Otuz milyon Euro'luk bir yatırım... Yaklaşık 60.000 metre karelik inşaat alanında 250-300 Türk firmasına büro ve sergi yeri imkânı sunan bir bina... Yani yatırım çok büyük değil. Ancak işin enteresan tarafı Alman vârislerinin konuya yaklaşım tarzı... Birden daldık konuya değil mi? Efendim, perşembe günü Almanya Federal Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Sayın Reiner Möckelmann'ın himayesinde, Köln şehrinde kurulan ve bir Alman firmasının yatırımı olan Türk-Alman Ticaret Merkezi'nin tanıtımı için düzenlenen toplantıya katıldık... Almanya Başkonsolosu ülkesinin bir şirketi tarafından Türk iş dünyasına pazarlanmak üzere gerçekleştirilen bir binanın tanıtılması için Başkonsolosluğu misafirlere açıyor... Her ne kadar binaya giriş ticari bir faaliyet için biraz sert sayılabilecek kontrol noktalarını geçmeyi gerektirse de konsolosluk personelinin güler yüzlü ve kibar davranışları havayı yumuşatıyor... Ticaret merkezinin Almanca ve Türkçe tanıtımı yapılıyor uzun uzun. Sıra sorulara gelince Türk iş adamlarından söz alanların hemen hepsi vize ve oturma müsaadesi konusuna odaklanıyorlar. Zaten projeyi pazarlayanların en fazla vurgu yaptıkları husus da, bu binadan yer kiralayanlara, vize ve oturma müsaadesi kolaylıklarının sağlanacak olması oluyor. Birtakım garantilerin verilmesine rağmen Türk tarafı, yani Almanya, ile büyük çapta ticaret yapan ve Almanya'da yatırımları olan iş adamlarımız vize kolaylıklarının gerçekten garanti olup olmadığını soruyorlar. Hatta bazıları her gidiş gelişte günler süren vize muamelelerinden yakınıyorlar. Bütün bunları dinlerken kendi kendime sordum. Almanya'ya kırk yıldır işçi olarak milyonlarca insanımızı gönderdik. Bu insanlarımız bizi her şeye rağmen iyi temsil ettiler. Alınlarının teriyle çalıştılar kazandılar, hatta son zamanlarda kendi işini kurup geliştiren onbinlerce Türk var. Bunlardan bazıları yılın iş adamı seçilecek kadar büyük başarılara imza attılar. Bütün bu olumlu gelişmeler Almanya'yı dış ticarette en büyük partnerimiz haline getirdi... Güzel günlerin başlangıcı... Son zamanlarda siyasî alanda da güzel günlerin başlangıçlarını yaşıyoruz. Bütün bu gelişmelerin ışığında ticaret ve iş ilişkilerimizi geliştirmek üzere hükümetler arasında özellikle iş adamlarımız için vize problemini hafifletecek bazı tedbirler alınamaz mı? Çünkü Avrupa Birliği'ne girişimiz öyle ya da böyle bir on sene kadar zaman alacağa benziyor. Bu geçiş dönemini rahatlatırsak daha büyük iş birliklerine ve başarılara imza atabiliriz. Üstelik Alman İmparatoru Kaiser Wilhelm'in Osmanlı Paşası kıyafetiyle poz verdiği bir tablonun Başkonsolosluk Kaiser Salonuna asılma nezaketinin işaret ettiği tarihi dostluğumuzu da pekiştiririz bu arada. Alman Dışişleri elemanlarının ticari ilişkilerin gelişmesindeki bu güzel davranışlarının bizim Dışişlerimize de örnek olması temennisiyle...