Aklımızı başımıza alalım!

A -
A +

Babacığım "Ulukuş'un nasibi ayağına gelir oğlum" derdi. Bugün ne yazayım derken, yazımın konusu kendi ayağı ile geldi, gazetedeki odamda karşıma oturdu. OKS cenderesinden geçmiş. İyi bir puan tutturamamış. Cıvıl cıvıl bir cingöz. Dedim ki: "Sen bırak bu okulu mokulu, hemen yarından itibaren, bir simit tablası al ve simit satmaya başla. On yıl sonra, ben hâlâ sağ isem seninle o gün görüşelim!.. Ama annen bu işe ne der sence? Benim sana yaptığım bu tavsiyeye kızar mı? Kızar değil mi? Çünkü o bütün anneler gibi senin iyi bir okulda okumanı, yaklaşık on-on iki yıl sürecek bir sürenin sonunda bir yerlerde masa başı bir iş bulup, rahat etmeni ister. Onun için de annen baban uzun yıllar senin ağır eğitim masraflarını karşılamak için her türlü fedakârlığı yaparlar değil mi? Ne dersin?" Cevap: "Resul Amca, benim dedem aynen sizin dediğiniz gibi simit satarak hayata başlamış, sonra eczacı çıraklığı, kalfalığı derken, iş hayatına atılmış, araba alım satımı, ticaret ve de sonunda şimdi şehrimizin en zenginlerinden biri. Kendi de henüz sağ. Aslında ben de böyle bir maceraya atılmayı isterim. Ama yapamam. Çünkü yaptırmazlar..." Tabiî abartılı bir teklifti benimki. Sonra o gözleri pırıl pırıl "ticaret" kokan yumurcak dayısıyla beraber, milyonlarca genç gibi, "beyinleri dumura uğratan bir eğitim sisteminin içine doğru" yürüdü gitti... Şunu demek istiyorum, şimdi bu gencin gönlündeki "ticaret ateşini" yanık tutacak bir eğitime doğru yönlendirsek iyi olmaz mı? Olur. Olur da bunu kim yapacak. Halbuki eğitim sistemini birazcık yakından tanıdığım Almanya'da bu yaştaki gençleri sözünün değeri ve etkisi olan "sınıf öğretmenleri" yönlendiriyorlar. Uzun yıllar Almanya'da olan dayı ve teyze çocuklarından yakinen biliyorum. İş dünyası 100 milyar dolarlık ihracatı gerçekleştirirken kalifiye eleman sıkıntısı çekiyor. 500 milyar ihracatı gerçekleştirecek insan kaynağını bu saçma sapan seçme yerleştirme sistemiyle mi yetiştireceğiz. Aklımızı başımıza toplayıp eğitim sistemimizi şimdiden bilgi çağının gereklerini karşılayacak şekle sokamazsak en büyük sıkıntıyı o zaman çekeceğiz. Bu yazıyla tarihe not düşüyorum. Her havalı köşe yazarı gibi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.