Dizinin sezon finali!

Anadolu'nun bağrından çıkıp taşı toprağı altın olan İstanbul'a kapağı atan binlerce müteşebbisten biri olan bizim dizinin kahramanı, çalıştığı konfeksiyon dalında hızla zirveye tırmanıp memleketin belki de konusunda tek entegre tesisini başarıyla yoluna koyduktan sonra, on onbeş yaşında birçok gencin başına gelen ve aslında sağlık alameti olan hızlı büyümenin ağrılarını hissetmeye başlamış. İşte bu günlerde kendisiyle bu ağrıların sebebini sorgulamak üzere bir araya geldik. Kendisinin hastalık belirtisi olarak gördüğü bu durumun aslında sağlık alameti olduğunu söylediğimizde biraz şaşırdı. Ancak bazen insan vücudunun en temel unsuru olan kanın fazlasının da yüksek tansiyona sebep olabileceğinden hareketle şirketine bir 'Check-up' uygulamayı teklif ettik. Uzun görüşmeler sonucunda yönetim konusunda şirkette herkesin aynı dili konuşması ve bu arada yönetimde aksayan yönlerin belirlenmesi için on bölümden oluşan hızlandırılmış bir seminer dizisini gündeme aldık. Şimdi bir hafta seminer dinliyorlar, bir hafta şirketin o konudaki durumunu tartışıyorlar. Ama seminerlerin bilgi paylaşma ve check-up faydası yanında; birbirleriyle iletişim kurma, fikirler yanında duyguları da paylaşma konularındaki etkisini yaşadıkça hafta sonları daha bir neşeyle buluşuyoruz. Ama esas güzel olan 'patron'un çalışma arkadaşlarıyla beraber olan biteni bilimsel bir baza oturtma imkânına yavaş yavaş kavuşuyor olması. Bütün dünyadan örnekler sunulan seminerlerde kendi şirketlerinde rastladıkları ve beğenmedikleri durumların herkesin başına gelebilecek şeyler olduğunu görmeleri onları rahatlatıyor. Şimdi tatil döneminden sonra yaklaşık sekiz-on ay sürecek bir bilgi paylaşma dönemi bekliyor onları. Sonra... Sonrasında onlar globalleşen iş hayatında ayakta ve hayatta kalabilmek için şirketlerinde gerekli olan 'değişim süreci'ni başlatmak üzere yola çıkacaklar. Çünkü 'Değişmeye hazır ooool! Değiş!' tarzında emir komuta ile yapılacak bir değişimin başarılı olamayacağını; değişimin ancak 'Hizmet eden liderlikle' mümkün olduğunu anladılar.