Amerika nereee, Babıdaa nere!

A -
A +

Hepimizin en azından küçüklüğümüzde bir satış maceramız olmuştur. En azından üç düğmeye bir bilye vermek tarzında barter yoluyla satış yapmışızdır. Peki o zamanlarda satıcı ve satış denilince aklımıza ne geliyor? Öncelikle ağzı iyi laf yapan, durmadan konuşan, renkli, hareketli, enerji dolu bir kişinin bir kalabalık karşısındaki şovu değil mi? Hani Amerikan kovboy filmlerinde "Vahşi Batı"da insanlara her derde deva ilaçlar satan tipleri şöyle bir hatırlayın; ya da bizim şehir hatları vapurlarında ya da banliyo trenlerindeki o muhteşem şovları düşünün: "Şu görmüş olduğunuz Japon harikası domates soyma makinasııı !" Amerika'dan kaynaklanan bu agresif ve ne olursa satarım tarzı satış stili yine Amerikalılar tarafından sorgulanıyor son zamanlarda. Ve insanlar, üniversal olarak doğru bilinen "dürüst satış"a yöneliyorlar. Bu yönelişi bilimsel baza oturtanlardan biri de 40 yıldır beyinle ve beynin fonksiyonlarıyla uğraşan ve belki bu yüzden aydınlık bir kafa yapısına sahip olan Tony Buzan. Türkiye'de de iyi tanınan "zihin haritaları" tekniğinin bulucusu Buzan'ı 4 yıl arayla iki defa dinlemek mümkün olmuştu. Buzan, geçtiğimiz yıl bir arkadaşıyla birlikte "Beyinle Satış" diye bir kitap yazmış. Bu kitapta şunu söylüyorlar, esas çıkış noktası olarak: "Son zamanlarda beyin hakkındaki en önemli keşiflerimizden biri de, beynin gerçeğe yönelik bir organ olduğudur. Bu yüzden satış sırasında gerçek dışı bilgilerden faydalanmaya çalışmanın faydası olmaz. Müşteri bunu beyniyle tabiî olarak algılar. Satıcı da yanlış bilgilendirme yaptığında (yani yalan söylediğinde) beyin bunun kendisine ve çevresine zarar verecek bir davranış olduğunu kavrar ve bunun yanlış olduğunu satıcının beden diline yansıtarak tedbir alır." Çok özet olarak ve anahatlarıyla sunmaya çalıştığım bu yeni anlayış tarzı, satış işinde yepyeni bir sayfa açıyor. Dürüst, yönlendirmesiz, danışman tarzı satış gibi yeni kavramlar ortaya çıkmaya başladı yeniden. Neden mi yeniden? Çünkü asırlar önceden atalarımız bu hususta diyeceğini demiş. Denizli'deki Babadağlılar İşhanı girişindeki kitabede şöyle diyor Anadolu'nun gür sesi: "Besmele çek gir çarşıya, selamı da unutma ha! Okkayı eksik çekme ha, arşını kısa tutma ha! Hakka hizmet eylemektir halka hizmet eylemek, İyi belle sen bu sözü, sakın yabana atma ha! Alış derken, veriş derken, ölçü, tartı, satış derken, Paraya pula tapma ha, insanlığı unutma ha!" İyi haftalar, bereketli satışlar dileğiyle. ....... (*)Babadağ Denizli'nin şirin bir ilçesi. Tekstil sektöründe örnek başarıları olan bu şirin beldemizin ismi, mahalli şiveyle başlıkta yazdığımız gibi söyleniyor aşağı yukarı. Ancak telaffuz biçimini yazıya tam olarak aktarmanın imkânı yok. Siz en iyisi bir Denizlili bulun ve ona söyletin; inanın çok hoşunuza gidecek.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.