Pareto isimli bir İtalyan bilim adamı (%80/%20) olarak akılda kalan bir oranı kullanarak birçok olayı tahlil etmiş. Bu hayatın her alanına uygulanabilen ve de oldukça doğru çıkan bir yaklaşım oluyor gerçekten. Adına da Pareto Analizi deniyor. Mesela; bir şirketin müşterilerinin %20'si o şirketin satış hacminin %80'ini sağlarken, geri kalan %80 müşteri satışın %20'sini gerçekleştirir. O zaman satışın çoğunu sağlayan müşterilere zamanınızın ve enerjinizin çoğunu ayırmayı düşünebilirsiniz. Ya da; bir yönetici zamanının %80'ini çok gerekli olmayan %20'lik faaliyetlere ayırırken, çok önemli olan %80'lik işlerine zamanının %20'sini ayırabiliyor. Mesela bir genel müdür zamanının %80'ini; gereksiz elektriklerin söndürülmesi, daha az kâğıt havlu ve tuvalet kâğıdı kullanılması, personelin devam imza listelerinin her gün bizzat kontrol edilmesi, yemekhanenin iyice paspaslanıp paspaslanmadığı, otoparkta araçların düzgün park edilip edilmediği ve benzeri işlere ayırır; yeni teknolojilerin satın alınması, yeni yatırımlara karar verilmesi, stratejilerin gözden geçirilip yenilenmesi, şirket vizyonunun çalışanlara benimsetilmesi, personelin motivasyonu gibi hayatî problemlere zamanının %20'sini ayırmakta bile zorlanır. Bu prensipten hareketle diğer birçok durumu analiz etmek mümkün gördüğünüz gibi. O zaman politik hayatımızın en önemli olaylarından olan 'Bütçe Görüşmeleri'nde CHP lideri Sayın Kılıçdaroğlu'nun dünya devleriyle boğuşmak zorunda olan Türkiye'nin bütçesinin görüşüldüğü TBMM'de bir belediyedeki -aslında mahkemesi bitmiş, hükmü verilmiş- bir yolsuzluk olayını gündeme getirmesini bu meşhur Pareto Analizine tabi tutalım desek. İnanın ben ölçtüm tarttım, uyduramadım. Kılıçdaroğlu için yeni bir oran gerekiyor. Bendenizin teklifi (%2-%98). Sizler de uygun oranlar düşünebilirsiniz...