Ne kadar batı kültürüyle yetiştirilmiş olsak da, genlerimize yerleşmiş (hadi doğu diyelim de kimsenin canı sıkılmasın) doğu kültüründen de etkilendiğimiz malum. Yıllarca biz ve bizden önceki iki nesil bu iki kültürün arasında bocaladık durduk. Çoğu zaman da öz kültürümüzü hafife almaya meyilli olageldik. Hatta "Bırak şu doğulu kafayı" dedik, "Şark kurnazlığı" dedik. Quantum teorisi ve bunun yansımasıyla âdeta yok olan "pozitivist düşünme tarzını" baş tacı ettik. Bunun yansımaları işimize, aşımıza, yaşayışımıza, yönetim tarzımıza, davranışlarımıza, duygularımıza yansıdı... Bütün bu girizgâhı sabırla okudunuz ise, şimdi bir örnekle derdimi anlatmaya çalışayım. Yaklaşık yirmi yıl önce bir büyüğümden şunu duymuştum: "Batı kültürü ile doğu kültürünün arasındaki en önemli farklardan biri, Batılı 'Ne yaptım, nasıl yaptım?' diye sorar, doğuda yani bizde ise "Niçin?" sorusu daha önemlidir. Çünkü gerek dünyada gerekse öteki dünyada bizlere 'Nasıl yaptığımızdan' çok 'niçin yaptığımız' sorulacaktır. Eğer bir işi yapmaktaki niyetimiz 'İnsanlara faydalı olmak' ise o zaman tamamdır. Çünkü bizim inancımıza göre 'insanların en iyisi Allah'ın kullarına en faydalı olandır..." İşte bu konuda bugün elime geçen MESS yayınlarından "İkna Edici Lider" isimli kitaptan bir paragrafçık (sh. 12): "İş insanlarının ince ikna sanatını anlamaları için bugünden daha iyi bir zaman olamaz. Yöneticilerin buyruklarla yönettikleri -emret- ve -kontrol et- günleri çoktan geçti. Günümüzde şirketler büyük ölçüde işlevler (bölümler) arası ekipler tarafından yönetiliyor ve çoğu sorgulanamayan otoriteye pek hoşgörüsü olmayan savaş sonrası kuşakların mensuplarıyla dolu. Kuruluşlarda fikirler ve insanlar hiçbir zaman olmadığı kadar serbestçe dolaşır ve kararlar piyasalara daha uyumlu olarak alınırken, elektronik iletişim ve küreselleşme geleneksel hiyerarşiyi daha da sarstı. On yılı aşkın bir süre önce başlayan, ama artık ekonomik manzaranın değişmez bir parçası haline gelen bu köklü değişiklikler, esas olarak şu noktaya varıyor: Günümüzde işler, insanların sadece 'Ne yapmam lazım?' diye değil, 'Bunu niçin yapmam lazım?' diye sorduğu bir ortamda yapılıyor..." Batı iş dünyası bizim attıklarımızı keşfetmeye başladı. Ba- tı'daki muazzam gelişmenin temelinde bizim de önemli katkılarımız olduğunu onlar zaten inkâr etmiyorlar. Biz de değerlerimizin farkına bir varabilsek!..