"Ahh! Güzel İzmir"

A -
A +

Bendeniz İzmir'de doğdum. 1963'ten itibaren 1990'a kadar kesintisiz İzmir'de yaşadım. Son yirmi yılda ise her yıl belli süreler İzmir'de bulunmaktayım. Dolayısıyla İzmir'de olan biteni karşılaştırmalı olarak izlemek ve belki biraz daha objektif olarak değerlendirmek imkânına sahip olduğum söylenebilir. Bugüne kadar çok defa kimsenin hevesini kırmamak prensibim dolayısıyla tenkit tarzında yazmayı benimsemedim. Ama bu defa İzmir'e biraz alıcı gözüyle bakmak icap ettiğini hissettim... Dün akşam Buca taraflarında bir arkadaşı ziyarete giderken şehrin en işlek caddelerinden birinde oradan her gün geçen bir sürücüden başkasının fark edemeyeceği kot farkından dolayı arabamın alt tarafını çok şiddetli bir şekilde sürtünce gerçekten kafam kızdı. Burhan Özfatura Bey'in bıraktığı pırıl pırıl yollar gitmiş bütün İzmir'in yolları berbat bir hale gelmiş. İzmir'in en prestijli caddelerinden olan Hatay Caddesi yıllardır berbat durumdaydı. Şimdi insanlar metro inşaatında yaşanan kargaşa sebebiyle durumun yakın zamanda hallolacağından ümitlerini kesmiş durumdalar. Annem Eşrefpaşa'da benim doğduğum evin arsasına yapılan bir apartmanda oturuyor. Çocukluğumda sokağa adım attığımda masmavi bir gök ve masmavi bir denizle karşılaşırdım. Şimdi saçma sapan imar planları dolayısıyla ne göğü ne de denizi görmek mümkün değil. Şimdi buna bir de yarım yamalak alınan ve dökülenler toplanmadığı için etrafa saçılan çöplerle kaplı sokaklar eklenmiş. Bundan yirmi yıl önce İstanbul'a gittiğimde yukarıda yazdıklarım İstanbul için geçerliydi. Şimdi aynı durum İzmir için söz konusu. Şöyle bir geriye yaslanıp durumu değerlendirmem ve havalı bir köşe yazarı olarak çok veciz birkaç cümleyle durumu çarpıcı bir şekilde ortaya koymam lazım. Hadi deneyeyim. "1990'larda İstanbul'un caddelerinde bol bol 'sloganlar' vardı. Şimdi İstanbul caddelerinde becerilen belediye hizmetleri yazıyor, şimdi İzmir'in caddelerinde bol bol sloganlar var." Hadi anacığıma "Ana, İzmir'e seçtiğiniz belediyecilerle aran nasıl, memnun musun?" diye takıldığımda, seksen küsurluk bir Eşrefpaşalı olarak verdiği cevabı da aktarayım. (Bu kıyağımı da unutmayın, annadın mı!) "Arsenikli suları içecez, kocaman hayvanat bahçelerinde ayıları seyredecez bundan sonra oğlum!" Umarım bu satırlar "Güzel İzmir"e yeniden kavuşmamız için bir nebzecik katkı sağlar. Yoksa kimseyle alıp veremediğim yoktur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.