığı halde başkalarını ve bilhassa hükümeti suçluyor. Bütün bu durumu değerlendirdim, Baykal'la ilgili kafa yormanın değersiz olduğunu, başbakan olarak geri dönse bile onunla ilgili bir daha yazı yazmamanın uygun olacağına karar verdim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.