Alın teri

A -
A +

Okuyuculardan biri takıldı geçen gün: "Babanın dükkânında krizle ilgili bir bilgi yok muydu? O dükkânı özledik." Minicik, marangoz-keresteci karışımı bir dükkânda kriz olmaz mıydı? Her gün bu insanlar krizle başbaşa yaşarlar zaten. Alacaklar tahsil edilemez, kafadan kızma 'Deutz' motor yatak sarar; ama esas kriz her gün müşteri beklerken yaşanır. "Ya gelmezse?" İşte bu her gün yaşanan kriz o zamanlar bir şekilde aşılır, bir müşteri gelir; şükredilir içten, gizlice; gelen müşteri elden geldiğince memnun edilir ve gönderilir; sonra yenisi beklenir. Bazen de bugün tüm orta direğin yaşadığı gibi, günlerce müşteri gelmediği olurdu. Mevsimlik durgunluk dönemleri için meselâ "mamûl kesadı", "döndürgeç kesadı" derlerdi büyükler; işlerin kesat gitmesini açıklamak için. İşte öyle krizli günlerde, araba tamircileri Mustafa, Hüseyin amcalar araba parçaları hazırlar; nalbant Raşit Amca nal ve mıh döğer; tüccar kısmı bomboş dükkânlarda ne yapsın, sabahtan akşama kadar dama oynarlardı. Babama gelince, "Hadi oğlum, biz de işimize bakalım" der, aslında her an tertipli ve düzenli olan dükkânın düzenini baştan aşağıya bozar, bütün keresteleri aktarır, çürüklerini ayırır, onları keser parçalar; daha önce bahsettiğim konfeksiyon kapı ve pencere üretir; vakit kalmışsa makinaları temizler, yağlar, parlatırız. Daha da boş kalırsak, babam minicik yazıhanesine çekilir, kimsenin etlisine sütlüsüne karışmamak üzere ya "Gülistan-Bostan" ya da dede yadigârı "Mızraklı İlmihal" veya o günler mühim gelişmeler varsa aldığımız gazeteyi didik didik okurdu. Camlarının bir tarafında numarası yazılı gözlüklerini takarak. İşte böyle atlatılmaya çalışılırdı kriz bizim dükkânda. Anlayacağınız boş zamanlarda bile alın teri akıtmaya ve göz nuru dökmeye gayret ederdi o günlerin "reel sektörü". Gelelim ne demek istediğimize! Ümidimizi yitirmeden, biz de ne iş yaparsak yapalım, iş süreçlerimizi baştan sona gözden geçirebilir; verimsiz olan ne varsa ayıklayabilir; ileriye dönük stratejiler geliştirebiliriz. Kalan boş vaktimizde, okuyabilir ve bugünlerde fiyat bakımından da fırsat haline dönüşen eğitim faaliyetlerine yer verebiliriz. Orta direğin çeyrek asır önce kapanmış bir minicik marangoz dükkânından bir esinti daha sizlere. Bir ülkenin sosyo-ekonomik çadırını ayakta tuttuğu için üretici, esnaf ve sanatkâra şimdiki deyimle KOBİ'lere "orta direk" boşuna denmemiş. Son günlerde nihayet bu kesime destek sağlanmaya çalışılmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Rahmetli babam "alın teri olmayan işte hayır yoktur oğlum" derdi hep. Alın teri ise reel sektörün ta kendisidir. Milletçe alın terimiz eksik olmasın. İyi haftalar efendim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.