Anadolu havası yarıyor insana

A -
A +

Son yıllarda gerek iş ve gerekse siyaset dünyasında "âhlak" konusu sıkça gündeme geliyor. Zira ahlakî ölçülerin olmadığı toplumlarda, iktidarlarda, şirketlerde, ailelerde düzen tutturmak, verimli olmak, vizyon oluşturmak, ileriye güvenle bakmak hasılı hiçbir müspet yaklaşımı yakalamak mümkün gözükmüyor. Bu yüzden belki biraz da utanaraktan doğrudan "âhlak" kelimesi kullanılmıyor da "etik" deniyor herhalde ya Yunanca ya da Latince kökenli bir kelime kullanılıyor. "İş etiği" deniyor mesela... Ya da "siyasi etik"... Tabii bu ahlâk meselesi öyle kolayca halloluverecek bir şey değil. İnsanlık tarihi kadar eski bir olgu "ahlaklı olmak"... Hititler'den, eski Mısır'dan, Sokrat Yunanından tutunuz, günümüze kadar birçok kültür ahlâkla ilgilenmiştir. İtalyanlar'ın neler çektiklerini gördük. Ne mücadeleler verdiler.... Bizde de bugüne kadar işin edebiyatı çok yapıldı çok konuşuldu bazen icraata geçildiği de oldu. Ama hâlâ işin içinden çıkamadık... Hepimiz destek olmalıyız... Son günlerde devlet bir bütünlük içinde toplumu içten içe kemiren bu ahlâksızlıkla mücadeleyi sürdürmeye gayret ediyor. Hepimiz bu gayretlere destek olmalıyız. Bu ülkenin evlatları, sahipleri olarak birbirimizi iyiye doğruya yönlendirmek için çaba göstermeliyiz. Tamam, bir çürük üzüm tanesi tüm salkımı hatta sepetteki üzümlerin hepsini karartır da, bütün sağlam üzümler bir çürük üzümü halledemezler gibi bir paradigmamız var. Anlıyorum. Biz de geride kalan üzümleri çok sağlam yetiştirelim çürüklerin tesirini azaltalım... Bu konuda diğer önemli bir kriter de "Balık baştan kokar" gerçeği... O bakımdan başımızda olanların da bu konuda hassas olmaları gerekiyor. Şu anda bu satırları Anadolu'nun bir köşesinden yazıyorum. Bir vesileyle geldiğim bu yerde bir sondaj yaptım. Hani toprağı derinlemesine deler, katmanları aynen dışarıya sıvazlayıp incelerler ya jeologlar... AK Parti'nin il bazında yönetiminde görevli bir arkadaşla sohbetteydik. "Tek başına neredeyse anayasayı değiştirecek sayıya sahip bir iktidarın, hükümet etmenin nimetlerinden faydalanma ve faydalandırma konusunda zorlukları olmuyor mu?" dedim. "İnsanların mutlaka belli beklentileri olur. Bu beklentiler karşılanmazsa, partinin devamı nasıl sağlanır endişesi yok mu?" diye sordum. "Balık baştan kokar..." Cevap: "Partide herkes Tayyip Bey'e Abdullah Bey'e ve diğer baştakilere bakıyor. Orada bir çözülme yok. O bakımdan şimdilik bir problem yok. Mesela geçenlerde il teşkilatı olarak Abdullah Gül'ü ziyarete gittik Ankara'ya. Toplantının açılış konuşmasında 'arkadaşlar etrafımızda olan biteni takip edin harama helâle dikkat edin' cümlelerini duyduk. Bu durumda kimsenin kıpırdayacak hali kalmaz. Malum, balık baştan kokar..." Hepimiz daha mutlu ve müreffeh bir topluma giden yolun, ahlâklı fertlerle daha kısa zamanda kat edileceğine inanalım. Nasıl, "Anadolu havası" fark ediliyor mu bugünkü yazımızda? Buraların havası gerçekten temiz. Doya doya ciğerlerime dolduruyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.